Makinenin ‘M’si - Mine Kırıkkanat

Arthur Scherbius’un 1919 yılında ürettiği elektromanyetik şifre düzeneği Enigma, geride bıraktığımız yüzyılın en dahiyane kripto sistemidir. Aygıtın 1929’dan öteye Alman ordusunca kullanılan Enigma-D modeli, İkinci Dünya Savaşı’nın kilidini oluşturup kaderini belirlemiş çünkü şifrelemesi çözülene kadar Almanların, çözüldükten sonra da müttefiklerin zaferini sağlamıştır!
Alman Deniz Kuvvetleri’nin “M makinesi” adını taktığı Enigma, öylesine müthiş bir kodlama sistemiydi ki, kullanım kılavuzu müttefiklerin eline geçmeseydi çözülemeyecekti bir; sistemi çözmek için yapılan çalışmalar, sonradan dünyadaki ilk bilgisayar, Colossus’u oluşturmaya ve günümüzün bilgisayar şifre kırıcıları “hacker”lara yaradı, iki...
Enigma’nın çözümüyle uğraşan ilk kriptologlar, Polonyalı matematikçiler Marian Rejewski, Jerzy Rozycki ve Henryk Zygalski’ydi. 1933 yılından öteye “Rejewski Bombaları” adı verilen elektromekanik yöntemlerle sistemi delmeye çalıştılar. Fransız gizli servisi, Berlin’deki savaş bakanlığında çalışan bir memurdan satın aldığı kullanım kılavuzunu Polonyalılara iletti. Ancak Almanlar, Enigma’nın parametrelerini değiştirip güvenliğini arttırdığından şifrelemesi çözülemedi.
***
1938’de İngilizler devreye girdi. MI6’nın satın aldığı Bletchley Park Köşkü, savaş süresince Britanya gizli servisinin kripto karargâhı olarak kullanıldı. Bletchley Park’ta Enigma şifrelemesi üzerinde çalışan bilimcilerin sayısı 1939’dan sistemin çözüldüğü 1941’e kadar, 7 bin kişiyi buldu! Aralarında bir Alan Turing vardı ki, “Church Turing Testi”yle ilk hesap makinasını yarattı, bilişim teknolojisinin temelini attı!
Ama bütün bunlar, Enigma’nın düzeneğini çözmeye yetmedi. Ta ki 9 Mayıs 1941’de İngiliz destroyeri HMS Bulldog, batırdığı Alman denizaltısı U110’un suda yüzen kalıntıları arasında meteoroloji raporları ve kısa mesajları kodlamak için kullanılan Enigma kılavuzunu bulana kadar... Bu kılavuzun önemi, güncelliğinin geçerli olmasıydı. Sonunda çözümlenen Enigma şifrelemesinin İngilizlerin eline geçtiği, çok gizli tutuldu. Müttefikler, düşman ordusunu kriptolarından izliyordu artık. Savaşın seyri değişti.
Kimlerin kazandığını biliyorsunuz.
***
20. yüzyılın birinci yarısında Enigma kriptolojisini kuran ve çözen matematik zekâ, bugün tüm dünyanın kullandığı bilişim teknolojisini yarattı.
21. yüzyılın başında ilk büyük savaş, Ortadoğu’ya uygun görüldü. Irak’ta başlatılan yangın Suriye’yi sardı. Lübnan’a sıçraması kaçınılmaz, Türkiye’yi içine çekmesi hayli olası...
Ama asıl kapışma, savaşı kurgulayan zekâyla, savaşta oynatılan zekâ arasında. Atatürk, “En hakiki mürşit ilimdir” derken hiç bugünkü kadar haklı olmamıştı.
Bir yanda matematik beyin, öte yanda semantik beyin. Bir yanda savaş teknolojisini icat ve ihraç edip ithalcisini gözetleyen âlimler; öte yanda el silahına sarılıp “Allah aşkına” birbirine kırdırılan Sünniler, Şiiler, Aleviler ve sair müminler...
***
Bu savaşın “M makinesi” bile yok, kriptoları düz okumaya açık.
Ama Müslüman ülkeler arasında güya en güçlü savaş teknolojisi, en kocaman ordusuyla Türkiye, Şemdinli’de tam 14 gündür, 200 PKK’liyle baş edemiyor. Alevilere ve Kürtlere karşı linç girişimleri var, iç savaş tehlikesi kıvılcımlar çakıyor!
Çünkü Türkiye’ye vurulacak darbe planını çözen bilimciler, açıklayacak gazeteciler, önleyebilecek kamu önderleri ve yenebilecek muharip komutanların hepsi, “darbecilik” suçlamasıyla kodeste!
Enigma’nın Türkçe anlamı, sır.
Bir yanda Enigma’yı oluşturan bilimsel zekâ, öte yanda ecinnilerin tuttuğu sır kapılarını mırıl mırıl dualarla aralamaya çalışan, semavi mucizelere inandırılan zevat.
Kimin kiminle savaştığının, hatta galibin, kan ve yıkım tutarının hiçbir önemi olmayan bu kapışmadan hangi kafanın kazançlı çıkacağı açık değil mi?

‘G’ NOKTASI
2004 ile 2007 arasında, Türkiye’nin ulusal Ar-Ge ve savunma sanayinde görevli 12 genç hayatını kaybetti. ASELSAN’ın ikisi öldürülen, ikisi ölü bulunan 4 mühendisinden 3’ü kriptoloji, 1’i proje güvenlik uzmanıydı. TÜBİTAK’ın kuşkulu kaza kurbanı 2 mühendisi de elektronik kriptoloji uzmanıydı. 2007’de düşen ya da düşürülen özel bir uçakta, ulusal hızlandırıcı projesi üstünde çalışan 6 nükleer fizikçimiz öldü!
2011’de HAVELSAN’ın bilgin ve yurtsever Genel Müdürü Ö. Faruk Yarman, sahteliği apaçık bir belgeyle Balyoz davası kapsamında tutuklandı. ASELSAN’daki mühendis ölümleri hakkında 4 yıl sonra (!) soruşturma başlatan Genelkurmay Askeri Savcılığı, dosyayı jet hızıyla takipsizlikle sonuçlandırdı. Normal. Çünkü dosyayı takip edebilecek tüm askeri uzmanlar, önceden kodese tıkılmıştı!
Başbakanlık’a bağlanan Türkiye Bilimler Akademisi’nin yeni başkanı Cevat Acar. Zatın bilimsel ederi, ÖSYM Başkanı Ali Demir ayarında.
Balyoz’u tutan el de vurduğu yer de sanırım belli.

“Üç tür zekâ vardır: İnsan zekâsı, hayvan zekâsı ve asker zekâsı.”
ALDOUS HUXLEY

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget