Sayın Erdoğan, Şemdinli’de neler oluyor? Siirt’te neler oluyor? Ülkemizde neler oluyor?
Memleketin dört biryanı alev topuna dönmüş sen hala Suriye diye tutturmuşsun. Kendi yaramızı saramadan Rusya’ya kafa tutuyoruz, Suriye’ye savaş çığırtkanlığı yapıyoruz. Arkasındaki güçler Esad’ı terk etmedikleri sürece Ortadoğu yanar, hatta ve hatta 3.cihan savaşı çıkar.
Rahatınız yerinde değil mi? Uçaklarınız, gemicikleriniz ve makamınız her şeyin var. Yandaşlar desen dünyalıklarını(!) fazlası ile yaptılar. İki dudağının arasından çıkan her söz buyruk oluyor. Devlet sensin, hükümet sensin, kanun sensin.
Peki, o zaman bu kadar rahatlık sıktı mı seni acaba Sayın başbakan?
Şimdilerde cumhurbaşkanlığın tartılıyor.
Açık söyleyeyim mi? Belki sen bu makamı AKP ye verdiğin emek karşısında daha çok hak ettiğini düşünüyorsun doğrudur. Bence hiç fark etmiyor . Nedenine gelince, aynı zihniyette olduğunuz müddetçe ha Sayın Gül yeniden cumhurbaşkanı olmuş, ha da sen.
Sistemi güçlendirip demokratikleştireceğinize inadınıza demokrasiye darbe yaptınız. Gece yarısı Kanun hükmünde kararlar çıkartarak padişahlığı oynadınız.
Devlet adaletin ve güvenliğin sağlanması için vardır değil mi?
Ne adaletimiz ne de güvenliğimiz kaldı.
Neden acaba?
Kendi ülkesinde bu kadar sorumsuz bir başbakan olamaz ya! Suriye’ye dayılanacağınıza, Türkiye’yi içine düşürdüğünüz bu durumdan nasıl çıkartırım diye düşünün.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da, Şemdinli'de ciddi ve güçlü bir operasyon sürdürüldüğünü söylüyor ama bizlere Suriye’de olanlar gösteriliyor, Şemdinli için tık yok.
22 Temmuz’dan bu yana 12 gündür Şemdinli’de neler oluyor, gerçekten bilmek istiyoruz. Amerika’nın ve Barzani efendinin tedarik ettiği ağır silahlarla yol kesen, mayın döşeyen, köylere giren, askerimize pusu kuran PKK ve PJAK ‘lılarla savaşan askerlerimizden, ordumuzdan sık sık haber almak istiyoruz. Bizlere sadece şu kadar PKK lı öldürüldü, efendim üç askerimiz şehit oldu demeniz yetmiyor.
Suriye'de Kürt grupların bazı şehirleri kontrol altına almaları ile buradaki PKK ve uzantılarının ayranları kabardı. ABD, İsrail ve AB senaryolarının kuklaları Büyük Kürdistan hayallerini gerçekleştirebileceklerini sanıyorlar. Canımız pahasına haçlılara boyun eğmeyeceğiz ve topraklarımızın parçalanmasına asla izin vermeyeceğiz.
Çatışmalarda hayatlarını kaybedenler ile ilgili televizyonlarda gerekse yazılı basında farklı farklı bilgiler veriliyor. Hangisine inanacağımızı şaşırdık. Tıpkı düşürülen jetimizin akıbetinin ne olduğunu öğrenemediğimiz gibi.
12 gündür savaş varsa Şemdinli ‘de halen neden püskürtemedik onları oradan? Koskoca Türk Ordusu nasıl bu kadar aciz bir görüntü verebiliyor? Türkiye Cumhuriyeti PKK sorununu aşamıyorsa, bir şeyler eksik demek ki. Ankara’da sırça köşklerde oturmakla bu işler olmaz.
Başkomutan Sayın Gül şehit ailelerine baş sağlığı dileyeceğine o askerin nasıl ve neden şehit olduğunu araştırmalıdır. Başkomutanlık cephede olur benim bildiğim.
Yaşananlara bakarsak Amerika isteği ile Silivri’de kuvvet komutanlarının tutsak edilmelerinden Türkiye’nin nasıl çökertilmeye, parçalanmaya çalışıldığı belli oluyor. Bunu anlamak istemeyenler zaten anlamıyorlar.
Bakınız, eski genelkurmay başkanı Özkök dahi Ergenekon davasında tutarsızlıklar olduğunu söyledi.
Yandaş basın tarafından sırf askeri küçük düşürmek için uydurularak halka duyurulan fuhuş ve casusluk davasından yargılanan 56 asker nihayet tahliye edildiler. Suç unsuru yoktu ve onlar aylardır suçsuzluklarını haykırıyorlardı. Şimdi onların geçen zaman içerisindeki çektikleri acıları, incinen gururlarını nasıl tamir edeceksiniz ey iktidar?
Ordumuzun tecrübeli komutanlarını görev başına gönderin, bırakın artık düzmece Ergenekon’du, darbeydi masallarını. Onları ve tüm yurt severleri özgür bırakın artık. Olup bitenlerin farkında değil misin sayın başbakan? Vatanseverlerin tutsak edilmeleri, Türkiye’nin parçalanması sana bulunduğun noktadan daha güzel günler mi getirecek sanıyorsun? Böyle sanıyorsan inan çok aldanıyorsun.
Bir yazımda yazmıştım, yüreğin yetiyorsa Sn. Başbakan Ergenekon mahkemelerindeki oturumları halka göster. Bunu neden yapamıyorsun?
Nasılsa her şey iki dudağının arasında değil mi?. Kendi yandaşlarını nasıl kayırıp beş dakikada yasa çıkartıyorsan yine yap. Bak bugün ordumuzun o komutanlara ihtiyacı var.
Ne düşünüyorum biliyor musun sayın başbakan bir gün halk ellerinde meşalelerle Silivri’ye gidecek ve tüm vatanseverleri oradan çıkartacak.
Bir kere Kasımpaşalı ol ve çoğu yaşlanmış ve belki de üzüntüden hastalanan o insanların bu mübarek ayda veballerini daha fazla alma.
Bazen nasıl bu kadar suskun oluyorsun hayret vallahi.
****
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Ergenekon davasını izlemek üzere gittiği Silivri'de, duruşma salonuna alınmamasıyla ilgili olarak, görevli jandarma komutanı ve personel hakkında suç duyurusunda bulundu.
Bunu da gördük, bunu da yaşıyoruz.
E, hakikaten pes dedirtecek noktalara geldik artık. Bu ne ya?
Milletin oyları ile seçilip milletvekili olmuş, insanları aylardır, yıllardır özgürlüklerinden mahrum et, duruşmayı izlemek isteyen milletvekiline de yasak koy, salona girmesini engelle.
Olacak gibi değil ama oluyor işte. AKP iktidarında hep ilkler yaşanıyor.
Ey iktidar! İşinize geldiği zaman milletin iradesi dersiniz, gelmediği zaman da milleti yok sayarsınız.
İşte siz böylesiniz… İşte sizin sözde ileri demokrasiniz…
CHP Milletvekilini hangi hakla ve hangi sebeple duruşma salonuna almıyorsunuz? Neden korkuyorsunuz?
Bu mahkemeler engizisyon mahkemelerini geçti artık. Unutmamak gerekir Demokrasi ve özgürlük bir gün herkese gerekli olabilir değil mi? Şimdilik hoşcakalın.
Tünay Süer
EFENDİLER !..
Eğer bu millet, bu memleket parçalanacak olursa, genel şerefsizliğin altında şunun bunun
şerefi de parça parça olur..
Bunu anlamayıp da, milleti hala kendi kafalarına
ve keyfine göre idare etmeye çalışan kuvvetler artık birer beladır..
Bela çekmeye de bu milletin artık tahammülü kalmamıştır..
Mustafa Kemal Atatürk
Yorum Gönder