Sahte Plan ve İki Komutan - Hikmet Çetinkaya
Hadımköy Askeri Cezaevi’nde Balyoz davasından tutuklu bulunan Deniz Kurmay Albay Murat Saka’nın gönderdiği mektuptan söz edeceğim bugün...
Saka’nın altı sayfalık mektubundan önemsediğim kimi bölümleri sizlerle paylaşacağım.
Saka, mektubuna şöyle başlıyor:
“Ben, sahte dijital word dokümanları yüzünden özgürlüğü kısıtlanmış yüzlerce masum subaydan birisiyim.
Tutuklamalara dayanak teşkil ettirilen söz konusu dijital dokümanların içinde tarihleriyle uyuşmayan, çok sonraki dönemlere ait bilgiler mevcuttur.”
Murat Saka, dijital bilgilerin sahte olduklarının somut olgularla kanıtlanmış olduğunu belgelerle ortaya koyuyor mektubunda.
Çünkü bilirkişi raporları “sahteciliği” saptamış...
Buna karşın çok sayıda subay Kurmay Albay Murat Saka gibi tutuklu olarak yargılanıyor.
***
Sanıklar ve avukatları bu sahtecilik kanıtlarını Silivri’de süren davada mahkeme heyetine sundu mu?
Sundu!
Mahkeme başkanı kanıtların değerlendirilmesinin tüm savunmalar alındıktan sonra yapılacağını söyledi mi?
Söyledi!
Savunmalar alınıp, kanıtların incelenmesine geçilmesi beklenirken ne oldu?
Mahkeme heyeti savcının mütalaasını istedi!
Ve dün savcılar 920 sayfalık esas hakkındaki mütalaayı verdiler.
Buradan çıkan sonuç şu:
“Mahkeme kanıtların değerlendirilmesi aşamasını atladı. Başka bir incelemeye, araştırmaya, kanıta gerek duymadan doğrudan hükme gidiyor.”
İddianamede darbe girişimini eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman’ın engellediği yazılmıştı.
Kimi gazete haberlerinde, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün önlediği yazılıyordu.
Balyoz davasının düğümünü çözecek iki ad var bana göre: Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman...
Nedense iki önemli komutan, bu davayla ilgili olarak tanıklık yapmak için mahkemeye çağrılmadı.
İki komutan çağrılmasalar bile istedikleri zaman tanıklık için mahkemeye başvuruda bulunamazlar mı?
***
Deniz Kurmay Albay Murat Saka “TSK’nin geçmişte düşmüş olduğu hataların cezasını, bugün o kurumun mensuplarına, ama suçu olmayan insanlara ödetmeye çalışmak, insanlığın kabul edemeyeceği hatalardır” dedikten sonra şöyle yazıyor mektubunda:
“Bizler masum olduğumuzu yargı sürecinde ortaya koyduk. Emekli komutanlarımız Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman’ın kendi iradeleriyle mahkemeye gelmelerini ümit ediyoruz.
Bizim önceliğimiz, kamuoyunda yanlış algının düzeltilmesi; ayrıca, toplumumuzda etik değerlerin yüceltilmesidir.
Bu kapsamda en önemlisi ise insan özgürlüğünün güvencesi olan adalet ilkesinin gerektiği gibi uygulanabilirliğinin sağlanmasıdır.
Bizler bu konuda sesimizi duyuramıyoruz...
Bir başka konu da bizleri, gerçekleri bilmeden haber ve yazı yazan gazeteciler...
Mektubumda tüm bilgiler ve bilirkişi raporları var...
Yapılan hatalar insanların zarar görmesine ve kul hakkı yenmesine neden olacaksa, bunun sonuçları gazetecileri mutlu edecek mi?”
Balyoz davasında tutuklu emekli ve muvazzaf amiral, general ve kurmay albaylar var...
Elbet tutuksuz yargılananlar da!
***
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde geçmişin hatalarının suçu başkalarına ödetilir mi?
Bunu ben söylemiyorum, tutuklu Deniz Kurmay Albay Murat Saka söylüyor...
Başta Ergenekon ve Balyoz davaları olmak üzere diğerlerinde de elmalarla armutlar aynı torbaya konuldu.
Elbet askeri darbelere olduğu gibi, sivil baskıcı rejimlere de karşıyız.
Önceki gün Ankara’da demokratik haklarını kullananlara karşı şiddet, kuşatma ve engellemenin adı olsa olsa ne olur?
Sivil faşizm!
Yorum Gönder