Bu ülkenin camisinde halkın karşısına geçiyor imam efendi. Halkın gözünün içine baka diyor ki: “Karısı kızı sokakta konuşan, düğünde oynayan adam, deyyustur.”
Deyyusun ne olduğunu herkes bilir. Bu herife göre; kimin karısı kızı sokakta herhangi birisi ile konuştu ise o pezevenk, yani kadın satıcısı oluyor. Satılan kim? O insanın karısı kızı...
İşte böyle kendinden geçmiş adam. Kendisi gibi olmayan, düşünmeyen kim varsa deyyus ilan edip yok edilmesi gereken bir tortu haline getiriyor. Elinden gelse bunların üstüne ölüm gazı sıkacak.
1939-45 arasında dünyayı kan gölüne çeviren Hitler’i sadece Alman sanmayın. Onun dini, milliyeti, memleketi yoktur. O her çağda, her coğrafyada karşımıza çıkar. Kim ki Hitler öldü, diyorsa hata eder.
O Hitler ruhu şimdi de Yozgat’tan baş gösterdi. Gücü yetse oradaki bütün kadınları ya katledecek ya da çarşafa sokup haremine atacak.
Ama biliyorum ki Yozgat’taki yiğit ve hoşgörülü Türkmen çocukları böyle Allah taslaklarına hak ettiği cevabı verecektir.
DİYANETİN YARATIKLARI
Bizim Diyanet İşleri, işte böyle tipleri camilerde vatandaşın karşısına dikiyor. Vatandaşı bu deyyusçuların zihniyetine göre şekillendirmek istiyor. Bu deyyusçu, İmam Hatip’te okumuş; İlahiyat Fakültesi’nden mezun olmuş olmalı.
Çok merak ediyorum İHL mezunları bu konuda ne düşünüyor? İmam kardeşlerimin çok büyük bölümü bu tür yobazlığa karşıdır ama niçin hiçbirisinin sesi çıkmıyor?
Şu yeni 4-4-4 sistemi var ya... İşte böyle tipler yetiştirmek için iktidar, bilimsel eğitimi paramparça etti. Bunu da İslam’a hizmet etmek adına yaptı. Amaç İslam’a hizmet değil; iktidara hizmet edecek dinci Hitler yetiştirmek. Göreceksiniz; millete küfreden bu herife dokunmayacaklar; birkaç yıl sonra da onu zengin edecekler.
***
Bunların aklına göre Müslüman, sadece erkektir. Elindeki kılıçtan kan damlamaktadır ve gözleri dehşet saçmaktadır. Farklı düşünen kim var ise yerde, kelleleri kesilmiş halde yatmaktadır. Bu deyyusçular işte böyle bir dünya hayal etmektedir.
Peki bu yaşam biçiminin Peygamberimiz ile ilgisi var mıdır? Hz. Muhammet ile çocuğu ve torunları nasıl yaşarlardı?
HZ. AYŞE’YE NE DİYECEKLER?
Bir gün Habeşistan’dan Mekke’ye bir çalgıcı-oyuncu ekibi gelir. Oyunculara oynayacağı yer bulunamayınca durum Peygamber’imize söylenir. O; hemen buyurur ki:
-Mescid ne güne duruyor? Orada oynasınlar!
Bizim deyyusçu tiplerin aklı almasa da Habeş oyuncular o ilk mescitte oynarlar. Onlar oynarken Peygamberimiz de yanına eşi Ayşe’yi alır; ikisi birden; halkın içinde; oyuncuları seyrederler.
Ne yani Peygamberimiz, eli, eşinin omzunda bu oyuncuları seyretti diye suç mu işledi?
Hele hele mescitte oyun oynattı diye şimdi bu deyyusçular Peygamberi de tekfir mi edecekler?
Emin olunuz ki Hz. Muhammet bugün ortaya çıksa, o gün Mekke’de-Medine’de söylediklerini söylese; yaptıklarını yapsa; Yozgat’taki deyyusçu ona da küfrederdi.
Hepsi bu kadar mı?
Peygamberimizin eşi Ayşe ikide bir çevresindeki kadınlarla tef çalar, türküler söyler; oynarlar idi. Elbette ki düğünlerde de...
Bu bilgilerin kaynağını merak edenler; Süleyman Ateş’in yazmış olduğu İslam Tasavvufu isimli kitaba baksınlar.
Ey Yozgat’taki deyyusçu, Peygamber’e ne diyorsun; konuş bakalım?
Ya sokakta konuşan kadın?
Başta Ayşe olmak üzere İslam kadınları, erkeklerle çekinmeden konuşurlar idi.
Peygamberimizin tek çocuğu olan Fatıma Ana; geceleri bile evinden yanında kocası olmadığı halde çıkar; başka evlere gider; oradaki kadın-erkek kim var ise günün konularını konuşurdu.
Şimdi bunu gören ve ses çıkartmayan Hz. Ali ne oluyor?
Ehl-i Beyt (Peygamber Ailesi) soyundan gelen kadınlar da erkek meclislerine girerler; onlarla tartışırlar idi. Şimdi onlara ve kocalarına ne diyeceksin ey deyyusçu?
Yarın: Atalarımız da deyyus mu idi?
Yorum Gönder