Annan’a Uyarı, Esad’a Çağrı - Mehmet Ali Güller

İstanbul’daki Suriye düşmanları toplantısını değerlendirmeye geçmeden önce belirtelim. Batı merkezli Suriye planına göre sondan sıralı hedefler şunlardı: Suriye’ye dış müdahale, Suriye’ye uluslararası güç gönderme, tampon bölge, insani yardım koridoru, rejim muhalefetini silahlandırma, rejim muhalefetini birleştirme…
Gelelim İstanbul Zirvesi’ne… İlki Tunus’ta Şubat sonunda  “Suriye’nin dostları” adı altında yapılan zirvenin İstanbul’daki ikincisinde isim değişikliğine gidildi. Suriye’nin düşmanları bu kez kendilerini “Suriye halkının dostları grubu” diye isimlendirdiler. Önümüzdeki ay Fransa’da yapılacak üçüncü toplantıda daha da küçülecek ve muhtemelen “Suriye’deki Batı hayranı muhaliflerin dostları grubu” olacaklar!
Gelelim zirveden ne çıktığına…
DÜŞÜK KATILIM
137 devletin davet edildiği ama ancak 60 civarında devlet ya da hükümet temsilcisinin yer aldığı İstanbul zirvesine Koffi Annan dışında AB Dışişleri Bakanı Ashton’un da gelmediğini, Irak’ın ise sırf Arap Birliği dönem başkanı olduğu için son dakikada zirveye Bakan vekili düzeyinde katıldığını lütfen not ediniz.
ERDOĞAN ÇARK ETTİ
1. Geçen hafta Seul yolunda Annan Planı’nı “tasvip etmediğini” açıklayan Başbakan Erdoğan, zirve açılışında yaptığı konuşmada “Kofi Annan’ın girişiminin sonuç vermesini umuyoruz” demek durumunda kaldı. Erdoğan bu keskin dönüşe şu sözlerle kılıf yaratmaya çalıştı: “Ancak Suriye rejiminin Annan girişimini zaman kazanma olarak kullanması olasıdır.”
Erdoğan’ın Annan Planı konusundaki bu geri adımı, en başta İstanbul’dan önce Bağdat’ta yapılan Arap Birliği Zirvesi’nden çıkan plana destek kararı nedeniyledir.
ANNAN’A TAKVİM UYARISI
2. Esad’ın Annan Planı’nı kabul etmesiyle eli zayıflayan “Suriye’nin düşmanları”, İstanbul’dan yeni bir hamle yapabilmek için bu kez planın takvimine yoğunlaştılar. Türkiye ve Fransa “sonu belirsiz bir plan yerine Esad’a bir takvim sınırlaması getirilmesini” savundu. Hatta Türk diplomatlar, “Annan’ın görevinin bir ya da iki haftayla sınırlı olması” için çalışma yürüttü.
Ancak “Ben bir takvimden yanayım ama bir son tarihe karşıyım” diyen Almanya Dışişleri Bakanı Westerwelle’yi aşamayan Ankara-Paris ittifakı, takvimin bizzat Annan tarafından belirlenebileceği görüşünü kabul etmek zorunda kaldı.
AKP’NİN KONSEYİ TEK TEMSİLCİ OLAMADI
3. Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar üçlüsü açıkça Suriye muhaliflerinin silahlandırılmasını istiyordu.
Ancak ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, “sivil muhalefeti desteklemeyi sürdüreceğiz” diyerek Obama’nın Seul’de verdiği telsiz sözünden daha ileriye gidemeyeceklerini belirtmiş oldu.
4. AKP, koordinasyonundan sorumlu olduğu Suriye Ulusal Konseyi’ne, geçen hafta Pendik toplantılarında diğer muhalif kesimleri de dâhil etmeye çalışmış ancak başaramamıştı. Konsey, buna rağmen İstanbul Zirvesi’nde “Suriye’nin tek meşru temsilcisi” ilan edilmek istedi.
Ancak Türkiye’nin de istediği bu durum gerçekleşemedi. “Suriye’nin düşmanları” Konsey’i ancak “Suriyelilerin meşru temsilcilerinin birisi” olarak tanıyabildi.
CLİNTON’DAN ESAD’A ÇAĞRI
5. Almanya’nın başını çektiği bazı Batı ülkeleri, Esad yönetiminin kabul ettiği Annan Planı’nı esas alan bir sürecin izlenmesi gerektiğinde ısrar etti.
Bu nedenle ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton konuşmasında, Türkiye – S. Arabistan – Katar üçlüsünün istememesine rağmen, Esad’a siyasi geçiş sürecini başlatma çağrısı yapmak durumunda kaldı!
Clinton, konuşmasının bir bölümünde “askeri müdahale seçenekleri reddedilse bile dünyada kimse daha fazla bekleyemez” diyerek gaz almaya çalıştı. Böylece Clinton, Obama’nın “Kasım’a kadar benden bir şey beklemeyin” tavrını teyit etmiş oldu.
SURİYE’NİN DÜŞMANLARI BÖLÜNDÜ
İstediği sonucu çıkaramayan AKP’nin partnerleri Suudi Arabistan ve Katar ise İstanbul’daki yapıdan bağımsız olarak bir fon kurmaya karar verdiler. Körfez ülkeleri aralarında para toplayarak rejim muhaliflerine maddi yardım yapacaklar!
FİYASKO ZİRVE
Sonuç olarak gelişen Rusya – Çin inisiyatifini kırmak üzere planlanan İstanbul toplantısı da, tıpkı önceki Tunus toplantısı gibi fiyaskoyla sonuçlandı.
Uluslararası güç dengeleri değiştikçe, AKP maalesef Türkiye’yi daha da yalnızlaştırmış oluyor…

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget