ATATÜRK'LE KİLOMETRE YARIŞTIRMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ:
Atatürk: 3.186 km., Erdoğan: 1.085 km: 1/3
Türkiye’de 1923-1950 arasında (satın alınan ve sıfırdan inşa edilen) toplam 7.675 km. demiryolu vardır. Bunun 4.000 km kadarı Osmanlı Devleti'nin yabancılara yaptırmış olduğu hatların satın alınmasından (millileştirilmesinden), 3.186 km'si 1923-1939 arasında, 393 km’si ise 1939-1950 arasında yapılan yeni hatlardan oluşmuştur. Yani 1923-1950 arasında genç Cumhuriyet sıfırdan toplam 3.579 km. demiryolu yapmıştır. Bazı kaynaklara göre bu rakam 3.764 km'dir .
1923-1939 yılları arasındaki 15 yıllık Atatürk döneminde 3.186 km. demiryolu yapılmışken, Atatürk’ten sonraki 73 yılda 2000 km. kadar demiryolu yapılmıştır. Yani Atatürk, tek başına, yokluk ve yoksulluk içinde, üstelik neredeyse tamamı yerli sermaye ile, aralarında AKP'nin de bulunduğu bütün Cumhuriyet hükümetlerinden daha fazla demiryolu yapmıştır. Hesap ortadadır!...
TCDD’nin verilerine göre 2002-2012 arasındaki 10 yıllık AKP döneminde 1085 km demiryolu inşa edilmiştir. Buna, yüksek hızlı tren yolu da dahildir. Bu nedenle birkaç yıl önce AKP’li Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım partisinin demiryolu politikasını anlatırken şöyle demiştir: “… 1923–1946 arasında bir yılda yapılan demiryolu uzunluğu 128 kilometreydi. 1946–2003 yılları arasında bu oran, yılda 11 kilometreye düştü. 2003'ten sonra, şu anda yılbaşına düşen demiryolu yapımı 107 kilometreye ulaştı. Hala Atatürk döneminin rakamlarına ulaşamadık.'”
AKP’li Ulaştırma Bakanı birkaç yıl önce, “Hala Atatürk döneminin rakamlarına ulaşamadık” diyerek özeleştiri yaparken, birkaç yıl sonra (Ağustos 2012) AKP’li Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk'e, "Neyi ördün! Türkiye’yi demirağlarla biz örüyoruz!” demiştir.
3.186 km'ye karşılık 1085 km... ERDOĞAN, bütün imkanlarına karşın 10 yıllık iktidarında ancak ATATÜRK'ün 1/3'i kadar demiryolu inşa etmiştir. Buna rağmen "Neyi ördün?" diyerek Atatürk'ün demiryolu başarısını küçümsemiştir.
Ancak bir Türkiye Cumhuriyet'i vatandaşı olarak, Türkiye Cumhuriyeti başbakanından beklentim, savaştan yeni çıkmış, bin bir sorunla mücadele etmek zorunda kalarak kurulan bir ülkeyi "demirağlarla ören" Atatürk'ün "hakkını vermesi" ve Atatürk'ün vasiyeti doğrultusunda "demiryolu seferbeliğini" çağın gerektirdiği şekilde devam ettirmesidir.
AKP ve BAŞBAKAN "demiryolları" konusunda eleştirecek birilerini arıyorsa 1946'dan sonraki ABD eksenli politikaları ve özellikle de 1950'de ABD istekleri doğrultusunda "demiryolu politikasını" tamamen terk edip karayolu poltikasını benimseyen MENDERES'i ve DP'yi eleştirmelidir. (1) Nitekim 1950-1960 DP döneminde Türkiye'de neredeyse hiç demiryolu yapılmamıştır.
Bu nedenle Başbakan, "Neyi ördün?" sorusunu "Niye örmedin?" biçiminde Menderes'e sormalıdır. İşte o zaman bu soru anlam kazanacaktır.
Görülen odur ki, MENDERES'i kökleri olarak gören BAŞBAKAN ERDOĞAN, ona toz konduramadığı için suçu yine her zaman yaptığı gibi TEK PARTİ dönemine (ATATÜRK'e ve İNÖNÜ'ye) atma yoluna gitmiştir.
Ne diyebilirim ki: AH BAŞBAKAN AH!..
(1) 1946’dan itibaren Amerikan emperyalizminin kontrolüne giren Türkiye, 1947 yılında ulaşım politikasını değiştirmeye başlamıştır. ABD’nin 1947 yılında Türkiye’ye yapacağı askeri ve ekonomik yardım programında “yol” konusu da yer almıştır. Bu çerçevede ABD FEDERAL KARAYOLU TEŞKİLATI (Federal Bureau of Public Roads) Genel Müdür Yardımcısı H.G.Hilts başkanlığında bir uzaman grubu Türkiye’ye gelerek yaptıkları incelemeler sonunda “Hilts Raporu” adıyla bir rapor hazırlayarak Nafıa Vekaletine sunmuşlardır. Hilts Raporu’nda, Atatürk’ün “Demirağ Projesi” eleştirilerek karayolunun çok daha iyi bir ulaştırma yöntemi olduğu iddia edilmiştir. Raporda ayrıca demiryolunun doğu illerine ulaştırılması dışında önemli bir ihtiyaç olmadığı belirtilmiştir. Bir zamanlar Rusya, kendi çıkarları açısından Osmanlı Devleti’nin doğu bölgelerine demiryolu yapmasını istemezken, şimdi ABD yine kendi çıkarları açısından Türkiye Cumhuriyeti’nin sadece doğuya demiryolu yapmasını istemektedir. Çünkü ABD, Rusya ile muhtemel bir savaşta Türkiye’nin Rusya’ya yakın doğu bölgelerine giden demiryollarına ihtiyaç duyacaktır. 1950’den itibaren Türkiye’de “Hilts Raporu” doğrultusunda Atatürk’ün “Demirağ Projesi” rafa kaldırılarak, “Karayolu Projesi” hayata geçirilmiştir. Burada, Atatürk döenminde demiryollarının yapımında büyük emek harcayan İnönü'nün, Atatürk'ün yokluğunda, 1946'dan sonra ABD etkisiyle demiryolu poltikasını ikinci plana atmış olması da eleştirilmesi gereken bir konudur.
Sinan MEYDAN, 28.8.2012
Yorum Gönder