Çok Madalya Alanlar Kuran Kursuna mı Gittiler? - Cevat Kulaksız

Çok Madalya Alanlar Kuran Kursuna mı Gittiler?
Ülkemiz, halkımız AKP iktidarının güya “yenilikçi yüksek demokrasisinde” her alanda, her konuda dinsel yapılanma gayreti fırsat buldukça devam etmekte.
Böylesine ilgisiz olaylarda, konularda bile iktidarın dinsel şartlandırmalarda bulunan bir olayına pek rastlamamıştık. Demek ki AKP iktidarı, RTE nin “ustalık çağı”nda iyice kafasına koymuş ki, ülkeyi her alanda dinci bir devlet yapılanmasına doğru götürmekte.
Gazetelere yansıyan haberlerden öğrendiğimize göre, Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı İl Spor Merkezlerince, sporcu tanıtım formlarında “hangi Kur’an kursuna gidiyorsunuz” şeklinde sorular sorulduğunu öğrenince gerçekten şaşırıp kaldık.
2012 Londra Olimpiyatları’nda Batılı ülkelerin ve Müslüman ülkelerin almış oldukları madalya sıralamasına bakınca, kendi kendimize, “acaba bu çok madalya alan ülkelerin sporcuları Kuran kurslarına mı gittiler de böylesine çokca madalya almaktalar? Veya bu çok madalya alan ülkelerin sporcuları, spora başlarken belli bir kilise veya İncil kurslarına gittiler de böylesine başarılı olup çokça madalya mı almaktalar…
Bu Kuran Kursu sorusu karşısında, ülkedeki dinci, Müslüman yapılanma çabalarının böylece nerelere vardığına, varmakta olduğuna baktığımız zaman, gençlerimzin geleceği hakkında endişeye kapılmamak elde değil?
Sporcu seçerken bu çok garip sorunun, skandalın üzerine CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, “Kur’an kursu sporcu çocuklara ön koşul yapılmak isteniyor” diyerek, Spor Bakanı Suat Kılıç’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye bir soru önergesi verdi.
İl spor merkezlerine kayıt yaptırmak isteyen öğrenci formlarında “hangi Kur’an kursuna gidiyorsunuz?” sorusunun sorulduğu ortaya çıktı. CHP Uşak milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, Kur’an kursunun sporcu olmak isteyen çocuklara ön koşul yapılmak istendiğini söyledi
Bu skandalın üzerine CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, “Kur’an kursu sporcu çocuklara ön koşul yapılmak isteniyor” diyerek, Spor Bakanı Suat Kılıç’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye bir soru önergesi verdi.
İl spor merkezlerine kayıt yaptırmak isteyen öğrenci formlarında “hangi Kur’an kursuna gidiyorsunuz?” sorusunun sorulduğu ortaya çıktı. CHP Uşak milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, “Kur’an kursunun sporcu olmak isteyen çocuklara ön koşul yapılmak istendiğini” söyledi.

SPOR BAYRAMINI YASAKLAYARAK MI, KURAN KURSU İLE Mİ OLİMPİYATLARDA BAŞARILI OLACAĞIZ.
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramını, salt Atatürk’ü çağırıştırdığı için kaldırılan, böylece gençlerin spor aktivitesini tırpanlayan zihniyetin spordaki başarı durumuna, Olimpiyatlarda aldığı madalya sıralamasındaki gerilerde kalmasına bakarak da hüküm verebilirsiniz.

2012 Londra Olimpiyatlarında madalya dağılımına baktığımız zaman, değil Kuran Kursu, ön sıralarda madalyası çok olan bir Müslüman ülke bile yok. Dua ile nasıl savaş kazanılamazsa, dua ve Kuran kursu ile sporda da başarılı olmak mümkün değildir. Aylar değil, yıllar önceden düzenli, sistemli, bilinçli spor yapılarak başarıya ulaşılır.

Bol dincilikle ancak dinsel sömürü yapılabilir, sonra ücube yönetimler başa geçer, demokrasi gider, faşizm gelir, ülke Talibanlaşır, çağdaş dünyadan geri kalır. Dincilik yarışı, Haçlı seferlerde olduğu gibi insanlığa yıkım, felaket, ölüm getirir.

2012 Londra Yaz Olimpiyat Oyunları sona erdi. Madalya kazanan 79 ülke arasında Türkiye’nin 2 altın 2 gümüş 1 bronz madalya ile 32. sırayı aldığı Olimpiyatların madalya dağılım listesi, en çok puan alandan başlayarak şu şekilde oluştu:
1.ABD 104, Çin 88, İngiltere 65, Rusya 82, Kore 28, Almanya 44, Fransa 34, İtalya 28, Macaristan 17, Avustralya 35, Japonya 38, Kazakistan 13, Hollanda 20,..32.Türkiye 5.
Şimdi burada sormak gerekir, 104 puan alan ABD sporcuları Kuran kurslarına mı gitti de en çok puan aldı veya hangi kilisenin, İncil kurusunun efsunları ile başarılı oldular. Haritada nerede olduğunu çoğumuzun gösteremeyeceği Jameika 12, Kenya 11, Kuba 14 madalya ile bizden daha fazla madalya almış durumda. Bilen bilmeyen kafasına şunu iyicene soksun ki, hiç bir ülke dua, din, Kuran kursu, filan kilisenin bilmem ne tılısımı ile sporcuları başarılı olamadıkları gibi, hiçbir ülkenin de kalkınması, çağdaşlaşması mümkün değildir. Eğer dinsel teori ve istem ile başarılı olunsa idi, dünyanın en zengin, en kültürlü, en çağdaş ülkesi Suudi Arabistan (Mekke, Medine, Hicaz veya Vatikan olurdu.
Halkımız öylesine dinsel baskı ve bağnazlığın kıskacına alınıyor ki, emek, çaba, çalışma, bilgi artırma yeğleneceği yerde, 4+4+4 den tutun da, kazanmak için muskalar yazdırma, üniversiteye girmek, memuriyete atanmak, hastalıklardan ve borçtan kurtulmak için camilerde dualar okutulma durumuna getirilmiştir. Böylece devlet kurumlarında dinsel yapılanma devam ettikçe, “hayatta en hakiki yol gösterici ilimdir” özdeyişinden sapılarak, dinsel bağnazlık gittikçe artacak, ülkemiz çağdaş uygarlık düzeyinin daha da gerisinde kalacaktır.

