Bayramları kaldırmak kolay ama tarih silinmez - Kurtul Altuğ

Ya tarih bilmiyorsunuz ya da bayramların değil, asıl tarihin silinmesi marifetini beceremediniz; yüzünüze gözünüze bulaştırdınız ve tarih önünde “suçluların telaşı içindesiniz!” Tarihi bilmiyor silmeye kalkıyorsunuz.

Bayramları kaldırmak kolay ama tarih silinmez
Birileri iktidar olmazdan önce bana telefonda şöyle diyordu:
“- Bizi sizi 70 yıl çektik! Siz de bizi çekeceksiniz!”
Merhum Erbakan Hoca Başbakan olmuştu yüzde 36 oyla- ve TV’de iktidarı eleştirmiştim de ondan.
Erbakan’a rahmet okutacak Erdoğan ve Gül el ele tutuştular ve devletin sadece yüksek rakımlı tepesini değil, hemen, hemen tüm kurumlarını ele geçirdiler. 11. yıl doluyor ve sadece biz değil iktidara oy veren çok insan verdiği oylara yanıyor. Hem de çıra gibi.
Oysa DP 1950’de iktidara geldiğinde Meclis’in önünde toplanan kalabalıktan yaşını başını almış güngörmüşler şöyle diyorlardı:
“-Yazık oldu! Onlar rical-i devletti…” Yani İsmet Paşa devrini kastederek yakınıyordu. Daha ilk gün Türkçe okunan ezan Arapça olmuştu. Hacıbayram Cami imamı minberden: “-Hayırlı olsun! Halife kapıda bekliyor“ diye müjde veriyordu. DP iktidarının başında bulunan ve Cumhurbaşkanı seçilen Bayar da O’nun Başbakanı Menderes de bu derece fütursuz olmadılar. Menderes dini siyasette kullandı ama ne Cumhuriyetin değerlerine karşı çıktı, ne de Laikliği yok saydı. Hiç biri itilafçı olmadı.
2002 seçimlerinden sonra AKP iktidara geldi; Sayın Erdoğan ve Gül ikilisi hayret verici bir şekilde Cumhuriyetten intikam almaya başladı. Oysa ikisi de Cumhuriyet okullarında okumuş, o rejimin ekmeğini yemişlerdi. Önce laikliğin tanımını değiştirdiler: “İnsan laik olamaz. Devlet laik olur.”
Sonra Cumhuriyeti simgeleyen bayramlara el attılar ve hiç düşünmediler ki, bayramları kaldırmak olaydır ama 88 yıllık Cumhuriyet tarih sayfalarından kaldırmak zordur.. Çünkü onlar kan ve gözyaşıyla gerçekleşmiş devrimlerdir ve tarihe mal olmuşlardır. O Devrim karşıtlarına soralım:
“-Siz tarih okur musunuz?
Tarih denilince ilk akla gelenler

Soralım ve yanıt bekleyelim:
“İstanbul işgal edildiğinde tarih kaçtı?
-1918.
-Ya İzmir’in işgali ne zaman?
-1919
-İşgalciler kimlerdi?
-İstanbul’da İngilizler, İzmir’de Yunanlılar.
-1919 yılının 19.günü ne oldu?
Yanıt yok! Ama tarihin yanıtı var:
-Gazi Mustafa Kemal Samsun’a çıktı.”
Demek ki Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımı o gün atılmış. Tarih böyle yazıyor. Tarih böyle yazıyorsa ve o günlerde yaşananların ürünü şimdi üzerinde yaşadığımız bu vatan topraklarının işgalden kurtulması yurttaşlarımız için önemlidir ve bizim için kutsal bir kaç bayram günlerini simgeler. Onları yasakladınız. Ancak tarihten silemediniz.
*Erzurum ve Sivas Kongrelerinde alınan kararların önemi ve tarihleri nedir?
-Yanıt yok.
*Erzurum Kongresi 29 Haziran gecesi sona erdiğinde Mustafa Kemal Mazhar Müfit Kansu’nun defterine şu notu düşürdü mü düşürmedi mi?
-“Kadınlar için tesettürü kaldıracağız -Latin harflerine geçeceğiz -Kılık kıyafet devrimi yapacağız ve Cumhuriyeti ilan edeceğiz.”
*Şimdi keyif sürdüğünüz TBMM ne zaman açıldı?
Sizi köftehorlar bilirsiniz elbette. 23 Nisan 1920 günü ve o gün nedenle Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’dır. Onu da yasakladınız. Ya da bayram olmaktan çıkardınız. Elinize ne geçti?
Baksanıza ahali çocuklar gibi şen o bayramı kutlamıyorlar mı?
*Şu şiirin anlamını hiç düşündünüz mü?
“26 Ağustos gece sabaha karşı/Topların çelik ağzı çaldı bir hücum marşı”
-Hatırlamıyorum Beyefendi!” dediğinizi duyar gibiyim. 4 gün içinde o gerçek Başkomutan askerine ne emir verdi?
-Yanıt yok. Ama tarih yazıyor.
-Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri…”
O tarih 30 Ağustos’tu ve tüm işgalci kuvvetlerle birlikte Yunanlılar da denize dökülmüşlerdi. O nedenle o zafer günü TSK’nın bayramı olarak yıllardır kutlanır. Siz onu da yasaklayarak, tarihten silerek zaferleri yok saymak istediniz. Oysa dünya tarihi ve dünya basını o zaferi en büyük askeri başarı, o düşmana karşı savaşan muzaffer komutanı da en yüce komutan ilan etti. Size kim ya da kimler o hakkı verdi ki, şimdi yalanla dolanla, şu ya da özürle 30 Ağustos zaferini bayram olmaktan çıkarıyorsunuz. Arkasından 29 Ekim 1923 Cumhuriyet Bayramı geliyor. Onun da kutlanmasını yasakladınız. Yok o top ve tanklar önünüzden geçerken içiniz mi ürperiyor? Kiminiz hastasınız, kiminiz usta! İşte dün bayramdı ve o bayram TSK’nin tek zafer bayramıdır. En azından halkça kutlanacaktır. Yasak sökmüyor işte.
Ya tarih bilmiyorsunuz ya da bayramların değil, asıl tarihin silinmesi marifetini beceremediniz; yüzünüze gözünüze bulaştırdınız ve tarih önünde “suçluların telaşı içindesiniz!”
Tarihi bilmiyor silmeye kalkıyorsunuz. Bilmemek cehaletin ürünü olabilir de, tarihi silmek için bir ulusun simgeleşen kurtuluş bayramlarını silmek o kadar da kolay değildir.
Bayramlar kalacak, ama siz yakında gene halkın iradesiyle tası tarağı toplayıp gideceksiniz. Hem de tarihe geçmeden fena gideceksiniz.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget