İçim sıkıntıyla doldu.
Efendim yaklaşık iki ay önce Washington'da, Suriye konulu çok önemli bir toplantı yapılmış.
Ülkenin en önde gelen düşünce kulüplerinin katıldığı toplantıda ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye'yi üç ayrı takım temsil etmiş.
Bu takımlar, Pentagon, CIA ve Dışişleri Bakanlığı'nda eskiden görev yapmış Amerikalı uzmanlardan oluşmuş.
Beyin fırtınasında, Ağustos 2012 ile Nisan 2013 arasında bölgemizde yaşanacak olaylar tartışılmış.
Türkiye'nin Suriye'ye hangi koşullarda askeri müdahalede bulunabileceği konuşulmuş.
Senaryoya göre müdahaleye zemin hazırlamak için Gaziantep ve başka kentlerimizde (Allah korusun) provokasyon amaçlı bombalar patlatılacakmış!
O tarihe kadar müdahaleye pek yanaşmayan Türkiye, bombaların patlamasıyla birlikte Suriye'ye tek başına girmek zorunda kalacakmış!
Bundan da en çok Suudi Arabistan memnun olacakmış!
Çünkü Esad gidecek, yerine Sünni yönetim gelecekmiş!
Hürriyet'in Tolga Tanış imzalı haberinde Suriye senaryosu böyle anlatılmış!
***
Oyun çok açık!
Senaryo tüyler ürpertici.
Artık her şey ortalığa saçılmış durumda.
“Suriye'de kardeş kanı dökülüyor, Türkiye buna seyirci kalamaz!'' diyenlere bakma!
Washington'a bak, gerçeği anla!
Amaç İran'ı Sünni kuşatmayla ablukaya alıp boğmak.
Ama önce Suriye'deki Esad rejimini devrilecek, yerine Sünni yönetim getirilecek.
Bunun sağlanması için de Türkiye mutlaka devreye girecek.
İlk aşamada “rejim muhalifi'' görünümündeki sığınmacılar, akın akın ülkemize gönderilecek.
Bu yetmedi mi?
Provokasyonlar gündeme gelecek!
Gaziantep'te bomba patlatılacak.
Kadın, erkek, yaşlı, genç, demeden masum insanlar hedef alınacak.
Türkiye Suriye'ye ya girecek, ya girecek!
Esad'ın gidip Sünni yönetimin gelmesi en çok Suudi Arabistan'ı sevindirecek.
Suudi destekli El Kaideciler bayram edecek.
***
Her şey çok net, çok açık!
Asıl ve büyük hedef İran.
Eninde sonunda sıra ona gelecek.
Böylece İsrail rahat edecek.
Başbakan Erdoğan “one minute!'' falan derken, bölge ABD ve İsrail tarafından yeniden şekillendirilecek.
Mikro devletler kurulacak, İsrail bölgenin süper gücü olacak.
Amerika ise bu coğrafyadaki enerji kaynaklarının tümünü, kontrolü altına alacak.
***
PKK mı dediniz?
AKP, Kandil'e Türk ordusunun girmesine izin vermeyen ABD ile stratejik ortaklığını sürdürecek.
Gazeteciler Başbakan Erdoğan'a “Kandil belası yetmiyormuş gibi, başımıza bir de Kuzey Suriye'deki PKK yapılanmasını neden çıkardınız?'' diye soramayacak.
Amerika alay edercesine Kuzey Irak'tan Türkiye'ye sızan teröristlerle ilgili “istihbarat paylaşımını'' sürdürecek.
Tazıya tut, tavşana kaç diyecek.
***
Peki Türkiye'nin PKK ile mücadelesi nereye varacak?
Merak etmeyin.
Yakında Washington'da bir senaryo da bunun için yazılır.
Nereye varacağını hep birlikte öğreniriz!
Bu büyük oyunu, onlar yazıyor, onlar yönetiyor.
Hangi rolü, kimin oynayacağına onlar karar veriyor.
Bize ise figüranlık yapmak kalıyor!
Yorum Gönder