SUAT KILIÇ CEVAP VERMELİ
Olayı TBMM ne taşıyan Dilek Akagün Yılmaz, Gençlik veSpor Bakanı Suat Kılıç’ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi. Yılmaz önergesinde “Bakanlığımızın yetki alanında bulunan ve amacının çocuk ve gençleri spora yönlendirmek, spor kulüplerine sporcu kaynağı yaratmak ve toplumda spor kültürünün oluşmasına katkı sağlamak olduğu ifade edilen ilspor merkezine kayıt yaptırmak için katılımcılardan ve velilerden doldrulması talep edilen “sporcu tanıtım formu” belgesinde, katılımcılarının gittikleri “Kuran kursunu” belirtmeleri istenmektedir” ifadelerine yer vererek Bakan Kılıç’tan şu sorulara yanıt vermesini istedi:
1.Sporcu tanıtım formlarında, çocuklarımızın ve gençlerimzin, sporla ilgisiz bir biçimde, gittikleri Kuran kursu bilgilerinin istenmesinin gerekçesi nedir?
2.Kuran kurslarının, ilspor merkezlerine katılımla ne ilgisi vardır?
3.Kuran kursu, sporcu olmak isteyen çocuklarımız ve gençlerimiz için bir önkoşul haline mi getirilmek istenmektedir?
4.Çocuklarımızı ve gençlerimizi, “fişleme” anlamına gelen bu tür uygulamalarla Kuran kurslarına gitmeye zorlamayı mı hedefliyorsunuz?
5. Çocuklarımız ve gençlerimiz üzerinde neden böylesi bir psikolojik baskı uyguluyorsunuz?

OLİMPİYATLARIN TARİHÇESİ
Günümüzde yapılan Modern Olimpiyat Oyunları’nın kökeni Antik Yunan’da yapılan şenliklere dayanır. İlk olimpiyatlar, Eski Yunan’da Tanrı Zeus adına yapılan şenliklerdi. M.Ö. 776 yılında Yunanistan’ın Olimpia bölgesinde, Isparta Kralı Likorgos’un da önerisiyle yapılan şenlikler, tarihteki ilk olimpiyat oyunlarını temsil eder.
Gerçek anlamdaki Olimpiyatlar 1896 da Atina’da (Yunanistan) başlarken, Olimpiyat meşalesi, 1936 Berlin Oyunları ile olimpiyat tarihine girdi. Modern Olimpiyat Oyunları’nın Kurucusu Baron Pierre de Coubertin’in çabası ile Olimpiyatlar yaygınlaşmış, Türkiye Olimpiyatlara ilk kez 1907 yılında Coubertin’in daveti ile ve resmen ilk kez 1908 Yaz Olimpiyatları‘na katıldı. 1908`den 2008′e kadar oyunlara katılan Türk sporcuları 37 altın, 23 gümüş ve 22 bronz olmak üzere, toplam 82 madalya kazanarak genel madalya klasmanında 28. sırada yer aldılar.
Olimpiyatlardaki durum böyle iken, Spor Bakanı Suat Kılıç, tuhaf bir gaf ile Antalya’daki Olimpos Dağı’nın Olimpiyatlara adını veren dağ olduğunu, bu nedenle Olimpiyat meşalesinin doğduğu topraklara götürülmesi gerektiğini” söylemekte. Üstelik bu yanılgıyı, bu konuda fazla bilgisi olmayan Başbakan Erdoğan’a da yansıtıp alet ettiğini görünce, bu gaflar ve Olimpiyatlarda aldığımız en az madalya sayısını da düşünürsek, ayrı bir burukluk yaşıyoruz. Belki de öbür tarafta bu yanlışlığı gören Baron Pierre de Coubertin’in, dalga geçtiğini sanıyorum.

KAYNAKLAR:
1. http://www.1bilgi.com/spor/8748/olimpiyatlarin-tarihcesi.html
2.http://siyaset.milliyet.com.tr/Milliyet.aspx?aType=siyasetYazarTumYazilarV4&AuthorID=76
3.http://www.tumkoseyazilari.com/yazar/semih-idiz/15-08-2012-turkiye-icin-esad-sonrasina-dair-bazi-ongoruler.html
4.Aydınlık 15.8.2012 sf 13

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget