Uçağımız nasıl düşürüldü? - Uğur Dündar

Uçağımız nasıl düşürüldü?
Aradan günler, haftalar geçti.
İkinci aya girildi.
Bu süre içinde PKK ve PYD Kuzey Suriye'de yönetimi ele aldı.
Büyük Kürdistan'ın hayata geçirilmesine az kaldı.
Ama Genelkurmay Başkanlığı “askeri jetimiz Akdeniz'e niçin düştü?'' sorusuna henüz net bir cevap veremedi.
Bu konuda yedi farklı açıklama yapıldı.
Yedisinden de sonuç alınamadı.
İsmi açıklanmayan bir askeri yetkilinin sekizinci açıklamasına göre “uçağımızın, kumanda sistemlerinin elektronik sinyaller gönderilerek kilitlenmesi sonucunda'' düşmesi ihtimali ağırlık kazanmış.
Böylece daha önce üzerinde durulan ihtimaller devre dışı kalmış!
Genelkurmay'daki çalışmalar bu yönde yoğunlaşmış.
Dünkü Vatan Gazetesi böyle yazmış...

***

Uçak düştü mü, düşürüldü mü?
Düşürüldüyse nasıl düşürüldü?
Füzeyle mi, uçaksavarla mı?
Yoksa iz bırakmayan yeni nesil silahlarla mı?
Hayır hiç biriyle değil!
Peki neyle?
Sapanla!.. Terlikle!..
Oysa acı gerçek orada duruyor.
Toprağı taptaze iki mezarda, “kim vurduya giden'' kahraman pilotlar yatıyor.
Yavrularını el bebe, gül bebe büyüten anaların yüreği kanıyor.
Ateş düştüğü yeri yakıyor.
Oysa Türkiye silahlanmaya büyük paralar harcıyor.
Herkes dünyanın en güçlü ordularından birine sahip olmakla gurur duyuyor.
Ama bu ordu, uçağımızın düşüşünü örten esrar perdesini haftalardır kaldıramıyor.

***

Bunları yazarken aklıma yıllar önce Arena'da yayınladığımız bir haber geliyor.
İster inan, ister inanma türünden.
Türkiye'ye özgü, garip ama gerçek bir haber...
Genelkurmay Başkanı olmayı bekleyen dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı, Medyum Memiş'i, karargaha çağırıyor.
Çay ve pastayla ağırladığı medyuma “Genelkurmay Başkanı olacak mıyım?'' diye soruyor.
Memiş de şöyle bir düşünüp “Hayır olamayacaksınız Paşam!'' diyor.
Bununla da yetinmiyor, kimin Genelkurmay Başkanı olacağını da söylüyor.
Dedikleri doğru çıkıyor!

***

Uçağımız 23 Haziran günü Akdeniz'e çakıldı.
Zihinler jetimizin düşürülüp düşürülmediğine, düşürüldüyse nasıl düşürüldüğüne takılı kaldı.                                      
Füze...
Uçaksavar...
İz bırakmayan yeni nesil silahlar...
Elektronik sistemleri kilitleyen dalgalar...
Derken, tartışma “sapan'' ve “terlik'' iddiasıyla maalesef üzücü bir boyut aldı.

***

“Medyum Memiş de nereden çıktı?'' diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Nereden çıkacak?
Arşivden!..

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget