Anlamı olmalı - Işık Kansu

Cumhuriyet yazarı Işık Kansu,nun 24 Mart 2012 köşe yazısı:
Anlamı olmalı

Arkadaşlarımız Sertaç Eş ve İklim Öngel, Spor Bakanı Suat Kılıç’ın, Altındağ Belediyesi’nin dönüşüm yaptığı Hamamönü’nden belediye görevlilerinin de vekâletiyle ucuza ev aldığını belirlediler. CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, gelişmeleri adım adım izliyor, konu Meclis’e taşınıyor.
Bu arada arkadaşımız İklim Öngel, Altındağ Belediye Meclisi’nin CHP’li üyelerinden Ali Ergin’i arıyor ve soruyor:
- Belediye başkanı ve üyeler rant sağlıyor mu?
Ali Ergin yanıtlıyor:
- AKP’li meclis üyelerinin ilk yapılan bölgede bir kısmının ev aldığını duymuş, basında gündeme getirmiştik. Şimdi kimin evi var tespit etmiş değiliz. Belediyedeki insanlar, başkan ve encümen üyeleri rant sağlıyor diyemeyiz.
İklim Öngel, Spor Bakanı Kılıç’ın adına vekalet verdiği Altındağ Belediyesi Tarihi Alanları Koruma Şube Şefi Alpaslan Ekinci’nin durumunu anımsatıyor ve “Ne diyorsunuz?” diye soruyor. Ali Ergin yanıtlıyor:
- Belediyede çalışan unsurun (Alpaslan Ekinci’yi kastediyor) orada başkaları adına takip yapması yanlış.
CHP’nin yerelde siyaset yapanları neden bu kadar çekingen? Bir anlamı olmalı mutlaka...

Basa’nın açıklamaları

Geçmişte ANAP lideri Mesut Yılmaz’a başdanışmanlık ve ANAP’lı TBMM Başkanı Mustafa Kalemli döneminde de TBMM’de genel sekreterlik yapan, meclis koltukları yolsuzluğu iddiasıyla hakkında soruşturma açılan Necdet Basa’nın CHP Çankaya ilçe kongresinde delege seçildiğini duyurmuştuk.
Necdet Basa, söz konusu soruşturmada “Rahşan affı” olarak bilinen yasadan yararlanmasının söz konusu olmadığını belirterek, hakkında verilmiş ve kesinleşmiş herhangi bir mahkûmiyet kararı bulunmadığını ifade etti.
Basa, bu ifadesine dayanak olarak kimi mahkeme kararlarını gösterdi. Bu mahkeme kararları, soruşturma ile atılı suçun işlenip işlenmediği konusunda irdeleme yapmaksızın yasal zorunluluk nedeniyle hükmü askıya alıp ertelenmesini öngörüyor.
Necdet Basa ayrıca, CHP’li yetkililerin düzenlediği kimi etkinliklere konuşmacı olarak katıldığını, “RTE’ye ve AKP’ye Niçin Hayır” ile Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcılığı yaptığı dönemde “RTE’nin, Anayasa Paketine Sakladığı Gizli Gündemi” adlı iki kitapçık bastırdığını da aktardı.

DİSK ne istiyor?

DİSK Başkanı Erol Ekici’ye, AKP’nin yeni icadı “Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı”nı nasıl değerlendirdiğini sorduk. “İçinde sendika sözcüğü dahi geçmeyen bir tasarı” diye tanımladı:
“Bu yasayla sınıf ve kitle sendikacılığını, mücadeleci sendikacılığı tasfiye edecekler, arka bahçeleri olan yandaş ve güdümlü sendikacılığı palazlandıracak, işçi sınıfı açısından bir kölelik belgesi olan ‘Ulusal İstihdam Stratejisi Belgesi’ni sorunsuzca ve kolaylıkla uygulamaya koyabilecekler.”
Ulusal İstihdam Stratejisi Belgesi’nin DİSK açısından ne anlama geldiğini de anlattı Ekici:
“Sermaye kesimlerinin bu alandaki beklentilerinin neredeyse tamamı bu belgede var. Kayıt dışı sektörlerdeki kuralsızlığın, sömürünün ve güvencesizliğin, yasal çerçeveye kavuşturularak çalışma yaşamının bütününe yayılması amaçlanıyor bu belgeyle.”

DİSK ne istiyor?

Türkiye’nin onayladığı, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 87 No’lu Örgütlenme Özgürlüğü Sözleşmesi ile 98 No’lu Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesi’nin yerine getirilmesini istiyor, o kadar...
Bu arada... Türk-İş ne istiyor?
O, AKP ne verirse şükrediyor...
Meteorolojik
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, çok merak ettiğimiz bir soruyu da açıklığa kavuşturdu ve şükürler olsun, çocuklarımızın hafızlık eğitimi alabileceklerini de müjdeledi:
“Burada esas olan Diyanet’in hafızlık eğitimi ile ilgili metodolojiyi de değiştirmesi ve çocukların yaş ve pedagojilerine uygun şekilde yapılacağını duyurmasıydı.”
Hafızlığın metodolojisi ve pedagojisinin nasıl olacağı bir tarafa, eğitimimiz giderek meteorolojik oldu. Siyasi hava nasıl eserse çocuklarımız öyle eğitilecek.

Kansız

Rize’den meslektaşımız Ömer Şan, HAS Parti Kurucusu ve Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu’nun geçen günlerde Rize’de yaptığı konuşmayı anımsattı. Bekaroğlu, Necmettin Erbakan’ın ardından çocuklarının miras tartışmasına değinip “Cihadın parası oraya gitti buraya gitti, bu tartışmalar beni üzüyor” demiş.
Bu bir kabullenme aynı zamanda. Milli Görüş geleneğinden gelenlerin bir cihat peşinde olduklarını kabullenme...
Ömer Şan, tam da burada Necmettin Erbakan’ın “Kanlı mı olacak kansız mı?” sözünün yeniden akıllara getirilmesi gerektiğini söylüyor.
Kanlı mı, kansız mı? Şimdilik kansız bir yerlere vardıkları kesin.

Çıkar İçin

Deneyimli asker pilotların genel kanısı:
“Bu helikopterler arıza yapsa bile kolay kolay düşmezler. Afganistan’daki helikopter büyük olasılıkla kuyruktan vuruldu. Kamuoyundan bu ayrıntı gizleniyor olabilir.”
Şöyle ya da böyle, Afganistan’da bizim işimiz ne?
Eloğlunun çıkarı için evlatlarımız kim vurduya gidiyor.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget