Seul’de, Barack Obama ile torun muhabbeti, el ele tutuşmalar, belden sarılmalarla renklendirilen olağandışı dostluk
gösterilerini milli matbuatımız, -tabii RTE’nin verdiği bilgiler çerçevesinde- bilgimize sundular.
Elleri dert görmesin.
RTE’nin cımbızla seçip oluşturduğu matbuat heyetindeki konumları yıllardır süren matbuatımızdan seçme muharrirlerin aktardıklarına göre, Seul görüşmesinde RTE ile Obama arasında hiçbir konuda anlaşmazlık yok!
Acaba yok mu?
Oysa, RTE’nin görüşmeden sonra yaptığı açıklamalarda, Ankara ile Washington arasında birkaç temel konuda anlaşmazlık sırıtıyor.
Bir buçuk saat süren görüşmede ağırlıklı konu Suriye!
RTE, Esad’ın kanlı eylemlerine “Seyirci kalmak, müdahale etmemek mümkün değil” diyor. Söylemiyor ama, amacı askersel müdahale!
Obama ise “RTE ile eylem sürecini görüştük” demekle yetiniyor.
Askeri müdahaleye ABD karşı çıkıyor!
Neden çok açık: ABD, Irak’tan, Afganistan’dan askerini çekiyor; Suriye’de askeri bir serüvene girmeyi istemiyor.
RTE de bu kanıyı şu sözleriyle doğruluyor: “ABD ilk etapta müdahaleye sıcak bakmıyor”.
RTE istiyor, dayatıyor diye Obama’dan tam da başkanlık seçimi arifesinde Suriye’de askersel yeni bir serüvene girişmesini beklemek zaten abesle iştigal!
Matbuatımızın üzerinde durmayıp geçiştirdiği Suriye’deki olaylara “müdahalenin” sınırları, içeriği nedir?
Milli matbuatımız müdahalenin ya üzerinde durmamayı, içeriğini kaşımamayı yeğliyor.
…ya da ABD ile bu konuda anlaşmazlık olgusunun kamuoyuna duyurulmasını istemeyen RTE’nin “telkinleri” doğrultusunda yayın yapmayı yeğliyor.
***
İkinci konu, Suriye sınırında veya Suriye topraklarında bir tampon bölge oluşturmayı öngörüyor RTE.
Seul yollarında açıkladığına göre, tampon bölge konusunda çalışmalar sürüyormuş.
Oysa, ABD Dışişleri Bakanı Clinton’ın Suriye’ye askeri müdahaleye Washington’ın olumsuz baktığını -Obama görüşmesinden önce- Ankara’ya duyurduğu…
…tampon bölgeye de karşı olduklarını bildirdiği, kimi Amerikan düşünce örgütlerinin yayınlarında yer aldı.
Görüşmede söz konusu edilmediğine göre tampon bölge düşsel niteliğini koruyor.
***
Başbakan, PKK terörü ile mücadeleye ABD’nin tam destek verdiğini yineledi.
Desteğin yeni kanıtını da açıkladı: “PKK’ye karşı iki Predatör kullanıyordu, hepsi devreye girecek” diyor.
Fakat, sınırlarımız içinde teröristlerle mücadele ederek, arada sırada Predatörlerin saptadığı terörist yuvalarını, kamplarını havadan vurarak PKK’yi yok etmenin olanaksızlığı ortada.
Kandil’deki PKK yok edilmedikçe sınırlar içindeki mücadelenin güncel başarı sınırını asla aşamayacağı da, terörü bitiremeyeceği de bilinen bir gerçek.
Ama ABD, manevi himayesini asla esirgemediği Barzani’yle birlikte, Türkiye’nin Kandil’i bertaraf etmesini dün de engelliyordu, bugün de engel!
İki değil daha fazla Predatör’le PKK ile savaşımıza ortak oluyor, terörle mücadelemize katılıyormuş.
Bu açıklamalar kamuoyunu uyutmaktan başka bir anlam taşımıyor.
Ha, bir de Kıbrıs sorunu görüşülmüş. Obama’nın tabii Kıbrıs sorununda şifa niyetine hiçbir vaatte bulunmadığı, RTE’nin ABD Başkanı’nın bu konudaki görüşlerinden söz etmemesinden anlaşılıyor.
Ama RTE, Obama’ya “Kıbrıs’ta sabrımız tükeniyor” dediğini basına açıkladı.
Nasıl sabır ise, yıllardır bir türlü bitip tükenmiyor.
RTE döneminde başlayan dış politikadaki taşeronluk da…
Yorum Gönder