Amin Alayı - Orhan Erinç

Cumhuriyet yazarı Orhan Erinç,in 29 Mart 2012 köşe yazısı:

Amin Alayı


Rahmetli babaannem geçmişi anlatırken rahmetli babamın mahalle mektebine başlarken düzenlenen amin alayından da söz etmişti.
Babam da o yıllarda geçerli olan kurallara göre 4 yaş 4 aylıkken okula başlamıştı.
Geleneğe göre amin alayı düzenlenmiş, önde üzerindeki Kuranıkerim’i başının üzerindeki rahlede taşıyan mubassır, arkasında babamla akrabalar ve komşulardan katılanlar, Eyüp’te okula kadar yürümüşler ve babamı imam efendiye teslim etmişlerdi.
Babaannem söylemedi ama olasıdır ki yine geleneğe uyarak “eti senin kemiği benim” de demişlerdi.
Eğitim yaşının 60 ay yani 5 yaş olarak belirlenmesi nedeniyle anımsayıverdim. Yaklaşık olarak 1897 yılına ait bir anıydı.
İktidarın Osmanlı özlemine somut bir örnek olarak yazmadım. Çünkü Osmanlı ile AKP arasında 8 aylık bir fark var!
***
Bölünerek yozlaştırılan zorunlu eğitimin 4+4+4 olarak değerlendirilmesinin gerçeği yansıtmadığını peşin peşin belirteyim.
5 yaşındaki bir çocuğun kemik ve kas yapısı nedeniyle sürekli kalem bile tutamayacağı görüşüne karşı, en yetkili ağız şöyle demişti.
“İlk dört yılın ilk yılı okulöncesi eğitim müfredatıyla olacak”.
Buradan yola çıkarak diyebiliriz ki, kesintili zorunlu eğitim 4+4+4 değil 1+3+4+4 olacak.
Futbol 12 kişiyle oynanmadığı için spor tarihine geçemedik ama dünya eğitim tarihine bir ilki kazandırmış olduk.
İlköğretimi 3 yıla indirdik! 5 yılda bile modern dünyanın eğitim düzeyine erişmeyi başaramamışken süreyi 2 yıl daha kısaltmanın ülkeye çok şeyler kazandıracağına inanmak nasıl bir şey acaba...
Son yıllarda, hemen bütün önemli konularda yapılanların “hınç ya da öç almaya” dayalı olmasının somut örneklerinden biri, yeni eğitim sistemi.
Resmen açıklanan neden, 28 Şubat’ın rövanşının alınması.
Dolaylı ve yandaşların ağızlarından duyulan bir başka gerekçe ise “dindar gençlik yetiştirmenin” uygulamaya sokulması.
***
Son günlerde televizyonlarda izlenen kamu spotları arasında kızların okula gönderilmesi isteğini öne çıkaranlar ağır basıyor.
Ekrana çıkanlar kızların okutulmasının önemini vurguluyorlar.
Eldeki verilere göre 8 yıllık kesintisiz eğitim öncesinde kızların okulda eğitim gördüğü süre 4.4 yılmış.
8 yıllık kesintisiz eğitim süresinde 5.2 yıla yükselmiş.
Hem kızların okumasını istemek hem de okumalarını engellemeye önayak olmak anlaşılır gibi değil.
***
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre 3 milyon 967 bin vatandaşımızın okuryazar olup olmadığı bilinmiyor.
Okuryazar olmayan 4 milyon 863 bin vatandaşımız var. Ve bunların 3 milyon 895 bini kadın.
Çocuklarımızı daha iyi eğiteceğiz diye yola çıkıp, daha da kötüye götürecek bir yolu seçmek, yangına körükle gitmekten beter.
Bakalım “amin alayı” da yeniden yaşama geçirilmeli isteği ne zaman dile getirilecek?
Not: Mubassır, teneffüslerde öğrencilerin uslu durmasını sağlayan görevli. Sözcük karşılığı bakıcı-gözetici demek. İkinci Meşrutiyet’te (1908) kaldırılmış. İster misiniz, İkinci Meşrutiyet’in de hıncını çıkarmak istesinler.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget