Dogmatik kafalı politikacılar mı otoriter rejim kurar?
Otoriter rejimler mi dogmatik kafalı politikacı üretir?
Ya da:
Dogmatik kafalı politikacılar mı dogmatik eğitim düzeni kurmaya çalışır?..
Dogmatik eğitim alanlar mı dogmatik kafalı politikacı olur?
Veya:
Otoriter rejimler mi dogmatik eğitim yapar?..
Dogmatik eğitim mi otoriter rejimleri doğurur?
Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar hesabı!
***
Elbette “dogmatik eğitim” dediğimde sadece milli eğitimi değil, artık bu eğitimin bir parçası haline gelen Kuran kurslarını, her türlü tarikat ve cemaat eğitimini ve aile içinde alınan kişilik eğitimini de kastediyorum.
***
Dogmatik kafalı politikacının özellikleri:
Kendi inandıklarının en doğru ve en güzel şeyler olduğuna iman etmek, onun dışında hiçbir düşünceye, davranışa saygı göstermemek…
Çevresindekileri, bağımsız ve özgür düşünceli insanlardan değil, kendisine biat eden, kayıtsız koşulsuz evet diyen kişilerden seçmek, farklı davrananları tasfiye etmek…
En ufak bir eleştiriyi bile düşmanca olarak algılamak…
En temel insan hakları arasında yer alan muhalefet ve protesto hakkına karşı meydanlarda kaba kuvvet kullanmak…
Muhalefete karşı Meclis’te zor kullanmak…
Gazetecilik ve eleştiri yapan, köşe yazısı ve kitap yazanları hapse tıkmak…
Esas görevlerinden biri terörle mücadele etmek olan Silahlı Kuvvetler’in Genelkurmay başkanını ve komutanlarını terör örgütü üyesi olmakla suçlamak ve hapse atmak…
Çocuklarımızın, gençlerimizin geleceğini belirleyen eğitim konusunda dogmatizmi dayatmak, buna karşı çıkan gençleri hapse atmak…
Kadını birey olarak değil, ancak ailenin bir parçası olarak görmek…
Her öneriye, her eleştiriye kapalı olmak…
Daima hırçın ve öfkeli olmak…
Her an, her farklı grup ve düşünceyle savaşmak…
Hak ve özgürlükleri sadece kendisi için istemek, başkalarınınkilerle ilgilenmemek, hatta onları reddetmek…
Hoşgörüyü sadece kendi yaptıkları ve söyledikleri açısından beklemek, başkalarının tutum ve davranışlarına, yazdıklarına, söylediklerine hiç hoşgörülü olmamak…
***
Böyle bir kafa nasıl bir demokrasi kurar:
Benim fazla bir şey söylememe gerek yok…
İçteki ve dıştaki gözlemciler durumun farkında…
Örneğin dün Ahmet Hakan, “ileri demokrasi” dedikleri mevcut rejimimizin görünümünü, Hürriyet’te gayet veciz bir biçimde şöyle anlatıyordu:
“Demokrasimiz için yedi yeni niteleme
BİR: Biber gazı demokrasisi...
İKİ: Gizli tanık demokrasisi...
ÜÇ: Tazyikli su demokrasisi...
DÖRT: Tape demokrasisi...
BEŞ: Tükürük demokrasisi...
ALTI: Cop demokrasisi...
YEDİ: İddianame demokrasisi...”
***
Dogmatik kafa, dogmatik eğitim ve dogmatik rejimin panzehirleri:
Ailede, her bir bireyin kişiliğine saygılı, kadına ve çocuğa değer veren demokratik ilişkiler.
Eğitimde, araştırmacılık ve sorgulayıcılık.
İlişkilerde, kendini başkasının yerine koyabilme yeteneği, empati.
Davranışlarda, kendisine yapılmasını istemediğini başkasına yapmamak; herkese kendisine davranılmasını istediği gibi davranmak.
Siyasette, temel insan hak ve özgürlüklerinin güvencede olduğu tam bir demokrasi.
Hukukta, bunları koruyan, geliştiren yasalar.
Ve elbette, bütün bu panzehirleri içselleştirmiş bir seçmen kitlesi ve onun üreteceği politikacılar!
Yorum Gönder