Tutukluların birinci derecede yakını vefat etse bile yasa gereği onların cenazeye törenine katılmaları için izin verilmiyor, iyi halli ve cezasının bir bölümünü çekmiş olan hükümlüler bu haktan yararlanabiliyorlardı.
Odatv davasının tutuklu sanığı gazeteci-yazar Doğan Yurdakul’un, eşi Güngör Hanım kanser hastasıydı. Yurdakul, eşiyle vedalaşmak, onu son bir kez görebilmek için dilekçeler verdi. Ancak nafile… Güngör Hanım vefat ettikten sonra, ancak cenazesine katılmasına izin verildi. Bu bir ilk idi…
Emekli Albay Dursun Çiçek, “Annem çok ağır hasta. Onu son bir kez göreyim, elini öpeyim, ne olur iki gün izin” diye yalvardı. Ancak, “yasada yeri yok” denildi ve gönderilmedi. O da annesinin vefatından sonra cenazesine katılabildi.
Mehmet Haberal’ın tutuklanışının üzerinden 10 ay geçmişti. Babasının durumu ağırlaşmıştı. “Babamı göreyim” dedi, “yasaya göre böyle bir izin veremeyiz” denildi. 21 Ocak 2010’da vefat ettiğinde, “cenazesine katılmak için verdiği izin dilekçesi”ne de “tutuklunun yakınının cenazesine gönderilme uygulaması yok” denildi. Babasının, son kez elini öpemedi, onunla helalleşemedi.
Anneye, oğlunun cezaevinde oluşuna sevindi!
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, tutukluların birinci derecede yakınının vefatı halinde cenazelerine katılabilmelerinin yolunu yasa ile açtı. Birinci derecede yakınlarından durumları ağır olanların da görülmesine olanak sağlanması için adımlar atıldı. Bu düzenlemeye “Haberal Yasası” diyenler de vardı. O yasa hala bekletiliyor. Prof.Dr. Mehmet Haberal annesine, annesi Fadime Hanım da oğluna hasret gitti.
Hem de ne hasret… 92 yaşındaki anne Medine Haberal'a, oğlunun tutuklandığı söylenemiyordu. Anne, hemen her gün kendisini arayan oğlunun, günler geçmesine rağmen bir türlü aramamasından şüpheleniyor, "Mehmedim, oğlum nerede, başına bir şeyler mi geldi?" diye soruyordu. Anneye, Amerika'da gittiği söylense de ana yüreği "pır pır" ediyor..
Sonunda anneye, "Oğlun terör örgütü üyesi diye tutuklandı" denildi. Yaşlı kadın doğruldu, "Ohh… çok şükür Allah’ıma oğlum hayattaymış. Ben başına daha kötü bir şey geldi sanmıştım. Çok şükür oğlum hayattaymış" dedi.
İşte o anne, tam 3 yıldır göremediği oğlunu gelecek diye hep bekledi… Evet, geldi ama ancak cenazesine…
Cezaevinde o haber çabuk duyulur
“Kötü haber telgraftan tez gider” derler. Tanınan kişilerin yakınlarının ölüm haberleri de televizyonların “son dakika” haberleriyle demir parmaklıkların arkasına ulaşır…Doğan Yurdakul, eşinin vefatını televizyondan sabah öğrenmişti. C.Savcısı ise o gün ancak öğleden sonra gelip durumu bildirmiş ve ve yasal haklarını hatırlatmıştı.
CHP’nin tutuklu milletvekillerinden Prof.Dr. Mehmet Haberal, önceki Çarşamba açık görüşüne gelen kardeşi Prof.Dr. Ali Haberal ile arkadaşı ve can dostu gazeteci ağabeyimiz Mete Akyol’la konuşurken, “Annem nasıl, ona bir şey oldu da benden mi gizliyorsunuz?” diye soruyordu. O günlerde annesinin durumu ağırlaşmıştı. Dün, acı haberi o da televizyondan öğrenmişti. Sonra yanına avukatı Kaan Oral gitti, bugün yapılacak cenaze töreni için gerekli izinleri aldı.
“Vicdanlarınıza seslenerek dinlemenizi istiyorum”
Kanal B Genel Müdürü Ali Haydar Birben, “Cuma günü hocamızın cezaevinde tam 3 yılı doluyor. 13 Nisan 2009’da gözaltına alınmıştı. Hocamız da suçunun ne olduğunu hala bilmiyor” diyor.
Başkent Üniversitesi’nin kültür yayını olan “Bütün Dünya” dergisinde, Genel Yayın Yönetmeni Mete Akyol, “13 Nisan günü, o mutsuz olayın 3. yıldönümünü yaşayacağız” diyor toplumumuzun “umursayan” kesimine sabırlar ve dayanma gücü diliyor.
5 Nisan 2012’de TBMM Genel Kurulu’nda önce Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Haberal’ın sağlık durumunu gündeme getiriyor. Ardından CHP Milletvekili Uğur Bayraktutan konuşmasına “Vicdanlarınıza seslenerek dinlemenizi istirham ediyorum” diyor ve onun durumunu şöyle açıklıyordu:
“Sayın Haberal’la ilgili 31 Mart 2012 tarihli 24 saatlik holter sonuçlarıyla ilgili raporda, hastanın nabzının dakikada 150’yle ulaştığı , sık sık 17 vuruya kadar varan tarikardi ve aritmi atakları yaşadığı, kalp atışlarının 1,5 saniye süreyle durakladığı, erken atımlara rağmen çarpıntılarının halen daha devam etmektedir. Hayati tehlikesinin ileri derecede devam ettiğine ilişkin hekim raporları var. Buna rağmen, Silivri’de sadece dinleme cihazının ötesinde hiçbir kardiyolojik müdahaleye yardımcı olmayacak sağlık koşullarında tedavisi sürmektedir.”
Bugün Zonrguldak’taki cenaze töreninde çok sayıda CHP Milletvekili de olacak. Haberal gözaltına alındığında onu havaalanında yolcu eden 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, eleştirileceğini bilse bile insanların dar gününde, zor gününde hep yanında olur. Demirel, cenazeye de katılmayı çok istedi. Ancak, bu mümkün olmadı. Haberal ailesinin acısını yürekten paylaştı…
Yorum Gönder