KCK’yı MİT’e kurdurtan Tayyip Erdoğan’a güvenilebilir mi?

KCK’yı MİT’e kurdurtan Tayyip Erdoğan’a güvenilebilir mi?
KCK nedir?
PKK’nın şehir yapılanması!
Ne zaman kuruldu?
AKP iktidarında!
Niçin kuruldu, ya da kurduruldu?
PKK’nın dağdan inmesi ve düz ovada siyaset yapması için!
Kurduran kim?
AKP hükümetinin nihai karar vericileri!
Nasıl kurduruldu?
Milli İstihbarat Teşkilatı kollarını sıvayarak ve ajanlarını bu yapılanmaya sokarak!
Delil:
KCK operasyonunda, gözaltına alınan onlarca ismin, “Biz devlet görevlisiyiz” demesi ve o beyanlarını doğrulayan delilleri savcılığa sunması!
Bunu nereden öğrendik?
KCK’yı soruşturan savcının, MİT’in eski ve yeni müsteşarını ifadeye çağırması ile!
Başbakan bu işin neresinde?
Merkezinde?
Nasıl anladık?
MİT Müsteşarlarını korumak ve kendini de yargılanmaktan kurtarmak için hukuku ve yargıyı paspas yapıp özel yasa çıkarmasıyla!
Peki şimdi, AKP ile Erdoğan KCK’ya niye hasım?
Kendi inşa ettirdikleri, örgüt ya da yapının, ihanet edip PKK ile kolkola girmesinden!
Tarih, bir kez daha tekerrür etti.
PKK’yı Öcalan’a yine MİT kurdurmuş ama Öcalan ihanet etmişti. KCK olayında, yine aynı şey oldu!
İyi de, MİT gibi ciddi bir kurum, geçmişten nasıl ders almaz?
Ve bir başka soru:
AKP, iktidar olduğu 2002’de, PKK’nın konumu neydi?
Can çekişen bir örgüttü!
Bugünkü durumu?
Bütün dünyada, tescil gören güçlü bir direniş ve bağımsızlık hareketi!
O noktadan buraya nasıl gelindi?
AKP ve Erdoğan’ın, PKK yerine TSK’yı düşman görmesi ve bu kanlı örgütün önünü açması ile!
Sadece bunlar değil, Öcalan’la müzakereden Oslo görüşmelerine, Habur rezaletinden Barzani ile Talabani’nin kucaklanmasına kadar pek sabıkası olan bu AKP ve onun liderine Büyük Kürdistan’ın önlenmesi bağlamında söyleyin zerre güvenilebilir mi?
Tam tersi, Tayip Erdoğan Büyük Kürdistan’ı inşa adına iktidar yapılmadı mı?
Kamalak bile ekranda, Bahçeli nerede?

Adı: Prof. Dr. Mustafa Kamalak!

Saadet Partisi Genel Başkan
ı. İki gündür haber kanallarının konuğu ve Suriye konusunda AKP’yi can evinden vuracak müthiş şeyler söylüyor!
Hakkını teslim edelim, Kılıçdaroğlu da ekranlardan uzak değil!
Peki ya Devlet Bahçeli?

Aylar ve hatta yıllardır bir kaç istisna dışında niye çıkmıyor televizyonlara? Mustafa Kamalak’ı davet eden kanallar herhalde Bahçeli’ye ambargo uygulamaz ki yakından biliyorum 9 ayrı kanal Bahçeli’yi davet etti ve aylardır cevap bekliyor!
Söyle Devlet efendi, bak Türkiye bölünüyor ve Büyük Kürdistan kuruluyor niçin bir kez olsun televizyona çıkıp milleti uyarmazsın?
Sadece bu fotoğraf bile Bahçeli’yi anlatmaya yetmiyor mu?
Yahu, televizyonlardan öcü misali kaçan bir siyasetçi ve parti lideri olur mu?
Tamam, televizyonda üç laf edecek birikiminin olmadığı, 17 senede yardımcı doçent bile olamaman ile sabit de, o zaman MHP’nin Genel Başkanlık koltuğunda ne işin var be adam?
Pardon, görev değil mi?
Abdullah Gül’den YAŞ arefesinde Tayyip’e gözdağı!
Cumhurbaşkanı basın danışmanı Ahmet Sever’in ettiği malum sözler virgülüne kadar Abdullah Gül’ün mesajlarıdır.
Burada altı çizilmesi gereken husus, edilen sözlerden ziyade zamanlamadır!
Belli ki Cumhurbaşkanı, Yüksek Askeri Şura toplantısının hemen arefesinde, geleceğin siyaset planlamasında kendi ismini çizen Tayyip Erdoğan’a, “Ben daha ölmedim ve elimde bazı imkanlar var” mesajını iletiyor!
YAŞ’da Cumhurbaşkanı niye mi önemli?
Son imzayı o atıyor da ondan!
Gül istese TSK ile anlaşıp Tayyip Erdoğan’ı refüze edebilir!
Peki böyle bir şey olur mu?
Mümkün değil, zira Abdullah Gül bu durumda dayandığı taban ile kamuoyunu kaybedeceğini bilir!
Tam bu noktada bir bilgi sunalım:
Abdullah Gül, kendisinin Başbakan olma formülüne hayır diyen Tayyip Erdoğan’a karşı biri Kayseri biri de İstanbul’da iki toplantı yaptı. Bülent Arınç, Ali Babacan ve Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun da katıldığı bu sohbet toplantısında Gül, değişen şartlara göre yeni oluşuma gidilebileceği yönünde mesajlar verdi.
Mülteci kamplarına gazetecilerin sokulmama nedeni
Malum, Suriye’den kaçanlar için Güney sınırımızda iki yıl öncesinden kamplar inşa edilmeye başlanmıştı ki, arşivimde var, daha o gün, “bunlar terörist kampları olacak” diye yazmıştık!
Yanılmadık, bunlar mülteci kampı ya da konteyner kent değil, düpe düz terör merkezleri!
Delil mi istiyorsunuz?
Onlarca var ama bir tanesi konteyner kente gazetecilerin sokulmaması!
Evet, Tayyip Erdoğan ve ardındaki küresel irade bu kamplara gazeteci sokturmuyor niye acaba?
Öyle ya, ortada Suriye’den kaçanların bir dramı varsa bunu Türk halkına ve bütün dünyaya duyurmak gerekmez mi?
Hayır, AKP bunu yapmıyor, çünkü bu kampların her biri mini bir cephanelik ve aslında üs vazifesini görüyor!

Bırakın gazetecileri, buralara milletvekilleri bile giremiyor düşünün!

Bu net tablo karşısında utanmadan, bir de Suriye’de Müslümanlar öldürülüyor deyip insan hakları ve din simsarlığı yapmazlar mı! Vallahi pes!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget