Gaziantep, El Kaide ve Doğu’nun Birinci Cumhuriyetleri!

Gaziantep, El Kaide ve Doğu’nun Birinci Cumhuriyetleri!
Mezhepçi AKP Hükümeti, Türkiye’yi “küresel cihatçılar” denilen İslamcı militanların cirit attığı bir ülke haline getirdi. Antakya tam anlamıyla patlamaya hazır bir barut fıçısı gibi. ABD ve Batılı ortaklarının desteklediği, AKP Hükümeti’nin üs sağlayıp silah ve para verdiği devşirme “Özgür Suriye Ordusu”, sınır köyleri ve kasabalarında yerli halkın üzerinde adeta terör estiriyor.
İslamcı militanlar, Suriye topraklarında işledikleri cinayetlerin, düzenledikleri katliamların videolarını sınır köylerinde, Hatay kahvelerinde ve mülteci kamplarında gösteriyorlar. Korku ve panik yaratarak yerli halkı ve sıradan mültecileri sindirecek bir tehdit atmosferi oluşturuyorlar.
AKP Hükümeti, Müslüman Kardeşler örgütünün Türkiye şubesi gibi çalışıyor. Türkiye’yi Cumhuriyetle elde ettiği görece ileri, modern ve öncü ülke konumundan çıkarıyor. Türkiye, Müslüman Kardeşler'in kurmayı hedeflediği yeni hilafet düzeninin bir parçası haline geliyor.
“Arap Baharı” denilen siyasal süreç, emperyalist bir projeye dönüşerek Doğu’da bütün ‘Birinci Cumhuriyetler’ in yıkılmasıyla sonuçlanıyor.
Bu arada Erdoğan bir türlü Türkiye’nin Başbakanı olamıyor. O, bir mezhebin, hatta bu mezhep içindeki dar bir siyasal İslamcı çevrenin lideri olmaktan kurtulamıyor. AKP etnik ve dinsel bakımdan Türkiye’yi bölüyor. İç barış için bir ‘tehdit’ e dönüşüyor.
***
Gaziantep'te patlatılan bombayı hâlâ üstlenen olmadı. Ancak biz (Yurt Gazetesi olarak) ilk günden itibaren bu eylemin Türkiye’yi Suriye’ye saldırtmak isteyen güçler tarafından gerçekleştirildiğini yazdık.
Hazırlanışı ve gerçekleştiriliş biçimiyle tipik bir El Kaide eylemiydi. Akıntıya karşı durduk ve bunu cesaretle ortaya koyduk. Yaptığımız araştırma sonucu ulaştığımız bilgiler bu yöndeydi. Olayın bilimsel analizi de bizi aynı sonuca götürüyordu.
Çocukların ve masum sivillerin öldürülmesiyle sonuçlanan “bu eylemden kimin çıkarı var” diye sorduğumuzda, aslında gerçek failleri bulmanız zor olmayacaktı. Ancak merkez medya ve yandaş basın, hiçbir araştırma zahmetine katlanmadan ve en küçük bir gazetecilik çabası bile göstermeden daha ilk gün katilleri buldu. Onlara göre eylemi yapan, PKK’dan başkası değildi!
Gaziantep Valisi Erdal Ata da aynı şeyi yaptı. Vali, mevcut iktidarın ihtiyaçları ve devletin konumlanışının gereği gereği neyse onu söyledi. Tatmin edici hiçbir kanıtı ortaya koymadan eylemin PKK'nın gerçekleştirdiğini ileri sürdü. Beklenen de buydu. Medya bu açıklamayı sorgusuz sualsiz aldı ve kullandı. Vali de kendilerini doğrulamıştı.
Oysa Gaziantep, uzun süredir El Kaide’nin Türkiye’de geçiş üssü olarak kullandığı bir kentti. Örgüt Gaziantep’i özellikle Afganistan’a ve bölge ülkelerine geçiş için kullanıyordu.
