Erdoğan'a da hakaret etmişti - Rıza Zelyut

Güneş yazarı Rıza Zelyut,un 1 Mart 2012 yazısı :
Okuyucularım arayıp, 'Fatih Altaylı'nın Fenerbahçe yöneticilerine ettiği küfürleri okudun mu?' diye soruyorlar.
Okusam ne olacak okumasam ne olacak?
Asıl hata; koskoca bir topluluğun Fatih Altaylı'yı ciddiye alarak ona cevap vermesidir.  Görmüyor musunuz; bu arkadaş, Fenerbahçeli yöneticileri birbirine düşürmek derdinde. Tıpkı Savcı Mehmet Berk'in üslubu ile Aziz Yıldırım'ı itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Sayın Ali Koç'u da kışkırtıp, 'Senin orada ne işin var?' diyerek kulüpten kopartmaya uğraşıyor. Sayın Nihat Özdemir'e de  özel savcı havalarında verip veriştiriyor. Hedefi belli: Fenerbahçe'ye büyük işadamlarının verdiği desteği kırmak...
Sevgili Fenerbahçeliler, üzülmeyin de kızmayın da. Fatih Altaylı böyledir. Kendisini, delikanlı gibi gösterir ama delikanlılığı, güç durumdakilere vurmaktan geçer.
Onun, Tayyip Erdoğan'a karşı tavrı, bu kimliğin en açık aynasıdır.

OKU BAKALIM
Acaba Fatih Altaylı, iktidara gelmeden önce Sayın Erdoğan için neler yazmıştı? Okuyun da kendisini daha iyi tanıyın.
26.04.2002 tarihli Hürriyet:
(...) 'Zaten Tayyip Erdoğan da 'huzur arayan' Türk siyasetine uymuyor. Yakışmıyor. Sadece 'kirli' geçmişiyle değil, 'yetersizlikleriyle' de yakışmıyor. Görülüyor ki, yeni dönemde artık 'Tayyip'lere' yer yok.
Ben AKP'nin 'Tayyip ısrarı'nı da anlamıyorum.
Bilgisi zayıf, deneyimi eksik, eğitimi yetersiz, yabancı dil bilmez bir adam. Polemikçilik, demagogluk lider olmaya yetiyorsa amenna. 21. yüzyılın dünyasında dünya siyasetinde var olmak isteyen bir Türkiye'nin önderi olacak adam değil çok belli.
Bırakın onu Türkiye'yi yönetecek çapta dahi değil.'
***
18 Nisan 2002:(Tayyip Erdoğan'ın 'Değiştim.' demesi üzerine yazıyor.)
(...)
Ben komünistken liberal olan gördüm.
Liberalken sosyalist olan gördüm.
Sosyalistken, oportünist olan gördüm.
Hepsiyken Makyavelist olan gördüm.
Ama Tayyip Erdoğan gibisini görmedim.
Ne oldu, iki kere ABD'ye gitti, iktidarın kokusunu aldı 'dinsiz' mi oldu?
'Referansı' artık İslam değil mi?
Artık dünyada 'hak düzeni' istemiyor mu?
Ve tabii eğer bütün bunlardan 'döndüyse'...
Bu kadar radikal bir 'dönek'e, bu milllet nasıl güvenecek?
Bir daha ne zaman ve nereye döneceğini kim bilecek?'

2 YIL SONRA
Bu ağır eleştirilerin üstünden 2 sene geçiyor. Aynı Altaylı  bakın aynı Tayyip Erdoğan için bakın neler yazmış:
2 Nisan 2004: Yazının Başlığı: 'Erdoğan Nobel Barış Ödülü'nü Hak Etti'
Altında, Rauf Denktaş'a verip veriştirdikten sonra yazıyı şöyle bitiriyor:
'Yıllarca küçümsediğimiz ‘Kasımpaşalı', Dışişleri'ne güvenerek, kendi sıcak tavrını kullanarak ve hepsinden önemlisi 'cesaret ederek’ bence büyük bir iş başardı.
Bence bu yılın Nobel Barış Ödülü, Tayyip Erdoğan'ın hakkıdır.'
***
24 Eylül 2004: 'Erdoğan, Atatürk'ün İzinde mi?' başlığı altındaki yazısını şöyle bitiriyor:
'Yine de Erdoğan'ın 'etkileyici ve önemli' bir lider olduğu açık.
Türkiye'nin demokrasi hamlesinde Atatürk'ten sonraki haneye adı bazıları istese de, istemese de yazılacaktır.'
İşte Fatih Altaylı budur. Bırakın o içeri düşmüş insanlara istediği gibi vursun; bırakın özel savcıya ve organize işler polisine işaretler versin...
Aziz Yıldırım işte böyle dönmediği için hapistedir. O da Fatih Altaylı gibi yapsaydı; şimdi bambaşka noktalarda bulunuyordu.

TARAFTAR AYIP EDİYOR
Fenerbahçelilik; çağdaşlıktır; kibarlıktır; uygarlıktır. Cumhuriyet olmanın anlamı da budur.
Maç izlerken küfür eden Fenerbahçeliyi ben  bu kulübe yakıştıramıyorum...
***
Daha önce; futbolcuların maç yapar gibi görünüp mücadele etmediklerini; bunun da bir şike olduğunu; Teknik Direktör Aykut Kocaman'ın bu şikeye önlem alması gerektiğini yazmıştım. Görüyorum ki futbolcular, taraftarı kandırmaya devam ediyor.
Para alırken profesyonel, oynarken amatör...
Sayın Kocaman! Ya teknik direktör ol ya da teknik direktör...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget