Bu gün 30 Ağustos “Başkomutanlık meydan muharebesinin” 90. Yıldönümüdür.
Kurtuluş savaşı, üç yıl yapılan büyük mücadele sonucunda, bizzat Mustafa Kemal komutasındaki kahraman Türk Ordusunun 30 Ağustos 1922 de Dumlupınar’dan başlattığı meydan muharebesinin, 9 Eylül 1922 günü İzmir’de düşmanın denişe dökmesi sonucunda utku (zafer) ile sona ermiştir.
Bu mutlu gün ilk defa 1923 yılında Afyonkarahisar, Denizli, Kahramanmaraş, Ankara ve demokrasinin beşiği İzmir’de bayram olarak kutlanırken, 27.05.1935 tarihinde çıkarılan 2739 sayılı yasa ile Zafer Bayramı Ulasal bayramımız olarak kabul edilmiş ve tüm yurtta coşku ile kutlanmaya başlanmıştır.
Daha sonra 2739 sayılı yasayı kaldıran 27.03.1981 tarih ve 2429 sayılı Ulusal Bayram Ve Genel Tatiller Hakkında Yasada da, 30 Ağustos Zafer Bayramı yine ulusal bayramlar arasında yerini korumuştur.
Türkiye Cumhuriyetinin varoluş köşe taşlarından önemli biri olan Zafer Bayramı yıllardır Genel Kurmay Başkanlığı ev sahipliğinde kutlamalar kabul edilip resepsiyonlar düzenlenirken, Genel Kurmay Başkanı Org. Necdet Özel’in önerisi ile ilk defa bu yıl Cumhurbaşkanı tarafından kutlamalar kabul edilip resepsiyon verilecekti.
Hatırlanacağı üzere, geçen yılda 30 Ağustos Zafer Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonları, çok sayıda şehit verildiği nedeniyle iptal edilmişti.
Bu yıl ilk defa ev sahipliği yapacak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Kulağındaki rahatsızlık nedeniyle resepsiyonu İptal ettiğini açıkladı.
Bu bir bahanedir. Çünkü Anayasamızda Cumhurbaşkanının bulunmadığı durumlarda TBMM Başkanının kendinse vekâlet edeceği amir hükmü bulunmaktadır.
Nitekim Anıt Kabirdeki Kutlamalarda Cumhurbaşkanına vekâlet eden Sayın Çiçek, pek ala resepsiyonu da verebilirdi.
Kim ne derse desin amaç, Cumhuriyetin varoluşunu hatırlatan tüm değerlerimiz unutturulmak ve kaldırılmak istenmektedir.
Ama buna güçleri yetmeyecektir. Çünkü Cumhuriyetin koruyucusu yüce Türk halkıdır.
Halk, inadına bu unutturma ve kaldırma niyetlerini boşa çıkarmakta ve daha bir coşku ile Ulusal Bayramlarını kutlayarak Cumhuriyetine sahip çıkmaktadır.
Bu gün yazılı medyada yayımlanan bayram mesajlarına baktığımızda bunu açıkça görüyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve Sayın TBMM Başkanının, 30 Ağustosun gününün önemine dokunmaları gerekirken, terör olaylarını öne almayı yeğlediklerini görüyoruz.
CHP Genel Başkanın Sayın Kılıçdaroğlu ise mesajında günün anlam ve önemini vurgulamaktadır.
MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli ise vatanın bölünmez bütünlüğünü öne çıkarmaktadır.
Elbette ki terör ve vatanın bölünmez bütünlüğü günümüzün konusu olarak bizi için çok önem arz etmektedir. Her zaman diri tutmamız gereken sorunlarımızdır.
Ancak, gönül arzu ederdi ki 30 Ağustos mesajlarında “Başkomutanlık Meydan Muharebesinin” anlam ve önemine vurgu yapılsaydı.
Ama yapılmadı.
Şu bilinmelidir ki:
Vefalı Türk halkı büyük önderini ve onun kazanımlarını hiçbir zaman unutmayacak, her koşulda artan bir coşku ile kutlamaya, anmaya devam edecektir.
Bu nedenle bu değerlerimizi hiç kimse KALDIRAMAZ.
Yine şu bilinmelidir ki:
%50 oya güvenenler, Mustafa Kemal Atatürk, Laik Cumhuriyet ve kazanımları söz konusu olduğunda en az %25 oranında yurttaş saf değiştirmekte tereddüt etmeyecektir.
Bu yurdu kazanıp bizlere teslim eden, Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları ile aziz şehitlerimizi anıları önünde saygı ile eğiliyor ve ruhları şad olsun diyorum.
Tüm Yurtseverlerin, Cumhuriyetçilerin ve Kemalistlerin 30 Ağustos Zafer Bayramını içtenlikle kutluyorum.
Yorum Gönder