Çarşamba günü Cumhuriyet’te Mardin-Nusaybin çıkışlı “şüpheli ölüm” haberinde çoban babası İsmail Akın ile birlikte koyunları otlatan 11 yaşındaki kızı Berfin’in de öldürüldüğü bildiriliyordu. Olay, sürünün çobansız olarak köye dönmesi ile ortaya çıkmıştı. İkisi de başlarına kurşun sıkılarak öldürülmüşlerdi.
Olayı yerel güvenlik görevlilerin çözmesi kaçınılmaz. Ancak benim sorularım şöyle: “11 yaşındaki Berfin akranları gibi neden okulda değildi de dağda koyun otlatıyordu? Acaba Berfin’in durumunda kaç kız çocuğu var?”
Orhan Erinç dün köşesinde Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) okuryazarlıkla ilgili rakamlarını yayımladı. Türkiye’de “okuryazar olmayan” 4 milyon 863 bin, “okuryazar olup olmadıkları bilinmeyen” 3 milyon 967 bin vatandaşımız varmış. Bunların 3 milyon 895 bini kadınmış. Berfin’in de bunlardan biri olduğunu söylemek herhalde yanlış olmaz!
Bir başka deyimle “çağdaş” denilen Türkiye’de yaklaşık her 12.5 kişiden birinin, bırakın okula gitmesini, okuma yazması yok. Okul çağına gelmemiş çocukları bu oranlamadan çıkaracak olursak her 20 kişiden birinin okuryazarlığı yok ya da kuşkulu!
Hani ilk eğitim zorunluydu?
Türkiye’de bir yılda dershanelere yaklaşık 5.5 milyar lira harcanıyormuş! ÖSS’ye hazırlığa ise toplamda 16 milyar lira dershanelere gidiyormuş. Son on yılda dershane sayısında yüzde 154 oranında artış olmuş. Ülkemizde 3 bin 830 liseye karşılık 4 bin 83 dershane varmış!
Kuyuya “4+4+4” diye bir taş atıldı, kimse bir türlü bu ne idüğü belirsiz taşı çıkaramıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Kore’ye giderken uçakta gazetecilere “Yükseköğrenime Geçiş Sınavı’nı (YGS) ve dershaneyi kaldırıyoruz” diye bir açıklama yaptı. Yer yerinden oynadı. İlk tepki dershane sahiplerinden “Kapama kaçak kurslar yaratır… Kurslar merdiven altına iner…” biçiminde tepkiler geldi.
Bunun üzerine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “Dershaneler kalkmayacak, ama ihtiyaç da kalmayacak” sözleri ile Erdoğan’ın açıklamasına “ne şiş ne kebap yansın” gibilerden bir düzeltme getirmek zorunda kaldı.
Bu olgu bırakın Berfin’lerin okula gitmesini, gidenlerin de okullarda hiçbir şey öğrenmeyip yaşam boyu yarışma amaçlı sınavlara hazırlanacak, ama çoğunluğu üniversitelere girmeyecek gençlerin yetişmelerinden başka bir şeye yaramıyor.
Türkiye’de sekiz yıllık ilköğretim sonrasında gençleri meslek okullarına yönlendirecek yapılanma gerçekleşmezse, üniversite diplomalı işsizlerin sayısı da azaltılamaz. Tüm yarışmaları kazanıp üniversiteden mezun olan bilgisayar mühendisleri işsiz kalırken, bilgisayar arızalarını giderecek teknik eleman sıkıntısı yaşanmıyor mu?
Orduda subay var, astsubay da var. Orduda iş bölümünde yönetim subayın, teknik destek ise astsubayın işidir. En basit anlamda böyle bir yapılanma gerçekleşmediği takdirde diplomalı işsizlerin ve okuma yazma bilmeyenlerin sayısı “çağdaş Türkiye” gerçeğini yalanlamayı sürdürecektir.
Devletin TRT’sinde ilginç değişiklikler yaşanıyor. Başkaca hiçbir kitabın tanıtımı yapılmazken Feto’nun kitapları ekrana getiriliyor. Türkiye’nin tarihsel, kültürel mirasının “Kalaşnikofları” olan “metal detektör” reklamları TRT’de yayımlanıyor.
