PKK’nın saldırıları ağırlıklı olarak neden Hakkâri il sınırları içinde?

PKK’nın saldırıları ağırlıklı olarak neden Hakkâri il sınırları içinde?
Medyada PKK’nın Şemdinli saldırısı ve ardında yatan nedenler konuşuluyor. Günler öncesinden başlayan çatışmalar devam ediyor, Türkiye, Suriye ve Suriye’nin kuzeyindeki Kürt oluşumuna yoğunlaşmışken, PKK Şemdinli’deki saldırısını sürdürecek. Çünkü amaç hiç de tahmin ettiğiniz ya da size söylendiği gibi değil.
Konuyu 1992’ye hatta 1984 Eruh Baskınına kadara götürenler de var. Kimseden ne kopya çekerim ne de kopyayı kendi fikrimmiş gibi gösteririm. Büyük gazetelerde günlük köşesi olan yazarlar şanslı. Birbirlerini tekrar etseler de, işin püf noktasını bir türlü göremeseler de milyonlarca insana ulaşıyorlar.
Şemdinli Hakkâri’nin sınırdaki en stratejik ilçesidir. Dolayısıyla Şemdinli saldırısının püf noktasını göstermek yine bana düştü. İşte bu nedenle, 23 Temmuz 2010’da yayınlanan yazımı, bu kez de facebook arkadaşlarımla paylaşıyorum.

Uluslar arası Adalet Divanı’nın Kosova kararı PKK’yı neden ilgilendiriyor?

22 Temmuz 2010 tarihi bundan böyle PKK açısından çok büyük bir önem taşıyacaktır. Çünkü bu tarihte Uluslar arası Adalet Divanı, 17 Şubat 2008’de Kosova’nın Sırbistan’dan tek taraflı ilan ettiği bağımsızlık kararıyla ilgili önemli bir görüş açıklamıştır.
Medyada son dakika olarak verilen konuyla ilgili haber, “Lahey'den Kosovalıları sevindiren Sırpları ise üzen bir haber geldi..... Uluslararası Adalet Divanı, Kosova'nın 2008'deki bağımsızlık ilanının, uluslararası hukuka aykırı olmadığına karar verdi. Bu karar, coğrafi bir bölünme konusunda Adalet Divanı'nın aldığı ilk karar olması açısından önem taşıyor. Karar, ayrılıkçı gruplarla uğraşan başta Rusya ve İspanya gibi çok sayıda ülkeyi de yakından ilgilendiriyor” şeklindeydi. Aslında Adalet Divanı’nın bu kararı herkesten önce Türkiye ve PKK’yı yakından ilgilendiriyor. Çünkü PKK çok yakında söz konusu karardan hareket ederek önemli adımlar atmanın peşinde.

PKK’nın saldırıları ağırlıklı olarak neden Hakkâri il sınırları içinde?

PKK’yı yakından takip edenler örgütün belli dönemlerde saldırıları artırarak, şiddeti yükselttiğini anımsayacaktır. Bu tür süreçlerde Hakkâri’nin adı hep ön plana çıkmıştır. PKK, özellikle 1992-95 döneminde, Hakkâri il sınırları içindeki saldırılarını, kent merkezini basmaya hatta kenti kuşatmaya kadar götürmüştü. O dönemde PKK’nın Hakkâri’ye yönelik büyük gruplarla gerçekleştirdiği ses getiren saldırılarının amacı ‘Bir parça özgür vatan’ türünden sloganlarla ifade ediliyordu. Daha açık bir deyimle PKK, Hakkâri’yi ‘kurtarılmış bölge’ ilan ederek, öncelikle Kürt kökenli vatandaşlara sonra da Türkiye kamuoyuna gücünü kanıtlamak, üstünlük bende mesajını vermek istiyordu. Hakkâri’nin, Irak’ın kuzey kesiminde bulunan kamplara yakınlığı düşünüldüğünde, bu ilin örgütün kontrolüne girmesi, PKK’nın etkinlik alanının tahminlerin ötesinde büyümesi ve demekti.

Uluslar arası Adalet Divanı’nın Kosova kararı PKK’yı sevindirdi

Lahey’den gelen haber, PKK’nın ‘Kurtarılmış bölge Hakkâri’ ve ‘Demokratik Özerklik İlan etme’ stratejilerini tamamlayan bir gelişmedir. PKK her fırsatta Hakkâri il sınırlarında kurtarılmış bölge yaratmak için saldıracaktır. Özellikle de Türkiye’nin başı başka sorunlarla sıkıntıya girdiği dönemlerde Kurtarılmış Bölge oluşturacak saldırılara ağırlık verecektir. Örgüt, kabul edilmesi zor görünse de, Hakkâri’yi denetimindeki toprak gösterip, demokratik özerklik ilan ederek Lahey’deki Adalet Divanı’na başvurma yönünde hesaplar yapmaktadır. Söz konusu başvurunun kabul edilip edilmemesi PKK açısından pek önemli değildir, çünkü örgüt böylesi bir girişimi uluslar arası platformlarda ses getirmek, vardığı noktayı göstermek ve kendisinden daha çok bahsedilmesini, ciddiye alınmasını sağlamak için kullanmak isteyecektir. ‘Adalet Divanı’nın gerekçeli kararını açıklamasını bekleyelim’ diyenler vakit geçmeden PKK’nın arkasındaki emperyalist güçlerin stratejilerini incelemeye başlarlarsa, bu yazıdaki tahlilleri daha iyi değerlendirirler diye düşünüyorum. Çünkü PKK’yı Uluslar arası Adalet Divanı’nın Kosova kararını örnek alarak girişimlerde bulunmaya itecek olan, örgütün feodal kafa yapısındaki yönetimi değil arkasındaki emperyalist güçlerdir.


Gürbüz Evren / Siyaset Bilimci

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget