Kör müsünüz/Görmüyor musunuz? - Rifat Serdaroğlu

Geçen hafta iki kitap okudum. “Cümbür Cemaat” ve “Samizdat.”
Bu iki kitapta öylesine ağır suçlamalar, öylesine ciddi iddialar vardı ki her biri birer top mermisi gibiydi.
Bir demokratik hukuk devletinde bu iddia ve suçlamalara, ülkeyi yönetenlerin sessiz kalmaları, görmezden gelmeleri mümkün değildir. Eğer görmüyorlar ve kör taklidi yapıyorlarsa, o yazılanlar mutlaka doğrudur ve o ülke, hukuk devleti değildir…
Kitaplarda anlatılanlardan bazılarını yazalım ve tarihe not düşmüş olalım, nasılsa cevap verilmeyecek. İlerde bu hukuksuzlukların ve insanlara yapılan zulmün hesabını millet önünde sorarız…

*Cemaat tarafından, 2007 yılından itibaren Ankara başta olmak üzere birçok ilde yasadışı kasetleme ve görüntüleme merkezleri kuruldu. Devletin haber alma servisi cemaate sınırsız bilgi aktardı ve tüm giderler devlet tarafından sınırsız bir şekilde karşılandı !...
*Deniz Baykal’a ve MHP’li yöneticilere ait görüntüler bu ekip tarafından kayda alındı ve servis edildi !...
*Emekli Subay Muzaffer Tekin’in bürosunda, 1971 ve 1978 yapımı içi ve ateşleme mekanizması çıkarılmış, “kalemlik” olarak kullanılan iki adet boş el bombası kutusu, polis tarafından zapta “bomba” olarak yazıldı. Bunların boş kalemlikler olduğu ancak iki yıllık bir araştırma sonucu ortaya çıktı !...
*Gazeteci Vedat Yenerer’in evinde 1873 yapımı, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu döneminden kalma “Verdi” marka bir antika tüfek ele geçirildi. Elbette ki çalışmıyordu. Polis zaptına “Uzun namlulu suikast silahı” diye yazıldı. Gerçek bir yıldan fazla bir zamanda ortaya çıktı. Vedat Yenerer boşu boşuna bir yıldan fazla hapis yattı..
*Avukat Ertaç Giray, antika silah koleksiyonu sahibiydi. Polis tarafından ele geçirilen(!) bir silahın yapım yılı 1993 olarak iddianameye yazıldı. Halbuki silah 1939 yapımı idi ve 71 yıllık antikaydı.Biri, 9 ve 3 rakamlarının yerini değiştirmişti.
*İşçi Partisi Genel Merkezi’nde 21 Mart 2008’de arama yapıldı. Aramada, Nusret Senem’e ait Yargıtay krokisi bulunduğu iddia edildi. Ancak Taraf Gazetesinde yayınlanan bu krokinin 13 Mart 2008 tarihinde yani
Nusret Senem’in evinde yapılan aramadan 8 gün evvel, Taraf Gazetesi Ankara bürosundan, Taraf İstanbul’a fakslandığı ortaya çıktı !... Nusret Senem bunu ispat etti ve tahliye oldu. Fakat tam 2,5 yıl cezaevinde boşu boşuna yattı…
İki kitapta bu yazdıklarımın onlarca örneği daha var. Lütfen alıp okuyun ve özellikle çocuklarınıza anlatın…
Bu ülkenin Başbakanı, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, Emniyet Genel Müdürü, MİT Müsteşarı, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu ne iş yaparlar?
Bu iddia ve suçlamalar bu kişileri ilgilendirmez mi? İnsanın özgürlüğü, yaşamı bu kişilerin umurunda değil mi? Demokratik Hukuk Devletinde, milletten yetki alan siyasi iktidar, devlet organlarını kullanarak vatandaşına tuzak kurar mı?
Yoksa bunlar kendilerini “dokunulmaz” ve “hesap sorulmaz” üstün insanlar olarak mı görüyorlar?
Türkiye Cumhuriyeti Devletini 10 yıldır yöneten AKP’de zerre kadar Allah korkusu hukuka ve insan haklarına saygı varsa, kendi insanına bu tuzakları kuran “haysiyet cellatlarını” ortaya çıkarıp adalete teslim ederler.
Yapmazlarsa Allah ve Türk Milleti önünde, tüm bunların sorumlusu olduklarını kabul etmiş olurlar…
Yoksa Türkiye’de hukuk sadece “Deniz Feneri” sanıklarına mı işliyor !...
Ne dersin civanım, delikanlım !..

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget