Yeniçağ yazarı Servet Avcı’nın 29 Temmuz tarihli “Türkiye solunun ‘Kürtçü’ ihaneti” başlıklı yazısında ele aldığı iddia, zaman zaman milliyetçi çevrelerde dile getirilir.
Avcı’nın iddiası özetle şöyle: “Türkiyeli sosyalist hareketlerin içinde yer alana kadar etkisi son derece sınırlı olan ayrılıkçı gelenek, sosyalist hareketle birlikte farklı bir karakter ve ivme kazanmıştır… Türkiye solunun içinde gelişim evresini tamamlayan bölücüler, özellikle 1974’ten sonra kendi adlarıyla ortaya çıkmaya başladılar…”
Avcı yazısını şu iddiasıyla noktalamış: “Basında, haktan yana gözüküp, bölücü tezlere doğrudan ya da dolaylı destek olanları teşhis ederek diyoruz ki, maalesef Türk komünistinin dönüp dolaşıp geldiği yer ‘Kürtçü’ dükkanıdır!..” (Yeniçağ, 29 Temmuz 2012)
Servet Avcı neredeyse Kürtçülükle mücadelenin yolunun, sol’la mücadeleden geçtiğini iddia edecek!
SOLCULUK, AYRILIKÇILIĞIN PANZEHİRİDİR
Ülkedeki her olumsuzluğu sol’a yüklemeye kalkmak, bunu yapabilmek için de mantığı rafa kaldırmak, sanırız sağcılığın genlerinde var. Yoksa bir tez, “Şeyh Sait, ayaklanmadan önce TKP üyesi miydi?” gibi saçma bir soruyla bile bu kadar kolay yıkılmazdı!
Peki, gerçek ne?
Gerçek tam tersidir! Avcı’nın belirttiği tarihteki Kürt kökenli solcular, sol’dan ayrıştıkça Kürtçüleştiler, ayrılıkçı hareketler kurdular…
Türk ve Kürt’ün birlikte solculuk yaptığı, aynı çatı altında örgütlendiği 60’larda, hatta 70’lerin ilk birkaç yılında bölücülük gibi bir sorun var mıydı? Ayrılıkçılık tersine, 12 Mart’ta sol’a darbe vurulmasının ardından ve Türk ile Kürt’ün ayrı örgütlenmeye itildiği süreçte başladı… Bölücülük de, sol’un ezildiği 80’lerde büyük atağına kalktı!
Kürtçülüğün kaynağı sol değil, ABD güdümlü iki askeri darbe ve resmi-sivil faşist uygulamalardır!
Bir Türk milliyetçisinin Kürtçülüğün kaynağını solculuk sanması, o nedenle en çok ABD emperyalizmini ve bölücüleri memnun eder! Zira bu süreçten ders çıkaramayan, Türk ve Kürt’ün birlikte örgütlenmesinin bölücülüğün panzehiri olduğunu saptayamayan türden Türk milliyetçilerinin varlığı, Kürt milliyetçilerinin varlığının da garantisidir!
AKP BÖLÜCÜLÜĞÜ 4’LE ÇARPTI
Kürtçülüğün kaynağını yanlış yerde arayan Servet Avcı’ya, önemli bir anketin sonuçlarını anımsatalım.
Yalçın Doğan’dan öğendik: “Kürtlerin yüzde 23’ü ‘bağımsız Kürt devleti kurulmasından’ yana. Hemen hemen her beş Kürt’ten biri bağımsız devlet istiyor. Oysa, üç yıl önce bağımsız Kürt Devleti isteyenlerin oranı yüzde 6. Üç yılda yüzde 6’dan yüzde 23’e yükseliyor. Asıl düşündürücü olan bu.” (Hürriyet, 28 Temmuz 2012)
Araştırmanın bir bölümünü daha önce Kadri Gürsel’den öğrenmiştik. Örneğin Kürtlerin yüzde 56’sı artık “özerklik” istiyordu. Oysa bu oran üç yıl önce, 2009’da yüzde 21’di! (Milliyet, 2 Temmuz 2012)
Peki, üç yılda bağımsız Kürt devleti kurulmasını isteyen Kürt sayısı nasıl dört kat artıyor? Özerklik isteyenlerin oranı nasıl üç kat artıyor? Servet Avcı işte asıl buna kafa yormalıdır. Zira bu sorunun yanıtı, bir milli devlet olan Türkiye’nin geleceğini ilgilendiriyor!
Ülkeyi bu noktaya sol değil AKP’nin Kürt Açılımı getirmiştir. Açılım’dan önce her 100 Kürt’ten sadece 6’sı “bağımsız Kürt devleti” derken, şimdi bu sayı 23’e çıkmıştır. AKP bölücülüğü 4’le çarpmıştır!
Yani Kürt Açılımı, tam da bu ankette ortaya çıkan sonucu yaratmak içindi…
O nedenle gerçek Türk milliyetçilerinin görevi, dünün solculuk düşmanlığına heveslenmek değil, ABD ve AKP’yle mücadele etmektir!
Yorum Gönder