106-4 = Yetmez Ama Evet - Orhan Birgit

Cumhuriyet yazarı Orhan Birgit,in 14 Mart 2012 köşe yazısı:
106-4 = Yetmez Ama Evet

İstanbul Özel Yetkili 16. Ağır Ceza Mahkemesi, önceki gün akşam saatlerinde Odatv adı ile bilinen davanın gazeteci sanıklarından dördünün tahliyesine karar verdi.
Gazetecilere Özgürlük Platformu dönem başkanı olarak, önceki günkü duruşmanın izleyicileri arasındaydım. Değerli dostlarım, Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyeleri avukat Turgut Kazan ile Prof. Dr. Haluk Şahin ve Konsey’in genel sekreteri Dr. Hasan Sınar’la birlikteydik.
Az sayıdaki meslektaşın yanı sıra, IPI Özel Temsilcisi Stewen Ellis de başından beri izlediği bu duruşmada, hem gözlemci hem de moral destekçi olarak yer almıştı.
Önceki günkü duruşmanın en çarpıcı izleyicilerinden birisi de Başbakan’ın şahadetparmağını adeta gözüne sokacak şekilde uzatarak suçladığı TGS Başkanı Ercan İpekçi olmalıdır.
Türkiye’nin de 1932’den bu yana üyesi bulunduğu ILO’nun emekçilere verdiği iş güvencesini, başkanlığını yaptığı Türkiye Gazeteciler Sendikası’nda uygulamakla görevli olan İpekçi, devletin resmi haber ajansı Anadolu Ajansı’nda da uygulamaya kalkışarak, yasalarda yer almayan bir suçu işlemiş olmalı ki, “siyaset tanrıları”nın hışmına uğradı. Kendisinin de yıllarını vererek ekim ayında emekli olduğu bu kuruluşla TGS’nin ilişkisi kesilmek istenmesi nedeniyle, İpekçi, önceki günkü duruşmada 48 saattir yürüttüğü açlık grevini sürdürerek bulunuyordu.
İpekçi’nin, sadece şekerli su içerek yaşamını sürdürdüğünden medyamızda kaç kişinin haberi var?
Bir sendika başkanı yerine, açlık grevi yapan kişi bir film sanatçısı olsaydı, yer yerinden oynamaz mıydı?
Odatv davasında önceki gün o dört meslektaşımız salıverilmemiş olsalardı, eminim önceki akşam görsel medyada duruşma birkaç dakikalık bir haber olmaktan öte yer almayacaktı. Oysa avukat Fikret İlkiz’in yaptığı üç saati aşan savunma (Bkz: Google’dan Gazetecilere Özgürlük Platformu.org.tr. ya da basinkonseyi.org.tr.) 375 gün sürdürülen bir komedinin arka yüzünü anlatıyordu.
16. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nin Sayın Başkanı, İlkiz’in savunmasının ilk dakikalarında savunmanın o ağır sözlerinden, henüz kararlarını açıklamamış oldukları için, yargıçlar heyetinin değil, cumhuriyet savcılarının muhatap olması gerektiğini duruşma kayıtlarına geçirme gereği duydu.
Bu tür politik davalarda görev alan cumhuriyet savcıları ise bir başka özel yetkili ağır ceza mahkemesinde görevli iken Sayın Zekeriya Öz’ün söylediği gibi, “Polis fezlekeleri bize gönderiyor. Biz de o fezlekeleri iddianame haline getirip davayı açıyoruz” sözleri ile perde gerisini adalet tarihimizin kayıtlarına geçirerek yüklenmiş oldukları ağır sorumluluğu paylaşmak istiyorlar. Terörle Mücadele Polisi kimden alıyor o arama, kovuşturma ve gözaltına alma görevlerini?
Siyasi iktidar söylenildiği gibi bu tür faaliyetler için “cemaat” denilen görünmeyen gücü mü yetkili kıldı? Pensilvanya, T.C’nin başkenti Ankara’nın yerini mi aldı?
Artık herkes çok iyi bilmelidir perde gerisinde bugünkü siyasi iktidarın olduğunu.
Ve o iktidarın sözcülerinin timsah gözyaşları ile bu tür davalardan zarar gören vicdanlı yurttaşları kandırmaya çalıştığını da.
Sayın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç!
Gerçekten Odatv ve benzeri davalar nedeni ile tutuklanmış meslektaşlarımızla ilgilenmek istiyorsanız, kolayı var:
Üç maddelik bir yasa teklifi ya da tasarısı hazırlayarak TBMM’den ivedilikle çıkarın.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget