Yaşasın adalet! - Uğur Dündar

Yaşasın adalet!
Tarih; 4 Haziran 2012.
Yer; Los Angeles Havalimanı.
Saat; 17.30.
Türk Hava Yolları'nın Los Angeles-İstanbul seferini yapacak uçağı, son yolcularını alıyor.
Kabin memurları, yolcuları saymaya hazırlanırken, adları yolcu listesinde bulunmayan iki kişi geliyor. Doğruca Business Class bölümüne geçip, en öndeki koltuklardan 1E ve1G'ye oturan son dakika yolcularını, kabin memurları hemen tanıyorlar.
Hayyam Garipoğlu ve eşi... İkisi de son derece neşeli!

***
Aynı gün, İstanbul'da bir hukuk  bürosu.
Hunharca öldürülen Münevver Karabulut'un davasını beş kuruş almadan sosyal sorumluluk projesi gibi üstlenen ve Cem Garipoğlu'nu 24 yıl hapse mahkum ettirmeyi başaran Avukat Rezan Epözdemir, endişeli bir bekleyiş içinde.
Endişeli, çünkü Cem Garipoğlu'nu, polisten kaçtığı süreçte koruduğu gerekçesiyle 3 yıl hapis cezası alan amcası Hayyam Garipoğlu'nun Amerika'da olduğunu o da biliyor. Dönüp dönmeyeceğini merak ediyor.
Genç avukat sadece endişeli değil, aynı zamanda üzüntülü de.
Çünkü Yargıtay'ın hapis cezalarını çoktan onayıp, dosyayı Bakırköy Başsavcılığı'na göndermiş olmasına karşın, İnfaz Savcılığı'nın henüz harekete geçmemiş olması onu üzüyor.
Hayyam Garipoğlu'nun Los Angeles'ten yurda dönüş yaptığını öğrenmesi bile içini rahatlatmıyor. Çünkü Hayyam Garipoğlu'nun kaçacağını adı gibi biliyor.
Bunları düşünürken gözünün önüne yargı sürecinde yaşadığı gerilim filmlerini andıran olaylar geliyor.
Davayı bırakması için aldığı tehditler... Aracılarla gelen menfaat teklifleri... Tümü hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğu bir yığın yasa dışı girişim!
Üzüntüsünün bir nedeni de Hayyam Garipoğlu'nun yurt dışına kaçacağının, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere tüm ilgili  makamlara ihbar edilmesine karşın, dikkate alınmamış olması!
Oysa bilgili bir kişinin kaleminden çıktığı hemen anlaşılan ihbar mektubunda her şey, kuşkuya yer bırakmayacak netlikte yazılmış. Birlikte okuyoruz: 
“Hayyam Garipoğlu'nu Sümerbank'ı hortumlama suçlamasıyla yargılayan İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 17 Mayıs tarihinde aldığı kararla, sanığın yurt dışına çıkış yasağını, 12 Temmuz tarihine kadar kaldırmıştır. Bu talihsiz kararın üye Hakim Sevil Tosun’un muhalefetine rağmen verilmiş olması dikkat çekicidir.
Bilindiği gibi, Hayyam Garipoğlu, kamuoyunda 'kesik baş' cinayeti olarak bilinen davada üç yıl hapse mahkum olmuştur. Karar Yargıtayca onanmış olup, dosyası infaz için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiştir.
Hayyam Garipoğlu 3 yıllık hapis cezası nedeniyle başka bir ülkeden oturum almak için tüm hazırlıklarını yapmıştır. Mahkemenin yurt dışı çıkış yasağını kaldıran kararı, kolayca kaçabilmesine hizmet edecektir.
Aynı mahkemede yargılanmakta olan Cem Uzan ve ailesi ile firari mahkum Ali Balkaner gibi, Hayam Garipoğlu da bu karar sonrasında kaçacaktır!''

***
İhbar mektubu, Adalet Bakanlığı ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yanı sıra, Avukat Rezan Epözdemir'in ofisine de, 18 Mayıs Cuma akşamı fakslanmış.
Oysa Yargıtay, Hayyam Garipoğlu ile birlikte tüm sanıkların mahkumiyet kararlarını aylar önce, 28 Mart tarihinde onamış. Dosya 13 Mayıs Pazartesi günü, Bakırköy Başsavcılığı'na ulaşmış. Ancak 17 Mayıs Perşembe gününe kadar işleme alınmamış! Hayyam Garipoğlu'nu Sümerbank davasında yargılayan 8. Ağır Ceza Mahkemesi ise aynı gün, yurt dışı çıkış yasağını kaldırmış!

