Güneş yazarı Rıza Zelyut, un 11 Mart 2012 köşe yazısı :
Ukraynalı çıplaklar
Ukraynalı Femen’leri bütün dünya biliyor. Çünkü, güzeller ve güzelliklerini de etkili kullanıyorlar. Perşembe akşamı; Kanal D’de bu çıplakların Ayasofya önündeki eylemleri anlatılıyordu. Baktım ki şişman bir kadın heyecanla ama dürüstçe konuşuyor:
l Soyunacaklarını duyunca... Belediyeye gidecektim, vazgeçtim. Hemen oraya koştum.
Başka bir objektife, sakallı bir delikanlı haykırıyor:
l Ahlaksızlar defolun!
Kızgın adam, 25 yaşlarında. Karşıda süt beyazı, Rodin heykeli gibi zarif dört çıplak kadın. Ahlak gösterisi altına istek saklanmış:
l Ah bir sizinle olabilsem...
Sonra türbanlı genç bir kız, heyecanla anlatıyor:
l Gösteri yapacaklarını sandım. Ama soyundular. Bence işte öyle yerlerde süründürülmeyi de hak ettiler.
Türbanlı kızımız, tıpkı sakallı genç gibi bizi kandırmaya uğraşıyor. Femen’lerin soyunacağını bildiğinden seyretmeye gitmiş. Ama ahlaklı görünmeye uğraşıyor. Bunun için de taş atıyor onlara.
NEREYİ BOMBALADILAR?
Polisin Ukraynalı güzellere uyguladığı açık şiddeti şiddetle kınıyorum. Onları, yerlerde sürüklediler; bağırta çağırta götürdüler...
Çok daha kötüsü; onları tutup kaçakların konulduğu Yabancılar Şubesi’nde gözaltına aldılar.
Sonra da bu güzelleri; ağır suç işlemişlermiş gibi Türkiye’den attılar.
Ülkem adına utandım, utanmaktayım.
HHH
Ukraynalı güzellere polisin uyguladığı şiddeti görünce aklıma İstanbul’daki öteki şiddet eylemleri geldi.
Yüksek Seçim Kurulu BDP kökenli bağımsızların seçime girmesini yasaklamıştı ya... İstanbul’da binlerce insan sokaklara dolmuş; bankaları bombalayarak, işyerlerini yıkarak yürümüşlerdi. O zaman neredeydi bu polis?
HHH
Polise bu emri verenler birilerinin gözüne girdiler, eminim.
Ama Türkiye’yi dünyaya rezil ettiler.
Batılılar üstümüze güldüler. Fransız Sarkozy, “İşte Türkler budur. Bunları mı Avrupa’ya alacaksınız?” diye konuştu mutluluk içinde.
Türkiye; Femen’leri güllerle karşılayarak ve onları İstanbul’da en güzel otellerden birisinde ağırlayarak muazzam bir olumlu izlenim yaratabilirdi.
Ama ahlak tiyatrosu adına düşmanlarını mutlu etti.
Ve insan hakları siciline yeni bir leke daha ekledi.
UKRAYNA ESKİ VATAN
Şimdi bu Ukraynalı çıplaklara bakarak sinirlenen, onları ötekileştiren ahlaklı takımına önemli bir tarihsel gerçeği hatırlatayım: Şu Ukrayna var ya... Orası; kuzey Türklerinin ilk vatanlarından birisidir. Bizim dedelerimiz Anadolu’ya gelmeden önce Ukrayna’ya varmışlardı bile.
2700 sene önce Ukrayna hattında ortaya çıkan Sakalar; Türk halklarından birisi idi. Bunlar Kafkaslar üzerinden Anadolu’nun ortasına kadar sarktılar.
Daha sonra Hunların Batı kolu da buralarda toparlanıp Macaristan’a kadar uzandılar. Ukrayna’da yüzyıllarca etkili olan Türk halklarından birisi de Kıpçak (Kuman) boyudur. Alanları da bu listeye dahil edebilirsiniz. Bölgeye daha sonra da Hazarlar ve Oğuzlar da gelerek etkinleştiler.
Velhasıl Ukrayna’da, Romanya’da (Kumanya/Kıpçak ülkesi) Macaristan’da bizim dedelerimiz Osmanlıdan yüzyıllarca önce at oynattılar; oralardan kız aldılar, kız verdiler. (Ayrıntıları merak edenler, bizim, TÜRK KİMLİĞİ isimli kitabımıza bakabilirler. Çok ilginç bilgiler bulacaklar.)
Bu yüzden şu sarışın çıplaklar var ya... Onlara “Ahlaksızlar!” diye bağıran sakallı delikanlı belki de Femen’lerin uzak akrabalarından birisidir.
Bana soracak olursanız... Vallahi rahmetli anamın tipine (Kıpçak/Saka) çok benzeyen o Ukraynalı güzellerle akraba çıkmaktan hiç gocunmazdım.
İSPATI ORTADA
Daha önce bu köşede yazdım. Ukrayna merkezli anaerkil Saka (Kıpçak) Türklerinde ana Tanrıça’nın adı Apu idi. Bugün Tokat’ın dağlık bölgelerindeki Türkler, bu ana Tanrıça kavramını Abu biçiminde aynen yaşatırlar. Anaya ve yaşlı kadınlara “abu” diye seslenilir. Benim rahmetli anam da Niksar bölgesindeki sarışın (Sarı Saka/Kıpçak) soyundan bir Türk idi. Bu yüzden, kendi geçmişimin derinliklerinde Ukrayna ovalarını da buluyorsam kimse buna şaşırmasın.
O Femen’ler var ya... Bir yerden tümümüzle akrabalar...
Akrabalara ayıp ettik, medeni dünyaya da rezil olduk.
Despotizmle övünenler varsınlar şimdi mutlu olsunlar.
Yorum Gönder