Geçen gün de TRT’de ilahiyatçı iki yazar “cinlerin uluslararası alandaki istihbarat rollerini” tartıştılar. İsrail ile Rus istihbaratının “casus cinlerden yararlandıklarını” ballandıra ballandıra anlattılar.
İnternette “define” sözcüğünü ararsanız karşınıza pek çok site çıkar. Bu siteler açık seçik “metal detektör” reklamları yapmaktadır. Bu reklamlardan bazıları da devlet TRT’sinde yayımlanıyor!
Bu siteler ile ilahiyatçı hocalar ve TRT arasındaki ortak nokta “cinler”dir. Örneğin bir siteye katkıda bulunan bir kişi “definecilik ve cinler iç içe, yani sandalyenin diğer iki bacağıdır” diye yazmış. Türkçesine dokunmadan şu alıntıyı yapalım:
“(…) bu gibi varlıklar yapılacak şeyler gayet basit herkesin bildiği şeylerdir birincisi ve en kuvvetlisi ayet el kursidir bu duaya dayanacak kafir cin yoktur kazı yaparken yanınızdaki bir kişinin sadece işi devamlı bunu okumak olsun her yedi defada durup ezan okusun ezan bitince tekrar ayet el kursi yedi defa ve gene ezan okusun bu size zaman ve dokunulmazlık zırhı sağlar ayet el kürsi düşman cinleri dağıtacak ezanda müslüman yani bizim kardeşlerimiz olan cinleri toplucak unutmayın musluman olanlari bize düşman değildir aksine dosttur ve bizi ifritlerden korur ve su anki müslüman lider eba yusuf adında cindir etrafınızı sardıklarında yetiş ya eba yusuf diye üç defa tekrarlayınca onu görme şerefine nail olursunuz (…)”
Bir sitede tanıtılan cinlerden bazı örnekler verelim:
“meymun: cumartesi saatlerin cinidir… mureh: müslüman olup adını yusuf olarak değiştirmiştir… teykel: arap yarımadasının en büyük 4 cin padişahından biridir… ahmer: salı günün saatlerini yöneten cin krallarından biridir… denaheş: gezici cinlerdendir… ebyed: ayın etkisindeki cin padişahıdır… fekacin meğmet: davetlerde en hızlı cinlerden biridir…(…)”
İnsanlara okuma yazmayı öğretmezsen, okullarda doğru dürüst, bilimsel eğitim yapmayıp gençleri yarış atı gibi görürsen, mezunlara da iş vermezsen bu gidişle cinler hepimizi çarpacak…
Bu amaçla belki de yakında bir “metal detektör” firması TRT’de bu ilahiyatçılar aracılığı ile cinleri tanıtmaya başlarsa hiç de şaşırmayalım!
Superonline…
İnternet bağlantımı yıllardır “Superonline” kurumu aracılığı ile yaparım. Birkaç yıl önce iletişimde bazı sorunlar yaşayınca, bu sütunun başındaki ileti adresimi değiştirmek zorunda kaldım. Ancak, “Superonline” adresim, yurtdışındaki bazı kurum ve kişilerin kayıtlarına geçtiği için iptal ettirmedim.
“Superonline” geçenlerde indirimli bireysel üyelik önerdi. Kabul ettim. Eski bağlantı iptal edildi. İletişim aynı adresle başladı. Ne demek başlamak? Bazı kurum ve kişiler bana gönderdikleri iletilerin “böyle bir adres olmadığı” gerekçesiyle geri döndüğünü bildirdiler. Durumu telefonla ve iletiyle ilgililere ilettim…
Daha da beteri iletilerim “bir saat içinde göndereceğiniz sayıyı aştı” diyerek, yönlendirilmez oldu. Yine telefonla çeşitli kereler sorunu aktardığımda o bölümden bu bölüme aktarıp durdular. Yazılı iletilerime de “ilgililere durumu ilettik” yanıtının verilmesi sürüyor. Ucuz etin yahnisi mi “Superonline”ın sorunu mu anlayamadım gitti!
Yorum Gönder