Meclis toplansın! - Güngör Mengi

Meclis toplansın!
Teröre karşı verilen mücadeleyi “düşük yoğunluklu savaş” diye adlandırdığımız günleri unutmadık.
O günleri arayacak durumlara düşeceğimizi kim tahmin ederdi?
Bölücü teröre karşı yürütülen siyasetinin büyük bir başarısızlık olduğunu kimse inkâr edemez.
Dünyanın en güçlü iki üç ordusundan biridir TSK; ama bir avuç eşkıyayı, kurtarılmış bölge oldu bittisi yaratmak istedikleri vatan topraklarından söküp atmak mesele oluyor.
Onlarca anne kuzusunun hayatı sönüyor.
Cumhurbaşkanı Gül, terör örgütünün Ramazan ayında pervasızca bir plan içine girdiğini söyledi.
İçişleri Bakanı Şahin bölücü örgütün 2012’yi milât yılı seçtiğini öne sürdü.
Parti sözcüsü Ömer Çelik, son saldırıların PKK’nın değil Esad’ın işi olduğunu iddia etti.
Her kafadan bir ses çıkıyor. Kimsenin dediği, ötekine bir şey eklemiyor. Biraz tutarlılık arayan, Türkiye’nin bu konuda bir devlet politikasına sahip olduğundan bile emin olamaz.

Barzani’den dost olur mu?

Ankara, kimin dost, kimin düşman olduğunu bile doğru ayırt ediyor mu, şüphelidir.
Kuzey Irak’taki Kürt bölgesel yönetiminin başkanı Barzani dün PKK’nın Hakkari’de düzenlediği saldırıları kınayarak barış görüşmelerinin önünü açmak için iki tarafa da ateşkes çağrısı yaptıklarını söylemiş...
Bu çağrı yetmiş milyonluk Türkiye’ye hakarettir. Oysa Ankara, TC Devleti ile PKK terör örgütünü eşit sayan Barzani’yi, şimdiye kadar hiçbir iyiliğini görmediği, ondan her fırsatta en azından hakaret gördüğü halde dost saymakta inat etmektedir.
Bu yalpalama sürdürülemez.
Millet Meclisi ülkenin kaderine el koymalı, yapılan hataları saptamalı, tecrübelerin ışığı altında bir ulusal politikanın tayin edilmesini talep etmelidir.
Böyle bir politikaya katkıda bulunmalıdır.
BDP’den sonra CHP de TBMM’nin olağanüstü toplantıya çağırılması amacıyla karar oluşturdu.
Olağanüstü Meclis birleşimi için 24 ve 25 Temmuz günleri bu sütunda üst üste iki çağrı yaptığım için BDP ve CHP’nin taleplerini desteklemem tabiidir.
İktidar kibir ve kompleksten arınmalı, her fikre açık olmalıdır. Bunu yaparken terörü bundan on yıl önce neredeyse sıfır noktasında devraldığını, hangi uçlar arasında yalpalayarak sorunu nereye getirdiğini insafla, samimiyetle itiraf etmelidir.

Bir vahim durum daha..

Dün ve bugün VATAN’da Mine Şenocaklı’ya terör uzmanı Dr. Nihat Ali Özcan’ın anlattıkları, ulusal bir terör politikası oluşturmaya duyduğumuz kesin ihtiyacı açıkça ortaya koyuyor.
Dr. Özcan’a göre “PKK çeşit çeşit eylemler yaparken orduyu 12 ayda sadece üç-dört operasyona çağırıp part-time terörle mücadele yapamazsınız.”
Biz bunu yaptığımız için başarısız oluyoruz.
Acil çözüm bekleyen bir vahim durum daha var:
Üç gün önce başka bir tanınmış terör uzmanı olan Prof. Ümit Özdağ işaret etmişti; dün de Dr. Özcan aynı sorunun varlığını tekrarladı.
“Asker de polis de risk almıyor. Normalde kahramanlık yaparak, risk alarak gideceğe yere gitmiyor, bekliyor” dedi.
Hükümet milletle, milletin meclisi ile bir an önce buluşmalıdır..

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget