Dipte ve derinde sütun boşlukları, nice acıların bir şafak vakti içimizi kuşatan yangın yerleri, yeryüzünün tortusuyla birleşip içimizi yakıyor...
Geceyle gündüz nedir anlaşılmıyor artık...
Ölümlere alışmış bir toplum!
Hayatın daracık sokakları önünde benim, senin, hepimizin yaşamı altüst ediliyor.
Hükümet, terörle mücadelenin çok iyi gittiğini söylerken dokuz ay içinde 85 şehit verdiğimizi, 227 kişinin kaçırıldığını unutuyor.
İçişleri Bakanı bakın ne diyor:
“Ülkenin olağanüstü gündemi sadece çatışma alanıyla ilgili değildir. Bu çatışma İstanbul’da kalemle, kitapla devam ediyor.
Geçimli’de atılan havan mermisiyle Ankara’da yazılanların bir farkı yoktur.”
Böyle bir düşünce Türkiye’yi nereye götürür?
İnanın bu soruya yanıt veremiyorum...
AKP iktidarının 10 yıllık döneminde bine yakın şehit verildi.
Kürt açılımından söz edildi...
Kendilerine yakın liberal gazetecileri toplayıp onlarla bilgi alışverişinde bulundular.
Beş yıl önce başlatılan sınır karakollarında yenileme projesi bitirilemedi.
***
Ortada bir “istihbarat eksikliği” olduğu kesin...
Eli kanlı PKK çeteleri baskınlarını üç-dört koldan eşzamanlı olarak yapıyor.
Geldikleri yer belli...
Irak’ın kuzeyi...
Barzani’yle sıkı ilişkiler kuruluyor, ABD vazgeçilmez “müttefikimiz” oluyor olmasına...
Nerede istihbarat bilgisi?
Yok!
Sonra İçişleri Bakanı Şahin, gazetecileri açık açık eli kalem tutan teröristler olarak suçluyor...
Sanki 90’lı yıllara döndük...
Terör örgütü yol kesiyor, üç Mehmetçiğimizi kaçırıyor, Hakkâri’de yasak bölgeler oluşuyor.
Neler oluyor oralarda biliyor muyuz?
***
Türkiye emperyalist güçlerin oynadığı oyunu nedense görmek istemiyor.
Türkiye kurulan tuzağın farkında değil mi?
Kaç kez yazdım, Ortadoğu’da sınırlar yeniden çizilecek...
PKK, küresel emperyalist güçlerin maşası... Şemdinli’yi ele geçirip “kurtarılmış” bir bölge yaratmak amacında.
Gazetelerde çıkan haberlere bakıldığında anlaşılıyor bu zaten.
Kandil’den teröristlere verilen buyruk şu:
“Üç bin sivil ölse bile Şemdinli’yi ele geçirin...”
Güvenlik güçlerine teslim olan bir kadın terörist anlatıyor bunları...
Sonra devam ediyor:
“Bize verilen emir evlere girilmesiydi. Çatışma çıkacak, siviller ölecekti. Biz asla geri çekilmeyip Şemdinli’de kalacaktık.”
Siviller ölmüş ya da ölmemiş, hiç önemli değil PKK için...
ABD ve AB ülkelerinin planı açıkça ortada:
“Esad mutlaka devrilmeli!”
Bu amaç doğrultusunda yapılıyor kanlı eylemler...
***
Suriye karşıtı girişimler Türkiye, Irak ve Ürdün sınırları içinde kanlı eylemlere dönüşüyor...
Hem Şemdinli hem Hatay...
Halep’te isyancılara katılan ve Esad’ın devrilmesi için savaşan Türk avukat Osman Karahan öldürüldü.
Kim öldürdü?
Esad’ın askerleri...
Osman Karahan kimdir?
İstanbul’da HSBC Bankası, İngiliz Başkonsolosluğu ve iki sinegoğa bombalı eylem yapan El Kaide’nin beyni Louai Sakka’yla örgütün Türkiye kolu Harun İlhan’ı, bazı militanları savunan avukat...
Bu avukat Halep’e nasıl geçiyor?
Elbet Hatay üzerinden...
Bu gelişmeler olurken aklıma şu soru geliyor:
“Hatay yöresi El Kaide’nin merkez üssü mü?”
***
Kimi saygın yabancı medya bunları daha önce yazdı ve El Kaide’nin Hatay-Samandağı üzerinden Suriye’ye sabah girip akşam Türkiye’ye döndüğünü öne sürdü...
İşte böyle...
Yok olan hayatlar, şehit haberleri, gözyaşları...
Şemdinli’de neler oluyor hâlâ bir haber yok!..
Geceyle gündüz nedir anlaşılamıyor artık!..
Yorum Gönder