MİT-CIA-Kontrgerilla üçgenindeki hemen her olayın başoyuncusu durumundaki Mehmet Eymür, önceki gün Silivri’deydi. Mahkemenin tanık sıfatıyla çağırdığı ancak “çok şey biliyorum, ama Ergenekon’u bilmiyorum” dediği andan itibaren neredeyse sanık pozisyonuna düşen bir Eymür izledik biz.
SALLAYAN EYMÜR
İzlenimlerimize, Eymür’ün kişiliğini ve ruh halini ortaya koyan kimi sözleriyle başlayalım. Av. Hasan Basri Özbey soruyor: “Doğu Perinçek’in Hizbullah’ı yönlendirdiğini yazdınız sitenizde. Belgeniz nedir?”
Ermür’ün yanıtı şöyle: “Valla işte siz bazen yazınca, üstüme gelince, işte ben de öyle …”Av. Hasan Basri Özbey tamamlıyor Eymür’ün cümlesini: “Sallıyorsunuz yani.”
Eymür gülüyor, sanıklar gülüyor, avukatlar gülüyor, izleyiciler gülüyor, hatta mahkeme görevlileri gülüyor ama ciddiyeti elden bırakmamaya kurulu Hâkim gülmüyor, üstelik izleyicilere “gülmeyin, atarım” diye kızıyor!
Eymür’ün bu “sallamacı” kişiliği şu itirafa dönüşüyor ardından: “Hizbullah’ı resmi makamlar kurdu ama örgüt sonra kontrolden çıktı.”
EYMÜR’ÜN BELGESİ TİKKO’DAN
Eymür, duruşmanın daha ilk bölümünde mahkeme heyetine Perinçek’le ilgili bir dosya verdi. Sanıkların ya da Avukatların soruları karşısında her çaresizliğe düştüğünde ise o dosyaya sığınıp, “bilgiler orada var” dedi.
Akşama doğru, Perinçek 12 Mart dava dosyasının istenmesini talep ettiğinde, Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu “zaten burada” deyip, Eymür’ün sabah verdiği dosyayı havaya kaldırdı. Sonra da teyit etmesi için Perinçek’e verdi.
Muhtemelen o an MİT’in tarihine kara bir leke olarak düşmüştür. Zira Eymür’ün çok önemli dosya diye verdiği şey, TİKKO’nun Perinçek’i hedef alan yazıları çıktı.
Bu durumda şu çelişki haliyle aklımıza takıldı: TİKKO’nun yazdıklarını MİT mi kullanıyordu, yoksa MİT’in yazdıklarını TİKKO mu kullanıyordu?”
EYMÜR’ÜN PERİNÇEK KOMPLEKSİ
Gün boyu incelediğim Eymür’e dair en somut saptamam şu: Eymür, travmaya dönüşmüş bir Perinçek kompleksi içinde! Üstelik Perinçek, kendisini için “düşman olabilecek bir insan değil” demesine rağmen…
Örneğin, müvekkilini “ulusalcı” olmakla itham eden Eymür’e avukat “ulusalcılık nedir” diye soruyor. Eymür’ün yanıtı: “Ulusalcılık, işte malumunuz, Aydınlıkçıların çıkardığı bir şey.”
MİT bu kadar cahil yetiştiremeyeceğine göre, Eymür’ün yanıtı artık psikiyatrinin alanına giriyordur!
Eymür’ün Perinçek kompleksi, belli ki onda ciddi sıkıntılar yaratıyordu. O sıkıntılı kafa da, örneğin Aydınlıkçıların anti-Amerikancılığı mahkemede gündeme geldiğinde, kısa devre yapıyordu.
Eymür’ün şu sözlerine başka bir açıklaması olan lütfen beni bilgilendirsin: “Aydınlıkçıların anti-Amerikancı olduklarına inanmıyorum. Çünkü Aydınlık Dergisi’nin Washington temsilcisi, ABD vatandaşı olan bir Yahudi’yle evliydi.”
ÇİLLER MOSSAD’A NE VERDİ?
Belgesi “sallamalı”, kaynağı TİKKO olan Mehmet Eymür’ün acaba çalışma arkadaşlarıyla, amirleriyle ilişkisi nasıldı?
Gün boyu sorular karşısında mahkûm olan Eymür, son 30 yıldır çalıştığı hemen her ismi suçladı, açığa düşürdü, ihbar etti. Nuri Gündeş, Sönmez Köksal, Şenkal Atasagun, Emre Taner başta olmak üzere tüm eski amirlerini “açığa düşürmekten” çekinmeyen Eymür, eski Başbakan Tansu Çiller’i zor duruma soktu.
Eymür’ün şu itirafı karşısında Çiller açıklama yapmak ve hesap vermek durumundadır artık: “Çiller ve Ağar MOSSAD’la görüşemeye girdiler. Beni dışarı çıkarttılar. Çiller ve Ağar ikilisi, MOSSAD’la Abdullah Öcalan pazarlığı yaptı. Ama karşılığında ne verdiler, onu bilmiyorum.”
Başbakanlar başbakanlarla, istihbaratçılar istihbaratçılarla görüşür, kuraldır. O yüzden merak ediyoruz ve soruyoruz: “Çiller MOSSAD’a ne verdi?”
Ve izlenimlerimizi bitirirken başka bir kirliliğe dikkat çekiyoruz. Eymür’ün Perinçek’in bir sorusu karşısında söylediği şu söz, belki de “kasetli siyaset” yapılan geçen döneme aslında ışık tutuyordu: “İstihbaratta yatak odaları çok önemlidir.”
Yorum Gönder