Polisin 23 Ocak 2008 tarihinde Gaziantep'te El Kaide'ye yönelik düzenlediği operasyonlarda 1 polis ve bir yurttaş vurularak yaşamını yitirmiş, 5 polis te yaralanmıştı. Operasyonda 2 El Kaide militanı da öldürülmüştü. Son 5 yılda tam 52 El Kaide militanı tutuklanmış, çok sayıda silah ve cephane de ele geçirilmişti.
El Kaide’ye karşı son operasyon ise geçen haziran ayında yapılmış ve 7 militan daha tutuklanmıştı. Bunun üzerine El Kaide lideri Zerkavi, bir videobant aracılığıyla Türkiye’yi tehdit etmiş ve savaşçılarını cihat için Suriye’ye çağırmıştı.
***
Diğer taraftan, böyle bir eylem PKK tarafından da yapmış olabilirdi. Tıpkı Ankara Kızılay Kumrular Sokak’ta, 20 Eylül 2011 tarihinde gerçekleştirdikleri eylem gibi… PKK, sivillerin öldüğü bu eylemi de önce reddetmiş, sonra da kendilerine yakın bir örgüt olan TAK’ın üzerinden kabul etmek zorunda kalmıştı. Bu kez de böyle olması bizi şaşırtmayacaktır.
Ancak tablonun farklı olduğu anlaşılıyor.
Hürriyet’in Vaşington muhabiri Tolga Danış’ın ABD’den bildirdiği (25 Ağustos 2012) çok önemli bir haber, bütün tezlerimizi doğruluyor. Yurt’ta da geniş bir özetini verdiğimiz bu haberi mutlaka okuyun. Haberde ABD dış politikalarına yön veren üç önemli düşünce kuruluşunun iki ay önce Vaşington’da kapalı bir toplantı yaptığı belirtiliyor. Bu toplantıda Suriye’ye olası müdahale senaryolarının masaya yatırıldığı bildiriliyor.
Şimdi sıkı durun; bu toplantıda üzerinde çalışılan senaryolardan biri de, Gaziantep’te sivillere yönelik bir bombalı eylemin düzenlenmesiymiş. Eğer çok sayıda insan ölürse, bu terör eyleminin sorumluluğu Suriye İstihbarat Örgütü El Muhaberat ve onunla işbirliği yapan örgütlerin üzerine yıkılacak ve Esad rejimi suçlanacakmış. Böylece Türkiye’nin Suriye'ye yönelik bir askeri müdahalede bulunması için ortam yaratılacakmış.
İnanılır gibi değil ama haber aynen böyle!
Hükümet, Gaziantep Valiliği, polis, merkez ve yandaş medya belki PKK’yı suçlayarak, kamuoyunun kabullenmeye hazır olduğu bir bilgiyi, yanlış ta olsa verip onların duygularına seslenebilir. Böylece toplumu daha fazla kışkırtabilir.
Ancak bu arada gerçek başka bir yerde olabilir ve asıl katiller aramızda bulunmayı sürdürür.
BDP ve KCK yöneticileri “katliam” olarak nitelendirdikleri Gaziantep saldırısını eş zamanlı olarak ve hızlı şekilde kınadılar. PKK da eylemi kendisinin yapmadığını net ifadelerle açıkladı. Bu açıklamaları da dikkate almak gerekiyor.
***
Ortadoğu kanlı bir bölgesel savaşın içine itiliyor. İlk dalgada Suriye’yi, İran’ı, Türkiye’yi, Irak’ı, Lübnan’ı ve Kürtleri içine alacak bu savaş, Rusya’nın kayıtsız kalamayacağı bir boyut kazanacaktır. Bu durum, bölge halkları için bir felaket demektir.
ABD, İngiltere, ve Fransa'nın da dahil olması halinde, Çin'in de katılacağı bir dünya savaşına bile yol açabilecek tehlikeli bir oyun oynanmaktadır.
İran Dışişleri Bakanı'nın Gaziantep olayı nedeniyle Türkiye'ye yönelik uyarılarına dikkat edin. İran, Gaziantep eylemini, Türkiye'nin izlediği yanlış dış politikaya bağlıyor.

Önemlidir.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget