Balyoz’dan yargılananlar ‘bunları biliyor musunuz’ diyor! - Ruhat Mengi

Bir yandan Balyoz Davası olarak bilinen davayla ilgili duruşmalar devam ederken bir yandan da bu davadan yargılanan “orgeneral, korgeneral, koramiral, tuğamiral, tuğgeneral”lerden başlayıp “albay, yarbay”lara inen rütbeli askerlerden yüzlerce imzalı açıklamalar geliyor. İddianamedeki iddiaları tek tek alıp “onları çürütecek bilgiler” veren açıklamalar bunlar..

Birkaç gün önce gelen son “çok imzalı” yazı Hava Orgeneral Bilgin Balanlı tarafından kaleme alınmış. “Bugüne kadar adaletin tecelli edeceğinden endişe etmeyerek asker metaneti içinde bekledik... Gelinen aşamada kamuoyunu ve sizleri doğru olarak bilgilendirmenin gerektiğine inanarak bu mektubu yazma ihtiyacı hissediyoruz” cümlelerinin de bulunduğu açıklamadan bazı bölümleri olduğu gibi alıp sizinle paylaşmak istiyorum:

“İki buçuk gün süren seminer süresince katılımcılar tarafından yapılan tüm sunumlar ve konuşmalar Ordu Komutanı’nın emriyle kayıt altına alınmış, CD ve kaset olarak Ordu Karargahı’nda saklanmıştır. Bu kayıtlar yıllar sonra bazı işbirlikçiler tarafından Karargah dışına sızdırılmıştır.

Bugün seminere katılan toplam 162 kişiden sadece 51’i sanık olarak yargılanmaktadır. Eğer seminer iddia edildiği gibi ‘bir darbe planının denendiği’ seminer olsaydı diğer katılımcıların da iddianamede yer alması gerekirdi. Davada yargılanan 365 sanıktan 314’ü ise seminere kesinlikle katılmamıştır. (...)

İçeriği sahte herhangi bir yazının bilgisayarda üretilmesi ve üst veri bilgilerinin herhangi bir kişi adına tanzimi her zaman mümkündür. Bu davada art niyetli kişiler veya gruplarca yapılan sahtekarlık işte budur. Birileri, 2008 yılı sonrasında, bir bilgisayarda 1’inci Ordu Plan Semineri kayıtlarından istifade ederek sahte planlar düzenlemiş, üst veri bilgilerini ‘tasfiye etmek istediği subayların adına’ tanzim etmiş, oluşturma ve son kayıt zamanlarına 2003 yılını yazmak suretiyle, suçlama ve tutuklamaya dayanak teşkil eden dijital verileri üretmiştir.”

CAMİ BOMBALAMA OLAYINDA ‘SOKAKLAR’

Devam ediyor: “Üst veri bilgilerindeki sahtekarlıklar, sorgulamalarında, sanıklar ve avukatları tarafından hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açık ve net olarak ortaya konmuş, ayrıca bunların “2007 yılında piyasaya sürülen bilgisayar programı” ile oluşturulduğu tarafsız bilirkişi raporları ile de teyit edilmiştir.

Örneğin sözde ‘cami bombalamak’ için 2003 yılında yapılan keşif raporlarında adı geçen bazı cadde ve sokak isimlerinin 2006 yılında verildiğini gösteren İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin resmi yazısından bilginiz var mı?

Aksaz’da gizli toplantıda olduğu iddia edilen amirallerin o zaman diliminde ‘yabancı bir limanda’ olması... Sözde ‘gözaltına alınacak personel’ isimlerinden oluşan listedeki üniversite öğrencilerinden bir kısmının o tarihte henüz ortaöğretim çağında bulunması... Bazı kurumlarda gösterilen personelin ise ‘o kurumlara 2006 yılından sonra girmiş’ olduklarının resmen tespit edilmesi... Ya da sözde darbe hazırlığı için görev yapan gemilerin aslında o tarihte ‘tersanede bakımda’ olması gibi daha nice sahtekarlıkları resmi duruşma kayıtlarında, davayla ilgili internet sitelerinde bulabilirsiniz.

2008 yılından sonraki bir tarihte 2003’e aitmiş gibi bir plan hazırlamak birçok yalanı bir araya getirmeyi gerektirdiğinden sahtekarlar tarafından yaratılan sözde planlarda ve yazışmalarda 1500’ün üzerinde hata yapılmıştır”.

Daha birçok şey anlatılıyor ve yazı “Gelecekte, Türkiye’nin şu anda yaşadığı olaylar ve gerçekler bütün açıklığıyla ortaya çıktığında, gerçeğin yanında yer almanın onuru ile yaşamanın hepimize daha çok yakışacağını düşünmekteyiz” diyerek bitiyor. Tabii ki burada anlatılanların doğruluğu ancak yargı kararını verdiği zaman ortaya çıkacak, şu an tam olarak emin değiliz. Ama diyelim ki bu davada ve “darbe hazırlığı iddialarıyla tutuklanan diğer insanların davaları”nda bu tür fahiş yanlışların en azından bir kısmı doğru çıktı, yargı o insanlara “mahkum olmadıkları halde” yıllar boyunca mahkum gibi tutukluluk yaşatmanın, hayatlarından “aileleriyle geçirecekleri” yılları çalmanın, işlerine engel olup, onurlarıyla oynamanın hesabını nasıl verecek?

Başa dönelim; gerçekten aklıma takıldı, neden bu seminere katılan 162 kişiden sadece 51’i sanık olarak yargılanıyor, iddiaya göre seminer değil de “darbe planı provası” ise dedikleri gibi hepsinin yargılanması gerekmez miydi? Keşke bu “çok önemli soru”nun cevabını topluma verseler!
*****

Arabanızda saklanan yavrular var!

Levent’teki Veterinerium’da Dr. İlknur Hanım’la “sokak hayvanlarının çektiklerini, karşılaştıkları işkenceleri, sürat meraklısı dikkatsiz ve sorumsuz sürücülerin arabalarıyla çarpmalarını” filan konuşurken başka bir sorunu hatırlattı; araba motorlarına giren kediler .. Özellikle de “sadece saklanıp korunmak için yer arayan yavrular”..

Eğer araç sahibi fark etmez de motoru çalıştırırsa bu yavrular parçalanıyorlarmış. Veterinerlere fark edilip de ölmeden yetiştirilen ama çok kötü durumda hayvanlar geliyormuş ki bazılarını ben de gördüm.. “Eğer binmeden önce arabayı sadece sallasalar, kapıları açıp kapatsalar bile hayvanlar kaçar” diyor. Kışın soğuk havalarda ısınmak için motorlara saklandıklarını ve bakmak gerektiğini yazmıştım ama meğer mesele sadece soğuk hava değilmiş, diğer hayvanlardan veya insanlardan korkunca da saklanıyorlarmış.

Lütfen araçlarınıza binmeden bir göz gezdirin ve aracı sarsın, üç dakikanızı alır ama o sevimli yavrucukların hayatını kurtarabilirsiniz.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget