Yurdumun İnsanı... - Hikmet Çetinkaya

 Yurdumun İnsanı...
12 Haziran genel seçimlerine iki aydan az bir süre kaldı... Siyasi partilerin seçilecek sıralarda yer alan adayları televizyon ekranlarında tartışıyor...

Önceki akşam geç saatlerde televizyonu açınca yine milletvekili adaylarının tartışmasına tanık oldum.

Peki halkımız bu tartışmaları izliyor mu?

Güzel yurdumun canım insanı kaderine çoktan boyun eğmiş, dizi filmleri izliyor.

Siyasetle pek ilgilenen görmedim.

Bir arkadaşıma sordum Uşak’ta:

“Seçim heyecanı yok, sence neden?”

Arkadaşım “Doğru kimsenin umurunda değil 12 Haziran genel seçimleri” deyip ekledi:

“Halk kaderine razı olmuş; seçim değil, geçim derdine düşmüş...”

***

Hava açık ve güneşli.

Bir başka haber...

Telekomünikasyon İletişim Başkanı Fethi Şimşek,13 yaşından küçük çocukların sosyal paylaşım sitelerine girmesini sakıncalı bulmuş.

Şimşek diyor ki:

“Anneler babalar aman dikkatli olsun!”

Doğru, 13 yaşından küçük olanlar MSN’e filan girmesin...

Peki, cezaevine girsin mi?

Girsin(!)

Erzurum’da terör örgütü üyesi olduğu savıyla gözaltına alınan 14 yaşındaki Ö.S. on aydır tutuklu.

Erzurum, Bayburt ve Rize cezaevlerinde yatan Ö.S., şimdi Rize L Tipi Cezaevi’nde tek kişilik hücrede kalıyor...

Çocuk mahkemesine gönderilmemiş henüz...

Ö.S’nin avukatı anlatıyor:

“Çocuğun dosyası yetişkin şüphelilerden ayrılmadığı gibi iddianame de hazırlanmadı. Çocuk özel yetkili savcı tarafından sorgulanmış. Bu durum hukuka aykırı. Bir çocuk bu denli uzun tutuklu kalabilir mi? Olayı AİHM’ye taşıyacağız.”

***

İleri demokrasi.

Temel hak ve özgürlükler.

Adalette eşitlik.

Laik, demokratik hukuk devleti.

Yaşama hakkı.

Tanrı aşkına söyleyin kaç yıldır tartışıyoruz biz bunları?

13 yaşından küçük çocuklar sosyal paylaşım sitelerine girmesin ama 14 yaşındaki çocuklar zindana tıkılsın.

Gazetelerin sayfalarını karıştırırken Başbakan Erdoğan’ın Strasbourg’da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmayı anımsadım.

Erdoğan, Avrupa Konseyi’nin demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü savunmak için kurulduğunu bilmez mi?

Bilir!

Zaten bu kuruluşa Türkiye ve Avrupa kapsamındaki hükümetler de üye...

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de Avrupa Konseyi’ne bağlı değil midir?

Bağlıdır!

***

Erdoğan orada fırtına gibiydi, Kasımpaşa ağzıyla postasını koydu ama bu kez pek ilgi görmedi.

Peki Türkiye gerçekten nereye gidiyor?

Avrupa Konseyi’nde esip gürleyen Erdoğan’ı dünya lideri olarak mı göreceğiz?

Erdoğan çatışmayı, ağız dalaşını seviyor.

Basın özgürlüğü konusunda soru soranlara, tersten çakıyor, çıraklıktan kalfalık dönemine geçmeye hazırlanırken “var mı bana yan bakan” diyor... Soru soran Fransız milletvekiline “Arkadaş Fransız galiba... Bunlar Türkiye’ye de Fransız” deyip dalgasını geçiyor.

Ve ben bir serin Ege akşamında yaşananları, Türkiye’nin bugün geldiği noktayı, sivil faşizme giden yolların nasıl onarıldığını düşünüyorum.

Yurdum insanı da yaşananlara Fransız...

90’lı yıllarda başlayan sorunlarımız, faili meçhul cinayetler, Susurluk, derin devlet, çeteler...

21 yıldır “hukukun üstünlüğü, özgürlük, demokrasi” gibi kavramları konuşup duruyoruz...

Hem askeri, hem de sivil vesayete karşı çıkanlar ne yazık ki azınlıkta.

***

Ege’de seçim havası yok... Halk geçim derdinde, seçim değil...

Menderes Ovası’ndan geçiyorum, Bakırçay’da soluk alıyorum.

103 yaşındaki Karslı Berfo Ana’nın öyküsü geliyor aklıma... 31 yıldır oğlu Cemil Kırbayır’ı arıyordu... TBMM İnsan Hakları Komisyonu açıklama yapmış;

“Kırbayır’ın 12 Eylül 1980 darbesinden sonra gözaltındayken sorguda öldürüldüğüne ilişkin bulgular var.”

Berfo Ana yıkılmış bir kez daha...

Gözyaşlarını tutamamış!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget