Bu neyin rövanşı? - Melih Aşık

Laiklik nedir? Tayyip Erdoğan son olarak geçen sonbaharda Mısır’da dile getirmişti:
- Laiklik devletin bütün dinlere eşit mesafede olmasıdır...
Yeni eğitim yasasıyla tüm ilk ve orta derece okullarda Kur’an ve Hz.Muhammed’in hayatı seçmeli ders olarak konuldu... Diğer dinler unutuldu. Veya umursanmadı...
O yüzden bu yasa için aynı zamanda laikliğin sonu deniyor.
Seçmeli kuran dersi de pek seçmeli kalamayacak...
Bu seçmeli dersleri almayanlar (özellikle taşra illerinde) “ateist” olarak damgalanacağı için çocuklar zoraki de olsa bu seçimi yapacaklar.
CHP Milletvekili İhsan Özkes fırtınalı oturumda konuşuyor:
“Kısa bir süre de olsa Din ve Ahlak bilgisi öğretmenliği yaptım. Bu derste Kur’an’dan szreler, açıklamaları, Hz. Muhammed’in hayatı bilgileri verilmektedir”
Özetle.. Çocuklara bu dini bilgiler zorunlu din dersinde zaten veriliyordu...
Kritik zamanlarda kah AKP’ye payanda olan, kah din istismarına başvuran MHP’nin işgüzarlığı sayesinde böyle bir seçmeli ders yasaya eklendi.
Sakıncalı olan; Çocuklar bu derse girmeye zorlanarak başka seçmeli derslerden feragat edecekler...
Bu satırlar yazılırken eğitim yasası kabul edildi...
Başbakan Erdoğan kendi milletvekillerini: ”Sizler bugün 28 Şubat’ın son izini sildiniz” sözleriyle kutladı...
CHP Milletvekili Engin Altay ise dedi ki:
- Biz 28 Şubat’tan rövanş almaya çalıştığınızı sanıyorduk ama şimdi anlıyoruz ki almak istediğiniz rövanş, 29 Ekim 1923’tür, Cumhuriyettir...
Rövanş alındı, 20 milyar dolarlık ihalenin yandaşlara verilmesi garantiye alındı... Ama bu yasa ile eğitimin kalitesine hiçbir şey eklenmedi...

Okur tespiti...
Hayret ki hayret... Ne idüğü belirsiz gizli tanıklara itibar eden ve onları saatlerce dinleyen mahkeme, Balyoz davasında Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman gibi kimliği belli önemli tanıkları dinlemek istemiyor...


“Aslında 4+4+4 politikasının en büyük özelliği bir asimilasyon politikası olmasıdır. Amaç Sünni İslam dışındaki bütün inançları asimile etmektir.
Bunun başında da Alevilik gelmektedir.”
CHP Milletvekili Veli Ağbaba


Enerjik politika...
Geçen hafta Enerji Bakanı Taner Yıldız, “Birleşmiş Milletler Kararı olmaksızın, İran’dan petrol almaya devam edeceğiz” demişti.
Önceki gün ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Ricciardone, “Türkiye kararını versin, İran’dan petrol almayı durdursun” diye konuştu...
Dün Enerji Bakanı Taner Yıldız, “Petrolü İran yerine Libya’dan alma çalışmalarını başlattık” diye demeç verdi.
Biz de yaşasın bağımsız dış politika diyoruz...
Ülkeyi ABD Büyükelçisi mi yönetiyor gibisinden maksatlı ve muhtemel soruları şimdiden kınıyoruz.

Hamamın arkası!
Hemen hemen kimsenin dönüp bakmadığı Ankara’nın Hamamönü semtinde 25 bin liraya bir ev alıyorsunuz. Partili belediyeniz o semtte restorasyon çalışması yapınca evinizin değeri iki yılda füze hızıyla yükselerek bir anda 300 bin lirayı buluyor.
Spor Bakanı Suat Kılıç’ın bu ballı ticaretine şans mı yoksa yılların emlakçılarını kıskandıracak müthiş ticari öngörü mü denir, bilemiyor(!), takdiri sizlere bırakıyoruz.
Peki, Sayın Bakan’ımızın tek ticari başarısı! Hamamönü’yle mi sınırlı? Başka yerlerde ve alanlarda da böyle müthiş başka ticari başarıları da var mı? Varmış. CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören anlatıyor:
- Bu arkadaş 2004 yılının Şubat ayında, AKP milletvekiliyken o zamanki fiyatı 37 bin ile 40 bin lira arasında değişen sıfır km. Volkswagen Transporter TDI model bir minibüs alıyor. Minibüsün içini 5 - 6 bin lira daha masraf ederek seçim kampanyasında kullanacağı şekilde.... Televizyon, VCD, deri koltuk vs. ile donatıyor. Kampanya döneminde aylarca tepe tepe kullandıktan sonra bu minibüsü ne mi yapıyor?
- Ne yapıyor?
- AKP’li Manisa Turgutlu Belediyesi’nin yan kuruluşu TURKAP A.Ş’ye... Aylarca kullanılmış ikinci el aracı kendisine maliyeti yaklaşık 45 bin lira olmasına rağmen 49 bin liraya satıyor. Şimdi ben kendisine soruyorum: Ey Suat Kılıç; sen AKP milletvekili, alıcı da AKP’li belediye olmasaydı o araç o fiyata satılabilir miydi? Böyle bir satış ahlaki midir?
- Sorunuza, bu iddia doğru değildir, ispat etmeyen namerttir, yanıtını verirse?
- Derse, söz veriyorum, bir daha aday olmayarak siyaseti ebediyen bırakacağım. Ama diyemez.

Ahmedinecad’dan Erdoğan’a öneri: “Emperyalizme karşı uyanık olalım.”
İran lideri kibar biriymiş meğer... “İçli dışlı olduğunuz emperyalist dostlarınızın tuzağına düşmeyin” dememiş...
Haldun Ertem


Cezaevlerindeki öğrenci sayısı artık yüzlerle anılıyor.
İyi iş! “Üniversitelerde ikna odaları kurulmuştu” diye eleştiren AKP iktidarı hapishaneleri ikna odası olarak kullanıyor...
G. Elmas


Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, tutuklu Müyesser Yıldız’a gönderdiği mektupta, “Haksızlıkları yazmaya devam et” demiş.
Dışarda yazsa olmuyor mu?
F. Fidan

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget