Değişimin Böylesi? - Cüneyt Arcayürek

Ülkemizde günler, aylar, yıllar tükenir ama sorunlar tükenmiyor.
Neyse ki arada sırada karşımıza başka konulara eğilmek fırsatı çıkıyor.
Örneğin Genelkurmay Başkanlığı’ndan
emekli İlker Başbuğ’un, tutuklu olduğu davada neden savunma yapmayacağını açıkladığı konuşmanın özünde yatan öğeler tartışılmıyor.
Birden, başka bir söylem ön plana çıkıyor.
Başbuğ’un; bir Genelkurmay başkanını terör örgütü kurmak, örgüte üye olmakla suçlamanın kişiselliğin ötesinde TSK’ye yönelik bir suçlama olduğunu üzerine basa basa neden söylediği, ne gazetelerde ne de TV’lerde yorumlanıyor.
Ama Başbuğ’un bir ara basınla sohbet ederken; “Nerede o eski Genelkurmay başkanları? Hiçbiri burada yok. Onların başına gelseydi biz koşar gelirdik” diyen eleştirisel sözleri günlerdir manşetlerde, bültenlerde birinci haber.
Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, Balyoz davası olsun, Andıç davası olsun, hem ifade vermeye gönüllü değiller hem de bu davalar nedeniyle içlerinde orgenerallerin de bulunduğu 315 askerin yattığı hapishanelere geçmiş olsun demek için bir gün olsun uğramadılar.
***
Özkök Bey, dün bir gazetede Başbuğ’un tarizini yanıtladı.
Bir hukuk adamıymış, oysa önce asker. “Tanıklığın nasıl yapılacağını ceza yasasının yazdığını, mahkeme çağırırsa gitmeme hakkı olmadığını” söylüyor.
Yasalara sığınıyor. Oysa, Özkök’ün çağrı gelmese de davalara bakan mahkemelerden tanık olarak çağırılmasını isteyen bir demeç vermesine yasalar engel değil.
Laf çevirmekte ustalığına diyecek yok Özkök’ün.
Başbuğ’un nerede o eski Genelkurmay başkanları sözünden alınmış da görünmüyor.
Pişkinliğe vuruyor.
İzmir’de oturuyormuş, davalar İstanbul’da, gidemiyormuş!
Altında devletin bütün masraflarını üstlendiği özel araba. Bir günlüğüne İzmir’den İstanbul’a gidemiyor!
Bir başka mazereti diğer eski Genelkurmay başkanlarına gönderme midir, yoruma bağlı. “Ben (İzmir’de) buradayım. Ama İstanbul’da Genelkurmay başkanları var” diyor.
Son sözleri arasında Özkök’ün mahkemeyi izlemeye gitsem, “ne etkisi olur, onu da bilmem” diyen cümlesi kaytarıcılığına bir başka kanıt.
Başbuğ’un sözünü, Özkök duruşmayı izlemeye gelerek davayı etkilemesini istiyormuş diye yorumluyor.
***
Oysa Başbuğ’un elinde sorumlu olamayacağını kanıtlayan veriler, belgeler var. Üstelik dava, başka havalarda. AKP iktidarıyla 7 yıl birlikte çalışan, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na, Genelkurmay Başkanlığı’na AKP hükümeti tarafından atanan bir komutan ve…
…bu görevlerde iken misli görülmemiş, hukuk âlemi, evrensel siyasetçiler bir yana, kargaları bile güldüren suçlamayla…
…hükümeti devirmek için hükümetin burnu dibinde terör örgütü kurmakla suçlanıyor.
Hoş RTE’nin ileri demokrasisine layık yargı düzeninde böylesi acayip, gülünç iddialarla yeni tanışmıyoruz.
Nurlar içinde yatsın. 60 yıllık can dostum, başyazarımız İlhan Selçuk; Cumhuriyet gazetemizi bombalayan terör örgütüne üye olmak, hatta yönlendirmekle suçlanmadı mı?
Sohbetlerimizde bu konu açılınca; ne İlhan bir şeyler söyler ne de ben... Gülerdik!
Demek istediğim, RTE demokrasisinde özel mi özel öyle bir yargı sistemi kuruldu ve uygulamaya konuldu ki, acı acı güldürüyor insanı!
***
Başbuğ’un, İlhan’ın karşıladığı olay; zorbalık dönemine özgü bir yargı sisteminin ürünüdür elbet.
Medyada biz her gün bu gibileri izliyoruz.
Askerler davalar nedeniyle yeni tanıştı bu gerçekle:
Başbuğ’un sözleri üzerine bir zamanlar asker olanların açıklamalarını izleyerek kimilerinin kişiliklerini yeni öğreniyorlar!
Özkök torunuyla gün geçirmeye, Yalman ise beste yapmaya ara veremiyor.
Asker arkadaşlarının davalarını bir günlüğüne olsun izlemeyi yeğleyemiyorlar.
Tabii, tabii... yanıt hazır: İnsanlar değişir, gelişir diyecekler!
Yersen!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget