Bir iyilik hareketi poliste ve yargıda niye örgütlenir? - Sabahattin Önkibar

Yer: Brüksel.
Avrupa Parlamentosu Liberal Demokrat Grubu’nda konuşan gazeteci Ahmet Şık baskıya bile girmemiş kitabı bahane edilerek bir yıldan fazla bir süre boyunca cezaevinde tutulma gerekçesini şöyle açıkladı:
“Bir iyilik hareketi neden poliste ve yargıda örgütlenir sorusunu sordum diye beni hapsettiler.”
Bize göre Ahmet Şık’ın sorusu siteminden çok daha önemli.
Gelin bugün bu soruyu biraz açıp muhataplarından cevap talep edelim.
Ahmet Şık’ın İyilik Hareketi’nden kastı malum F Tipi Camiadır ki zaten bu nitelemeyi cemaat kendini tanımlarken de yapıyor.
Adres belli ise Ahmet Şık gibi biz de soralım, kendini dini cemaat gibi sunan bir yapı hangi hesap ve amaçla polis ve yargıda örgütlenir?
Öyle ya hareketin amacı iyilik yapmak ve ülkeye altın bir nesil yetiştirmek ise devletin güvenlik birimleri ile yargısına afyonlanmış infaz timlerini yerleştirmek neyin nesidir?
Gelinen noktada bu konu artık bir Milli Güvenlik sorunudur.
Poliste ve yargıda yuvalanan o güruhun hukuk ve ahlak tanımadan ne tür çılgınlıklar yaptığı ortadadır.
Öyle ki bunların gerektiğinde ülkenin seçilmiş Başbakan’ına bile tezgâhlar kurabileceği yine kanıtlanmıştır.
Öyle olmasaydı Tayyip Erdoğan TBMM’den yasal bir zırh talep eder miydi?
Bir şey artık aşikârdır, F Tipi cemaat ya da camia inanca dayalı bir sevgi topluluğu değil tersine bir dehşet örgütüdür…
Sokağı dinleyin F Tipi cemaat dediğinizde insanların ilk sözü, “Sus seni de Silivri’ye gönderirler” oluyor.
Soruyorum bu mudur iyilik hareketi, bu mudur sevgi hareketi, bu mudur inanç hareketi?
Devam ediyorum, bu mudur şanlı Peygamberimizin herkesi kucaklayan şefkatli yolu?
Sırf bu F Tipi yüzünden mübarek dinimize düşman olan yığınlar var.
Sadece polis ve yargıdaki örgütlenme olayı bile F Tipi’nin gerçek misyonunu ve perde gerisinde dış dinamiklerin olduğunu gözler önüne seriyor.
Öyle ya F Tipinin polis ve yargıçları olmasa TSK’ya yapılan son operasyonlar yapılabilir miydi?
Beni en çok güldüren F Tipi mensuplarının bunu demokrasi için yapıyoruz demeleridir.
Yahu sizin zerre şahsi iradeniz var mı ki demokrasiden bahsedersiniz? Pensilvanya size üç gün tuvalete çıkmayın dese, çıkabilir misiniz?
Başbuğ terörist ise onlar ne?
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ için ağırlaştırılmış müebbet isteniyor.
Niçin mi?
Güya terör örgütünün reisi olduğu için!
Öyle ise soralım:
Başbuğ’u Birinci Ordu Komutanlığına atayan kim?
Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan.
Kara Kuvvetleri komutanı olması için kararnamesini imzalayan kim?
Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan.
Genelkurmay Başkanı yapan kim?
Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan.
Tam bu noktada soralım, Başbuğ Paşa terörist önder ise, onu sürekli bir üst makama atayanların eşyanın tabiatı gereği asgariden yardım ve yataklık suçu işlemiş olmuyorlar mı?
Başbakan’ın Harp Akademileri konuşması niye saklanıyor?
Bir resim, askerler ayakta Başbakan’a selam duruyor.
Bu fotoğraf ile ilgili hem bu sütunda hem de genel medyada bir sürü yorum yapıldı lakin Genelkurmay’dan tık yok.
Oysa Genelkurmay’ın bir açıklama borcu var.
Öyle ya Harp Akademilerine tarihinde ilk defa bir Başbakan gidiyor lakin bir buçuk saatlik konuşmasında ne söylediği sır gibi saklanıyor.
Hayır, orada edilen sözler devlet sırrı falan olamaz zira yabancılar dahil onlarca kurmay subay dinledi o konuşmayı.
Durum bu ise spekülasyonun önüne geçmek için açıklama olmazsa olmazdır.
Eğer bu yapılmazsa yandaşların yaptığı, “asker Tayyib Bey’e yaltaklanıyor” iddiası geçerlilik kazanacaktır.
ABD’li tarihçi -yazardan dehşet uyarı!
Hakkını verelim İran gerçekten büyük devlet gibi davranıyor.
Tayyip Erdoğan Kore dönüşü Tahran’a indiği saatlerde Press TV bir mülakat yayınlıyor.
Evet, ABD’li ünlü tarihçi–yazar Griffin Tarpley İran televizyona şunları söylüyor:
“Obama Suriye’de mağlup oldu zira bir yıldır seferber olmasına rağmen halkı ayaklandıramadı. Washington bugün Suriye’de öldürülenlerin sayısını şişirerek Türkiye’nin harekete geçmesi ve tek başına müdahale etmesinin peşindedir. Türkiye eğer bunu görmez ve saldırırsa intihar etmiş olacak. Çünkü Türkiye Suriye’ye saldırırsa bölge Kürtleri topyekûn ayaklandırılacak. İlginçtir Türkiye’deki liderler bunu görmüyor. Atatürk yaşasaydı görürdü.”
Bu sözleri ABD’li bağımsız bir tarihçinin söylemesi onun meslek namusuna olan sadakatini gösterir.
Mr. Tarpley çok haklı, kendisine katılıyoruz.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget