Eski Genelkurmay Başkanı Özkök dün de tarihi olaylara ışık tutan açıklamalar yaptı.
Ergenekon duruşmasında soruları cevaplayan emekli komutan, Türkiye’yi Irak savaşının dışında tutan TBMM kararının perde arkasını şu ifadelerle açıkladı:
“Wolfowitz (tezkerenin geçmesi için) hükümete benim baskı yapmamı istedi. Ancak ben baskı yapmadım.”
Dokuz yıl önce Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentinde Amerikan paraşütçülerinin, 11 Türk askerini niçin derdest ederek başlarına çuval geçirdikleri sorusuna bu açıklama cevap veriyor.
ABD Başkanı Obama’yı Başbakan Erdoğan’la telefon görüşmesi yaparken gösteren beyzbol sopalı fotoğraf, Suriye konusunda sürüklendiğimiz aşırılıklar konusunda da bazı ipuçları veriyor.
Büyük devletlerle dostuğun sınırlarını tayin konusunda değerli bir tecrübedir; unutulmaz inşallah...
Özkök, muhtıranın öznesini de dün açıkladı:
Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman...
Fakat bunu yaparken Yalman’a suç atfetmemeye özen göstererek “Ordu komutanlarının katıldığı toplantıda (muhtıra) Aytaç Yalman tarafından bir teklif olarak değil bir hareket tarzı olarak ifade edildi” dedi.
Daha önemli ne iş?
Tabii Balyoz ve seminer de soruldu.
Komutan, plan tatbikatları ve seminerlerin hükümet tarafından da onaylanan milli strateji belgesi emri olduğunu, uygulanması gerektiğini belirterek söze başladı.
İki yılda bir yapılan bu önemli toplantıya “o sırada yoğun olduğu için” katılamadığını öne sürerek şöyle devam etti:
“Bu seminer icra edilmiş fakat en tehlikeli senaryonun amacını biraz aştığı siyasi kişiler ve siyasi olaylar gerçekmiş gibi oynandığı duyumları kulağıma geldi.”
Keşke biri sorsaydı: Senaryonun tehlikeli bölümleri seminerden önce mi sonra mı kulağınıza geldi?
Acaba Özkök, durumu önceden öğrendiği için mi seminere gitmekten vazgeçti?
Çünkü plan semineri bir Genelkurmay Başkanı’nın “başka işim çıktı” bahanesiyle ihmal edebileceği bir etkinlik değildir.
Onun iş yoğunluğu dediği boyutta olsa o seminerin yapılmaması gerekirdi. Çünkü diğer bütün komutanlar da seminerde değil karargâhta olurlardı.
Komutanın kendini sakınan ifadesi Balyoz davasına yönelik bir tedirginlik taşıdığı şüphesini davet ediyor.
Haklı çıkmadı mı?
Silivri mahkemesi baştan beri seçilmiş tanıklar ve çoğu üretilmiş deliller sayesinde hep suçlananlar aleyhine bir yolda ilerledi.
Eski Genelkurmay Başkanı’nın silâh arkadaşlarını savunan ifadeleri adalet adına değerini bulmalıdır.
Diyorlar ki “Özkök, askeri müdahale ile ilgili delilleri işleme koymakta ihmal göstermiştir; bunu yapmamalı idi.”
Hayır; komutan olarak belgeleri olayları değerlendirmiş, sonuçta “bunlardan bir şey çıkmayacağı” öngörmüş, ona göre davranmıştır.
Sonuçta da haklı çıkmıştır.
Çünkü ne darbe olmuş, ne muhtıra verilmiştir.
Adalet büyük düşünmelidir.
Savaş bulutlarının ufkumuzu kapladığı bir dönemde Türkiye’yi intikam uğruna yaralı bir Silâhlı Kuvvetler elinde bırakmak ağır vebaldir!
Yorum Gönder