Giyotindeki Kelle Kimin? - Zeynep Göğüş

Onun için de Arap Baharı, hazin bir kukla tiyatrosundan başka bir şey değil. Sahnenin orta yerindeki giyotinde uçan kelleler belki de bizim.

Giyotindeki Kelle Kimin? - Zeynep Göğüş
VIRGINIA/ABD - 17’nci yüzyıldan kalma adliye binasının ahşap merdivenlerine oturdum, yandaki boş alanda sergilenen giyotine başlarını sokan çocukları seyrediyorum.
Amerika Birleşik Devletleri tarihinin yazıldığı yerlerden Williamsburg’dayım. Aynı anda iki kafayı birden uçuran giyotinle oyun oynanması tuhafıma gidiyor.
Koloni dönemi giysileri içinde müze bileti satan genç kız, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’nin Benjamin Waller tarafından 25 Temmuz 1776’da bu merdivenlerde okunduğunu söylüyor.
Günümüz Amerika’sının kurucuları, George Washington’dan Thomas Jefferson’a kadar hukuk, askerlik, ekonomi bilen, bildiğini de sindirmiş insanlar. Ordularının başında savaş tekniğini bilen askerler var.
Bağlamlar çok farklı da olsa, tıpkı 1923’teki gibi, burada da temelleri atan kadro donanımlı seçkinlerden oluşuyordu.
***
Bugüne gelip “Arap Baharı”nın Amerikan destekli özgürlük ayaklanmalarına bakalım. Libya ve Mısır filmini gördük. Libya’da Kaddafi’nin azgın bir güruh tarafından linç edilme sahnesi çoğumuz için insanlık ayıbıydı.
Sırada Suriye var.
15 gün kadar önce Gaziantep’in Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey Kilis’ten Kuzey Suriye’ye girdi. Kendisini karşılayanlara “Komutanınız nerede?” diye sordu.
Özgür Suriye Ordusu’nun o bölgedeki komutanı 20’li yaşlarında, liseden terk, hiçbir askeri eğitim almamış bir genç adamdı.
Yeni Suriye’yi herhalde bu komutanlar kuramayacak... Geçici dönemin ardından Libya’da bu hafta gördüğümüz gibi, orası için de Amerika’dan gönderilecek birini arayacaklar.
***
Williamsburg’da bağımsızlık mücadelesi verilen yıllarda önemli bir işlev gören matbaa ve ciltevini de gezdik. Fikirlerin yayılmasında, ulus bilinci oluşmasında matbaanın etkisi büyük.
Bunu düşününce, matbaanın icadından sonra ilk Türkçe/Osmanlıca kitabı basmak için 250 yıl geçmesini beklemiş olmak, acı acı yutkundurur insanı.
25 Temmuz 1776’ya geri dönersek bugün tarihi bir park olarak korunan koloni döneminin Williamsburg’una bir köprüden yürüyerek vardık. Köprünün üzerinde attığınız her adımda yere çakılı bir levhaya basıyorsunuz. Bu levhaların her birinde bir tarih ve o tarihten önce farklı konularda neyin ne olduğunu anlatan birer yazı var.
İşte bu levhaların birinde 17’nci yüzyılda en yeni haberin bile bir hafta öncesine ait olduğu yazılı.
Nitekim 4 Temmuz 1776’da Bağımsızlık Bildirgesi’nin Filedelfiya’da ilan edilmesiyle güneydeki Williamsburg’da okunması arasında 21 günlük bir zaman dilimi var.
Az ama öz ve sindirilmiş bilgiymiş o zamanlar dolaşımda olan.
Günümüzde ise saniyeden daha kısa zamanda ulaşan yalan yanlış bilgiler yönetiyor bizi. Çağ, Facebook ve Twitter devrimleri zamanı. Her an devreye sokulabilen anlık haberlerle ilerliyoruz.
1776 gibi 1923 de liderlik vasfına sahip insanların mücadelesiydi. Gerçek bağımsızlık ve özgürlük, bugünkü gibi bir günlük şöhretlerle kazanılmaz. Onun için de Arap Baharı, hazin bir kukla tiyatrosundan başka bir şey değil. Sahnenin orta yerindeki giyotinde uçan kelleler belki de bizim.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget