Aydın Doğan, Tayyip'in elini öpmüş oldu! - Necati Doğru

Tersini de söyleyebilir; “Tayyip Erdoğan Aydın Doğan’a sonunda elini öptürdü” diyebilirsiniz.
Yanlış sayılmaz.
Sahneyi izledik.
Bir öpen var.
Bir öptüren.
Aydın Doğan ile Tayyip Erdoğan’ın ismi İngilizce “Trump Towers” olarak konulmuş; siyah-beyaz renkte eğimli olarak göklere kadar yükselen, 400 milyon dolar harcanarak İstanbul’a “rezidans-ofis-alışveriş merkezi” kazandıran yeni bir eserin açılışında bir araya gelmesi sıradan bir sahne gibi yorumlanabilir.
Bir yenilik yok.
İşadamları rezidans dikiyor.
Başbakanı davet ediyorlar.
Açılışı birlikte yapıyorlar.

Ancak bu açılış öyle sıradan sayılmaz. Aydın Doğan ile Tayyip Erdoğan, bir süre önce TV ekranlarından 73 milyon insanın gözleriyle görüp kulaklarıyla işittiği gibi birbirlerine çok keskin hitaplarda bulunmuşlardı. Biri öbürüne “Al Capone” demiş, diğeri ötekine “Yalancı” damgasını vurmuştu. Başbakan Erdoğan, bir ABD gazetesine verdiği demeçte Aydın Doğan’ı ünlü mafya lideri “Al Capone” benzetmiş, Aydın Doğan da “kendisinden Hilton’a izin istemeye değil rafineri kurma arzumu söylemeye gittim...” demişti.

Xxx

Sonrasını biliyorsunuz.
Aydın Doğan can derdine düşmüştü. Yani düşürülmüşü. Yanında Türkiye’nin en iyilerinden 10 tane vergi uzmanı çalıştırıyor olmasına rağmen holdinginde şirketler arası hisse devri yaparken “vergi usul hatası” yaptığı kararı çıkarılmış “4 milyar dolar” gibi korkunç bir vergi cezasıyla kapısı çalınmıştı.
Devlet karar vermişti.
Doğan’ın canı isteniyordu.
Devleti ele geçirmiş Tayyip Erdoğan, Aydın Doğan’a; “Ya bendensin… Ya bana karşısın…” modeli uyguluyordu. Amaç Aydın Doğan’a diz çöktürmek, el öptürmekti. Nitekim mahkemede “vergi kaçırma olmadığı” yolunda karar verdi ama Aydın Doğan, yine de Vehbi Koç’un; “İşadamının aptalı devletle kavga eder…” öğüdüne uymayı seçti.

Gazetelerin ikisini sattı.
Bir TV’sini elden çıkardı.
Kalan gazetesinde muhalefet yapan 2 etkili kalemi de temizledi. Önceki gün İstanbul’un göğüne bulut gibi dans ederek ince uzun yükselen 400 milyon dolar harcanarak yapılmış “Trump Towers” açılışında Aydın Doğan Başbakan’a “aile boyu arzu hürmetlerini” arz eden kusursuzluk içindeydi.
Kızları, damaları, torunları.
Eksiksiz ordaydılar.
Aile boyu diz çöküş oldu!

Xxx

Aydın Doğan Başbakanı övdü.
Başbakan Aydın Doğan’ı kutladı.
Bu sahne, Türkiye’de gerçekten “güç kaymasının tamamlandığını” gösteriyordu. Güç yer değiştirmişti.
Başka bir ifadeyle yazayım.
Karşı devrim tamamlandı.
Güç, laikliği referans alanlardan dini referans alanlara bütünüyle kaydı. İşadamları, gücü karşılarını almıyorlar, alamıyorlar. Güce karşı durmuyorlar. Gücü arkalarına alıyorlar, sınıfsal egemenliklerini devam ettirip; yeni kuleler dikmek üzere geleceği kucaklıyorlar. Bu sahneyi tarih, “Aydın Doğan, Tayyip’in elini öpmüş oldu” diye yazacaktır.

(uyan borusu)

Doktora vuranıneli kırılır!

Doktoru öldüren 17 yaşındaki çocuk, hastalanınca mutlaka doktora koşacak. Doktor yumruklayan 30 yaşındaki adam, hasta olunca doktor arayacak. Doktor tokatlayan milletvekili, hasta olunca “beni doktora yetiştirin” diye yalvaracak. Doktor vurmak sefil ve zavallı bir kültür. Bu ülkenin camilerinde dün (Cuma namazı vesilesiyle) “Doktora vuranın eli kırılır…” diyen tek bir konuşma bile yapılmadı.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget