Orta Oyunu - Rifat Serdaroğlu

Orta Oyunu
Çankaya Köşkünün Basın Danışmanı buyurdu:
“Beyefendi, kendilerinin ikinci kez seçilmelerini engelleme girişimleri karşısında çok üzüldüler.”
AK Sözcü, paslanmaz Çelik yanıt verdi:
“İnanın Beyefendi’nin üzülmesine, biz daha fazla üzüldük. Biz onu üzer miyiz? Ondan bir şey istediğimiz yok. Sadece altındaki koltuğunu istiyoruz. Yedi senedir oturuyor, yetmedi mi, biraz da minderde otursun…
Eğer koltuğu devrederken üzülür ve büzülürse, biz daha fazla üzülürüz.  Ama biz kendisini “Kardeşim Abdullah” olarak seçtiğimizde hiç üzülmemiştik, aksine çok sevinmiştik!..  Zaten benim patron aday olursa, Çankaya sözcüsünün patronu aday olmaz, olamaz. Yakışmaz yani, değil mi, racona ters…”
Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Selvi’ye,  Si En En Cemaat’in sunucusu soruyor;
“Efendim, siz Sayın Cumhurbaşkanı’nın üzülmesine ne diyorsunuz? Sizce gerçekten üzüldüler mi?”
Selvi boylu Selvi cevap veriyor;
“Bakın ben dün akşam 4-5 saat Sayın Davutoğlu ile beraberdim. Bol bol sütlü tatlı yiyip, Suriye’den konuştuk. Kendileri oldukça üzgün. Herkes üstüne geliyormuş. Yapmasınlar yani. CHP Genel Başkanını kınıyorum. Sorunuza gelince; Tüm bunlar, iki kardeşin arasını bozmak için yapılan oyunlardır.
Bu ikilinin beraberliği 5 defa test edilmiştir. Bunlar birbirlerine üzülmeden verirler, koltuklarını. Ben bunu bilir, bunu söylerim. Kardeş gibi bunlar, Habil ile Kabil gibi yani !…”

Konuşmalar bu çerçevede devam ediyor. Sanki devredilmek veya alınmak istenen, Gül’ün babasının Kayseri’deki atölyesindeki koltuk ile, Erdoğan’ın babasının takasındaki kaptan koltuğu !…
Sanki söz konusu olan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanlığı makamı değil. Sanki demokratik bir Cumhuriyette yaşamıyoruz, sanki Cumhurbaşkanı’nı halk değil de bu sözcüler seçecek? Halk mı, oda kim oluyor yahu? 500 kilo kömür, iki makarna, üç bulgur yeter de artar bile…
Ha, AK ve İleri Demokrasi, ha orta oyunu. Al birini, vur ötekine…

DOKUNMAYIN  TOSUNUMA

“Emniyet Vesayetinin” temsilcileri Devlet Memuru Polisleri, Menemen testisi gibi dizmişler. Babasının sol tarafından düşmüş vekil oğlu tosunun karşısına sıralamışlar. Siyasi Vesayetin temsilcisi vekilin danışmanı soruyor; “Hangisi, göster hangisi?..”
O polislerin amiri konumundaki sepet, “Siyasi Vesayetin” temsilcisi vekile yaranacak, yağ çekecek ya, kendi emrindeki mesai arkadaşlarını satmakta hiçbir sakınca görmüyor!…
İçişleri Bakanı “Belediyeden Naim Bey” tüm tecrübesi ve ağırlıyla bir şeyler söylüyor ama ne demek istediğini anlayan bir kişi yok. Basın mensuplarının aklında Bakan’ın; “Geniş cepheden bakın” sözü kalıyor…
Ha, AK ve İleri Demokrasi, ha orta oyunu. Al birini, vur ötekine…
DAVUTOĞLUNUN  PAŞASI
Davutoğlu, taraf değiştiren Suriyeli General Menaf Tlas’ı öptü-kokladı- bağrına bastı…
Adam, 25 yıldır Esad’ın dibindeymiş, Esad’ın Muhafız Kuvvetlerine Komutanlık yapmış, yıllarca kan dökmüş, işkenceler yapmış  bunlar hiç önemli değil. Esad’ı terk edip, kendini Eşbaşkan’ ın kollarına attı ya, geçmiş hiç önemli değil. Suriyeli kaçak paşayı neredeyse jön ilan edeceğiz!…
İşkenceci bizimse iyidir, hem de en iyisi…
Ha, AK ve İleri Demokrasi, ha orta oyunu. Al birini, vur ötekine…
Sağlık ve başarı dileklerimle
1 Ağustos 2012
RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
twitter.com/rifatserdaroglu
0 532 211 00 11

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget