Cumhuriyet yazarı Nilgün Cerrahoğlu, nun 1 Mart 2012 yazısı :
Prof. Dr. Türkan Saylan, çağdaş yaşam alanındaki unutulmaz emekleri için neyse; Prof. Dr. Coşkun Özdemir kas hastaları ve hastalıkları için yaptığı çalışmalar, verdiği hizmetler için odur.
Prof. Saylan gibi Prof. Özdemir de bir orduya bedeldir.
Prof. Özdemir'i "Cumhuriyet" gazetesi çatısı altında kendisiyle bir araya gelmeden çok önce ben ilk defa "babamın doktoru" olarak tanımıştım.
Prof. Özdemir; babama o güne değin adını duymadığım "ALS" hastalığı teşhisini koymuştu .
İnsanı yavaş yavaş eriten bu hastalığın hiçbir tedavisi yoktu. Babamın hayatı, sinsice ilerleyen bir felçle giderek sönecek; buna tanık olan en yakınları bizler, elimiz kolumuz bağlı hiçbir şey yapamayacaktık.
Bu kahredici çaresizlik altında ezilirken çoğu defa babamı biz değil, babam bizi teselli ederdi:
Bana hep "üzülme!" derdi; "Benim yaşıma gelen herkese bir şey oluyor. Bana da bu oldu! Hem benim fevkalade bir doktorum var. Benimle yakından ilgileniyor."
Hayatının son döneminde konuşma yeteneğini hepten yitiren babam, bu mesajları bana, yanından hiç ayırmadığı bir not defterinden kopardığı küçük kâğıtlar üzerine yazardı.
Ben konuşurken o yazar, baba-kız böyle iletişim kurardık.
Babam ölene dek böyle yaşamla bağını hiç koparmadı. Kendisini hiç kapıp koymadı. Etrafında olup bitene merakını, ilgisini yitirmedi.
Hedef yaşam kalitesini yükseltmek
En zor anlarında dahi babamın hayata bu şekilde tutunmasında, Prof. Özdemir'in katkısı
ve akılcı desteğinin rolü büyüktür.
Bu nedenle Coşkun Bey bundan birkaç yıl önce beni, Yeşilköy Hatboyu 12 Numara'daki "Türkiye Kas Hastalıkları Derneği'' binasını görmeye davet ettiğinde büyük bir ilgiyle gittim ve farklı kas hastalıkları ile mücadele eden her yaştan hastalarla, hasta yakınlarını bir araya getiren demek binasında gördüğüm insani, sıcak havadan çok etkilendim.
Hastalar ve sevdikleri insanların hastalığı için çoğu kez bizler gibi hiçbir şey yapamayan hasta yakınları, bu dernekte bir araya geliyor; birbirlerinden güç/ yardım/destek alıyordu. Arkalarında böyle bir destek merkezi buldukları için, kendilerini görece olarak güvenceye alınmış hissediyorlardı.
Çoğu kas hastalığının tedavisi bulunmadığından, Prof. Özdemir hastaların "yaşam kalitelerine" katkıda bulunabilmek adına bu "KASDER" demeğini 70'lerin sonunda kurmuş.
Destek ve köstek olan belediye başkanları
Daha sonra 90'lı yıllar başında Nurettin Sözen derneğe, Yeşilköy'de gezdiğim binayı tahsis etmiş.
Bakırköy Belediye Başkanlığı sırasında Ali Talip Özdemir de binanın üzerine ikinci bir kat çıkma imkânı vermiş .
KASDER hizmetlerinden yararlanan hastalar, böylece demekte bir büyük fizik tedavi bölümü, mesleki rehabilitasyon ünitesi, bilişim kütüphanesine kavuşabilmiş. ; Şimdi burada mesleki eğitim alabiliyorlar, ^Microsoft" bağışı sayesinde bilgisayar kurslarından yararlanabiliyorlar. Bilgi Üniversitesi ile ortaklaşa engelliler için araştırma projeleri gerçekleştiriyorlar.
Yeşilköy'deki bina, sade İstanbul'daki hastalara hizmet vermekle kalmıyor. Bir çağn merkezi aracılığıyla Türkiye'nin dört bir yanındaki Has hastalarına da ulaşmaya çalışıyor. Anadolu'da 5 şubesi olan "KASDER"; Türkiye'deki 100 bin kas hastası için özetle bir "baş karargâh" sayılıyor.
Coşkun Özdemir ve gönüllüler ekibinin işte 34 yıldır büyük özveri ve gayretlerle oluşturduğu; kas hastalarına güven, huzur, destek temin eden bu karargâh şimdi Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş'ın hedefi olmuş durumda.
Topbaş; kendisinden önce bu hayır yuvasına desteklerini esirgemeyen Sözen ve Ali Talip Özdemir'in aksine "KASDER" üzerinde sürekli "Demokles'in Kılıcı" gibi tahliye tehdidini kullanıyor.
İstanbul Belediyesi'nin kiracısı konumunda olan derneğin kapısına, iki yılda bir "Hadi burayı boşaltın!" talebiyle dayanılıyor.
En son bu hafta başı "KASDER", gene benzer bir tahliye dayatmasını kıl payı savuşturdu. Ancak bundan sonra olacaklar hâlâ belirsizliğini sürdürmeye devam ediyor...
Dernek için çalışmalarını canla başla sürdüren Coşkun Özdemir; Kadir Topbaş'la bu durumda karşılıklı oturup meseleyi konuşmak istiyor.
Topbaş'a kas hastalarının mücadelesini ve "KASDER"\n bu mücadele içindeki misyonunu duyurmak, anlatmak istiyor ama nafile. Topbaş oralı değil. Özdemir'e randevu vermiyor!
Niye?
Coşkun Özdemir AKP'li değil çünkü. Hatta Saylan gibi muhtemelen "karşı taraftan"(!)kabul ediliyor.
Oysa hastalıkların "rengi" yoktur Sayın Topbaş!
Hastalıkta bile insan olduğumuzu hatırlamayacaksak yazıklar olsun bize!
Yorum Gönder