Mösyö diyor ki:
“Sizin yanlışınız, üniter devlet yapısından kaynaklanıyor. Kendisini Kürt sayan insanlara azınlık hakkı verin. Üniter devlet olayından vazgeçin!..''
Kim bu mösyö?
Dönemin Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe.
Kime, hangi tarihte söylüyor bunları?
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e, 1995 yılında, Çankaya Köşkü'nde.
Peki Demirel bu sözleri nasıl yorumluyor?
“Avrupa, Türkiye'nin yapamayacağı şeyleri istiyor. Üniter devlet yapısından vazgeçmemizi öneriyorlar. Sonra mesele federasyona gelecek... Daha sonra da parçalanmaya...''
Devam ediyor Cumhurbaşkanı:
“PKK'nın bizden istediği ne Kürtçe televizyon, ne okul, ne de dildir. Onun istediği bir tek şey vardır; bayrak...''
Cumhurbaşkanı PKK ile Batı'nın aynı amaçta birleştiğini söylüyor.
***
Aradan yıllar geçiyor.
Türkiye, terörle mücadelede binlerce evladını şehit veriyor.
Ülkeyi yönetenler değişse bile, söylemler hiç değişmiyor.
Her terör saldırısından sonra “Bu son olacak, terörün kökü kazınacak!'' deniyor.
Ama kökün bulunduğu yere, Kandil'e, bir türlü gidilemiyor.
Çünkü “üniter devlet yapısından vazgeçin'' diyenler, buna izin vermiyor!
Derken Arap Baharı geliyor.
Bölgedeki yer altı zenginlikleriyle yer üstündeki bayraklara göz diken emperyal güçler, Arap Baharı coğrafyasında sözde demokrasi rüzgarları estiriyor.
Sahte bahardan çok etkilendiği anlaşılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Güzel şeyler olacak!'' diyor.
Güzel şeylerin olması beklenirken PKK'lı teröristler, Habur'dan ülkeye kahramanlar gibi giriş yapıyor. Böylece “Kürt açılımı'' açılmadan kapanıyor!
Olup bitenleri yanlış okuyan Türkiye, bölgedeki yeni mikro devletlerin haritalarını çoktan hazırlamış olanlarla yol arkadaşlığı yapıyor.
Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ortadoğu'yu yeniden inşa etme hayallerinin peşinden koşarken, PKK Suriye'nin kuzeyinde yeni mevziler kazanıyor.
Gazeteler, Kandil-Kuzey Suriye ekseninde desteğinin arttığı gözlenen terör örgütünün “vur-kaç'' taktiğini “vur-kal''a dönüştürdüğünü yazıyor.
BDP'li milletvekilleri Şemdinli'de teröristlerle buluşup öpüşüyor.
Basın mensuplarının önünde sergilenen PKK-BDP şovu herkese “Devlet nerede?'' dedirtiyor.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Hakkari'de mahsur kalıyor.
Van, Gaziantep ve Uludere'de verdiğimiz şehitler millete bayramı zehir ediyor.
Türkiye bir kez daha terörü lanetliyor, yitip giden evlatlarına ağlıyor.
Ülkeyi yönetenler bir kez daha “terörün kökü mutlaka kazınacak!'' diyor.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu bir kez daha Suriye'deki rejimi lanetliyor.
***
Müjdat Gezen'in senaryosunu yazdığı “1881-...'' de Zübeyde Hanım, kendisini ziyarete gelen oğlu Mustafa Kemal'e ne diyordu?
“Evinde rahat etmek istiyorsan, komşularınla iyi geçineceksin oğlum...''
Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürükleyenler, emperyal güçlerle kol kola girildiğinde, kontrol edilmesi çok zor olayların tutsağı haline geleceklerini düşünemiyorlar.
Juppe'nin yıllar önce “üniter devletten vazgeçmemizi'' önerdiğini duymamış gibi yapıyorlar!
Demirel'in bu sözleri yorumlarken “PKK bayrak istiyor, bayrak!..'' dediğini unutuyorlar!
Yorum Gönder