Bu süreçte yaşanan garip olayları, Avukat Rezan Epözdemir'den dinliyoruz:
“İhbar mektubunu okuyunca şaşkına döndüm. Mesai saati bitiminden sonra geldiğinden ertesi günü bekledim. Cumartesi olmasına rağmen ihbar mektubu ve eklerini sabah saat 09.00'da savcılığa ileterek, derhal yakalama kararı çıkarılmasını talep ettim. Dilekçemde hükümlünün yurt dışına kaçabileceğini, bunun da kamu vicdanını yaralayacağını belirttim. Ayrıca İnfaz Savcısı'yla da görüştüm...
Bu durumda ne beklersiniz? Derhal harekete geçilmesini değil mi?
Maalesef böyle olmadı. Pazartesi Adliye'ye gidip hiçbir işlem yapılmadığını gördüğümde çılgına döndüm. Bu kez Bakırköy Başsavcısı Hadi Bey'e başvurup hükümlünün kaçma ihtimalini anlattım. Yeniden bir dilekçe verdim. Başsavcı dilekçemi İnfaz Savcılığı'na havale etti. İnfaz Savcılığı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden bilgi istedi. Emniyetten gelen bilgide, benim ihbar mektubunu savcılığa teslim etmemden iki gün sonra Garipoğlu'nun yurt dışına çıktığı bildiriliyordu!
Üzüntümden kahroldum...
Peki yakalama kararı ne zaman çıktı? Kaçtıktan çok sonra, 14 Haziran tarihinde... Eğer başvurum üzerine harekete geçilmiş oysaydı, Hayyam Garipoğlu şimdi cezaevinde olacaktı. Bu olayda, onun yurt dışına çıkış yasağını kaldıran mahkemenin kararıyla İnfaz Savcılığı'nın tutumu dikkat çekicidir.''

Üzülen sadece Avukat Epözdemir değildi. Geceli gündüzlü bir takip ve kuşatmayla Cem Garipğolu'nun teslim olmasını sağlayan İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'la, Asayiş Şubesi Müdürü Yener Ülgütol da çok üzüntülüydü. Çünkü Yargıtay'ın onama kararından sonra Hayyam Garipoğlu'nun nefes alışını bile izlemişler ama bekledikleri yakalama kararı savcılıktan bir türlü gelmemişti. Hükümlünün göz göre kaçması onları da derinden üzmüştü. Elleri kolları bağlandığından, bakakalmışlardı giden sanığın ardından. 

***
Peki Hayyam Garipoğlu şimdi nerede ve ne yapıyor?
Edindiğim bilgilere göre paraya para demiyor. Kendisi perde arkasında kalıyor ve tüm işlerini, geçenlerden uçak satın alan iki oğlundan Kasım Garipoğlu ile yürütüyor.
GKFX Financial Services adlı Londra merkezli bir şirketleri var. Firmanın daha önceki adı Smartive Markets idi. Müşterilerinin altın, döviz, petrol vs. alım satımı yapmalarını (Forex) sağlayan şirketin, Londra'dan Dubai'ye kadar birçok şubesi bulunuyor. Yönetimde Kasım Garipoğlu'nun yanı sıra, Serkan Arlı, Selim Kastelyano ve Murat Seçkin görev yapıyor. Yılbaşında şube sayısının 33'e çıkacağı öne sürülüyor. Yaklaşık 3 hafta önce Güney Afrika'daki şubesine, oranın SPK'sı (Sermaye Piyasası Kurulu) tarafından, yasal izinlerin alınmamış olması ve kara para aklandığı iddiasıyla baskın düzenlendi. Yaklaşık 5 saat süren baskında tüm belgelere el konuldu.
Kasım Garipoğlu, İstanbul'daki işlemlerini Global Kapital İnternet Hizmetleri Limited Şirketi ile yürütüyor.
Döviz, altın ve petrol alım satımı yaptıran GKFX'in İstanbul'da faaliyet gösterebilmesi için bir menkul kıymetler firmasına sahip olması gerekiyor. Bu yasal zorunluluğu yerine getirmek amacıyla girişimde bulundukları, ancak SPK'nın buna izin vermediği biliniyor. Ama buna rağmen İstanbul'daki yaklaşık 2 bin 800 müşterisini, ortalama 5 bin dolarlık payla, Londra'daki merkezden sisteme dahil ettiği öne sürülüyor.
Garipoğlu ayrıca, www.smartgaminggroup.com adlı şirketle internet üzerinden kumar oynatıyor. Bu organizasyonun İngiliz SKY TV ile anlaşması bulunuyor...
Gelelim şimdi Hayyam Garipoğlu'nun nerede olduğuna...
İddialar muhtelif. Ama büyük olasılıkla İsviçre'de ve Chemin des Tulipiers 3 1208 Genève adresindeki ofisinde çalışıyor.
Peki burada ne yapıyor?
Sümerbank'ın paralarıyla, bir banka kurma hazırlığı içinde olduğu söyleniyor.

***
Burası Türkiye...
Tüyü bitmemiş yetim hakkını cebe indirenler dışarıda krallar gibi yaşıyor, generaller, subaylar bilim insanları, aydınlar ve gazeteciler içerde yatıyor.
Halkın milyarlarca lirasını hortumlayıp kaçanlar  yurt dışında... Yürüyemeyecek kadar hasta olanlar  “kaçma şüphesi'' nedeniyle zindanda...
Bunun adı da “adalet!..''
Bu görünümüyle adalet mülkün mü temeli, yoksa adaletsizliğin mi?
Kararı siz verin!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget