Obama'nın beyzbol sopası tespih değildir - Gürbüz Evren

Obama'nın beyzbol sopası tespih değildir
Amerikan Başkanı Obama'nın, Başbakan Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesi sırasında, elinde Beyzbol sopası tutması, değişik yorumlara neden oldu.
Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'ın, “Türkiye'de tespih neyse, Amerika'da beyzbol sopası odur” şeklindeki değerlendirmesiyse duyanı kahkahalara boğacak türdendi.
Beyzbol sopası uzun süredir gündemde. Ama konu tam anlamıyla açıklığa kavuşmadı. Bu nedenle, bildiklerimi paylaşarak konuya ışık tutmaya çalışacağım.
Beyzbol sopası, özellikle savaş öncesi ve uluslar arası kriz dönemlerinde, alınan kararın, izlenecek politikaların habercisi olarak, kimi ABD Başkanlarının yanındadır. Hemen somut örneklerle söylediklerimin altını doldurayım.
İkinci Dünya Savaşı, Faşist Hitler ordularının, 1 Eylül 1939'da Polonya'ya girmesiyle başlamıştı. ABD, 2 yılı aşkın bir süre savaşın dışında kalmıştı. Hawai'deki Pearl Harbur askeri üssünün, 7 Aralık 1941'de Japon uçakları tarafından bombalandığı haberini alan ABD Başkanı Franklin Roosevelt kurmaylarını toplar.
ABD Ordusunun gözde komutanlarından General Douglas Mac Arthur, anılarında, toplantıdan bahsederken, Başkan'ın elindeki, kırmızı beyaz ve üstünde yıldızlar olan beyzbol sopasına dikkat çekmektedir.
Beyzbol sopasına bakarken, aklına gelen ilk şeyin savaş ilan edileceği olduğunu söyleyen Mac Arthur, Japon saldırısının ayrıntıları dinlerken, Roosevelt'in, “Onursuzluk içinde yaşadığımız bir gün” diyerek, elindeki beyzbol sopasını yere sürttüğünü aktarmaktadır. Nitekim ABD, 8 Aralık'ta Japonya'ya, 11 Aralık'ta da Almanya ve İtalya'ya savaş ilan eder.
25 Haziran 1950'de, Kuzey Kore ordusunun Güney Kore'ye girmesi, yüzlerce Türk askerinin de hayatını kaybettiği Kore Savaşı'nın başlangıcıdır. Bölgedeki gelişmeleri yakından izleyen ABD yönetimi, hazırlıklarını çoktan yaptığından, haber Amerikan Başkanı Harry Truman'a ulaştığında herkes yeni bir savaşın başlayacağını biliyordu. O dönemde, Japonya'daki ABD ordusunun komutanı olan General Douglas Mac Arthur, Kuzey'in Güney'e saldırısından kısa bir süre önce Washington'a gelmiş ve Başkan Truman ile olası savaşı görüşmüştü.
Mac Arthur anılarında, “Truman'ın Kore sorunu nedeniyle gergin olduğu belliydi. Salonun bir köşesinde duran beyzbol sopası'nın yanına gidip dönüyordu. Eli, zaman zaman sopaya uzanıyor, sonra yine dolaşıyordu” diyordu.
Nitekim 27 Haziran 1950'de, ABD'nin girişimiyle Birleşmiş Milletler, Kore'ye müdahaleye karar verdi. Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin katılımıyla, başını ABD ordusunun çektiği Birleşmiş Milletler gücü kuruldu. Komutanlığına da General Mac Arthur getirildi.
Küba lideri Fidel Castro, 17 Nisan 1961'de, ABD'nin düzenlediği Domuzlar Körfezi çıkarmasında, karşı devrimci güçleri yenilgiye uğrattıktan sonra, dönemin süper gücü Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nden, füzelerini ülkesine yerleştirmesini istemişti. 1962 yılının başlarındaysa Sovyet füzeleri Küba'ya yerleştirilmeye başlanmıştı. Füzeleri ateşleyecek parçaları taşıyan gemiler Küba'ya hareket ettiğinde, tarihler 22 Ekim 1962'yi gösteriyordu. Bir gün sonra televizyona çıkan ABD Başkanı John Kennedy, Küba'nın denizden ablukaya alındığını açıklıyor ve ablukayı yarmaya çalışacak gemilerin batırılacağını bildiriyordu. İşte bu konuşmayı yaparken, Kennedy'nin ayaklarının dibinde bir beyzbol sopası vardır.
Kennedy'nin danışmanı, “Beyaz Saray'da 1000 Gün” adlı kitabın yazarı tarihçi Arthur Schlesinge, Başkan'ın konuşmasından sonra beyzbol sopasını unuttuklarını Kennedy'nin anımsaması üzerine, bir görevliden sopayı getirmesini istediklerini anlatmaktadır.
Son örnek, Amerikan emperyalizminin büyük bir tokat yediği Vietnam'dan.
ABD, Vietnam'a müdahale etmek için fırsat kollamaktadır. Başkan Lyndon Johnson, 5 Ağustos 1964'de, Amerikan Kongresi'ne gönderdiği yazıda, Vietnam'a müdahale için yetki ister. Yazı, Beyaz Saray'dan çıkarken Johnson, elinde beyzbol sopasıyla bahçede dolaşmaktadır. Kongre, 10 Ağustos'ta, istediği yetkiyi Johnson'a verir. Kararı öğrendiğinde, Johnson'un elinde beyzbol sopası vardır.
New York Times gazetesinin, gelişmeleri değerlendirdiği haberindeki şu cümle dikkat çekicidir: “Johnson'un beyzbol sopası Vietnam'a yetecek mi?”
Bunca örnekten sonra, Obama'nın elindeki beyzbol sopası hakkındaki yorumu size bırakıyorum.
30 Ağustos resepsiyonlarının iptal edilmesine kızanlara not:
30 Ağustos denilince aklınıza Zafer Bayramı, düşmanın kovulması, bağımsızlık geliyor olabilir. Ama birilerinin aklına ne geliyor acaba?
Hafızalarınızı tazeleyin lütfen.
Mustafa Kemal, 30 Ağustos 1925'de, Kastamonu'da, "Efendiler, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz" demişti.
Demek ki, bu sözlerden rahatsız olanların da bir 30 Ağustosu varmış.
Devir “Rövanş devri" değil mi? Tadını çıkarıyorlar.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget