Eski bir iktidar mebusunun notları! - Ahmet Tan

Milletvekili ya da Meclis ne yapar?
- Yasa yapar!
- Kavga yapar!
- Torpil yapar!
Halkımız yasalarla pek ilgilenmez.
Kavga etmese bile seyretmeyi pek sever.
Torpile ise bayılır.
***
“Torpil”, Meclis’in kendi yaptığı yasayı..
Yine kendi eliyle delmesi demektir.
Ki, Meclis’e günde ortalama 10 binin üzerinde ziyaretçinin gelmesi bundandır.
TBMM’de milletvekili başına ortalama 10 memur düşmesi..
Meclis’in yasa, kavga ve torpil trafiğini düzene koymak içindir.
***
Son seçimlerde üçte iki oranında milletvekili “oyun dışı” kaldı!
Bunların büyük çoğunluğu “Meclis deneyimleri”ni dost sohbetlerinde paylaşmakla yetiniyorlar.
Çok azı ise bu deneyimleri yazıya dökmeye hazırlanıyor.
İşte eli kalem tutan bir iktidar milletvekilinin tuttuğu notlar:
- Vatandaşımızın yüzde 99’unun kanına torpil virüsü girmiş.
- Bunu görmek için bir dönem iktidar milletvekili olmak yetermiş!
- Torpili virüsünün geçmişi önceki iktidarlara dayanıyor.
- “Muhalefet de çok önemli!” lafı ise boş bir söylemdir.
- Siyaset iktidar olmak demektir!
- Buna parti içi iktidar da dahildir!
- Koltuğunu kaybetmiş birisi bir uyuşturucu bağımlısından daha tehlikelidir.
- Bir arkadaşı kaybetmenin en kestirme yolu, onun istediği bir siyasi pozisyona sizin de talip olmanızdır!
- Seçmenin beni sevmesi için benim değil, liderimin mükemmel görülmesi gerektiğini öğrendim.
- Siyasette suçluluk duygusu ile suçlama alışkanlığı arasında bir bağ olduğunu öğrendim!
- Ama bunun ne işe yarayacağını hâlâ bilmiyorum!

Karanlık aracın esrarı!

Cumhuriyet sadece okumaz, görür!
Hele CUMOK; hem okur, hem görür.
A. Yüksel Yılmaz Kadıköylü bir CUMOK.
Altıyol’da bir belediye zabıta minibüsü gördü.
Camları “film”le karartılmıştı.
Bu tür “karartmalara” karşı her zaman kuşku duyardı.
Araçtan inen bir sivilin açık bıraktığı kapıdan
içeriye göz attı.
Koltuğun önüne yığılmış bir yığın tahta cop!
“Zabıta aracında yığınla tahta copun ne işi var?”
Orası Kadıköy’dü.
Sosyal demokrat bir belediyenin yönetimindeydi.
Sopalara anlam veremedi.
Önce telefonla durumu ve şaşkınlığını iletti.
“Şikâyet numarası” verdiler. “Sizi ararız!” dediler.
Canı epey sıkılmıştı.
Emniyet, “Polisin biber gazı zararlı değil!” diye açıklama yapmıştı.
Kadıköy Belediyesi de herhalde “tahta coptan zarar gelmez!” diye..
Bir açıklama yapmayacaktı!
Acıklamayı beklemek yerine belediyeye gitti.
Kadıköy Zabıta Müdürü’ne çıktı:
“O sopalar neyin nesi?”
Diye sordu:
Müdür beyin yanıtı ilginçti:
“Dayak mı yiyeceğiz yani? Kendimizi koruyoruz!!”
Demek ki İstanbul’un orta yerinde kendisini korumanın yolu..
Aracında sopa bulundurmaktı!

Siyasi Adalet
7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren darbe lideridir.
Ama ne yazık ki darbesini halka onaylatmıştır.
Tayyip Erdoğan darbe lideri değildir.
Ama yazık ki...
O da bir başka 12 Eylül günü...
Ölçüsüz adaletsiz tutuklulukları, zamları dahil birçok icraatını halka onaylatmıştır.
O yüzden 90 küsurluk Evren’in yargılanması...
Tayyip Erdoğan’ın yargılanmaması...
“Dünya siyasi adaleti” bakımından hiçbir şey ifade etmez.
Dünyaya örnek olacak “siyasi adalet”.
Evren ABD destekli askeri darbeye “yardım ve yataklıktan” yargılansaydı.
Böyle bir yargılanma olsaydı..
Dünyada gerçekten bir tarih yazmış olurdu.
O zaman ne Suriye için “ABD adına öncülük”..
Ne de başka ülkelere “demokrasi getirmek” adına kuryelik olmazdı!

Lider sevdirir!

Eski ABD başkanlarından Harry S. Truman,
“büyük lider”i, “insanlara yapmak istemediği işleri yaptırıp, sonra da onu sevdiren kişidir” diye tanımlıyor.
Bu tanım, Abdullah Öcalan’ı anlatıyor adeta!
Öldürmek, insanların en yapmak istemediği şeydir.
PKK lideri onlarca, yüzlerce insana bu “en istenmeyecek” işi yaptırtmış...
Dahası bunu da, sevdirmiştir...
Ki, söz konusu örgüt, bugünkü “gücüne” kazanmıştır!
ABD’nin efsanevi başkanına göre, PKK aslında bu gücünü, bir lider olarak Öcalan’ın “cinayet işlemeyi” sevdirme yeteneğine borçludur...

Sıfır!!
Suriye’den sıkılan kurşunlarla Kilis’te memurlar yaralanıyor.
Kilis Valisi Yusuf Odabaş, TV’lerde, “Silah sesleri valilikten duyuluyor!” diyor.
Başbakanlık’tan duyulmadığına göre..
Şimdilik endişeye yer yok!
Sığınmacı sayısı ise 25 bine ulaşmış!
“Sıfır sorun” denilen şey, herhalde bu 25 binin sıfırları..

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget