İkide bir yazdım: PKK, Hakkari-Şırnak hattını 'Kurtarılmış Bölge' haline getirmek istiyor.
Hükümetin; özellikle Dışişleri Bakanlığı'nın bu bölücü planın uluslararası dayanaklarını yıkması gerekmez mi? Gelin görün ki Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu; Kürdistancıların işine yarayacak biçimde konuşmaya devam ediyor.
100 senedir Türkiye-Irak-Suriye-İran hattında Kürdistan isimli bir devlet kurmak sevdasındaki Kürtçüler; bugün Ortadoğu'da bulunan sınırları kabul etmezler. Bu sınırların Kürdistan'ı yok ettiğini öne sürerler ve karşı çıkarlar.
Bizim Dışişleri Bakanı da Ankara'da gazetecilere verdiği yemekte bugünkü sınırlarımızı sınırları yapay sınırlar ilan etti. Dediğine bakın: 'Sınırları Propaganda filmine benzetiyorum. (Kemal Sunal ve Metin Akpınar'ı başrolleri paylaştığı film) Kamışlı ile Musul birbirinden ayrı düşer. Yanlış örülmüş duvarlar o sınırları belirlemiş. Saygı duyalım. Ama Avrupa'daki sınırlar gibi önemsiz kılalım. Ekonomik ve kültürel sınırlar doğallaşmalı.'
Devam ediyor sonra: 'Ortadoğu'daki sınırlar yanlış örülmüş bir duvara benziyor. Bir taşı çekseniz tüm duvar çöküyor.'
Asıl can alıcı nokta şudur. Bay Davutoğlu; Kamışlı gibi Musul şehrini de Kürt şehri yapıyor.
TÜRK'Ü YOK SAYMA GAYRETİ
Ben Halep'e gittim; orada Türkmenlerle karşılaştım; bunlar şehirde yüz elli bin kadar Türkmen olduğunu söylemişlerdi. Peki gelin bir de Bakan Davutoğlu Halep nüfusunu nasıl dağıtmış onu okuyalım:
'Bütün bu coğrafyanın arkasındaki beyin şehir Halep. Nüfusun yüzde 80'i Sünni Arap, yüzde 10'u Kürt, kalanı Hıristiyan vb. unsurlar.'
Gördüğünüz üzere Bay Davutoğlu en az bin senedir Türklerin yaşadığı ve 1. Dünya Savaşı sonuna kadar Türklerin elinde olan bu Halep şehrini Türklerin bulunmadığı bir şehir ilan ediyor. Türk varlığını inkar ederken hep oralarda Kürtlerin olduğunu söylemenin sebebi nedir sizce? Kürdistan projesine dolaylı bir destek değil de nedir bu?
ORSAM NE DİYOR?
Halbuki bu bakanın elinin altındaki ORSAM (Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi), bugün Suriye'de 1, 5 milyon Türkçe konuşan Türkmen olduğunu; 2 milyon kadarının da kültürünü yaşattığı halde dil değiştirdiğini tespit etmiştir.
Peki Sayın Davutoğlu; bu büyük Türk varlığını neden görmezden geliyor?
Kurtuluş Savaşı'nın en şiddetli günlerinde; 1921 yılında; Kemal Atatürk'ün başında bulunduğu hükümet; Suriyeli Türkmenlerin garantörü olduğunu bölgeye hakim olan Fransa'ya Ankara Antlaşması ile kabul ettirmişti. Bugünkü hükümet ise o varlığı yok sayıyor; onların yaşadığı alanları Kürtlere terk ediyor.
Bu kadarla kalsa iyi. 'Yüzyılın en büyük tasfiyesini, değişimini yaşıyoruz, bu değişimi hep beraber anlamaya çalışalım. Türkiye ya bütün bu halklarla birlikte yeni bir yola yürüyecek. Ya da kaos olacak.' diyen Bay Davutoğlu; bizi açıkça topraklarımızın bir parçasını da elimizden kopartacak Kürdistan projesine alıştırmaya çalışıyor. Bu çarpık politikayı eleştiren CHP Lideri Sayın Kılıçdaroğlu'na ahlaksız diyen Davutoğlu; 2003 yılına kadar üçüncü sınıf muamelesi yaptığımız Mesut Barzani'nin ayağına giderek ne diyecek acaba?
'Tamam Mesut Ağabey, Suriye'nin kuzeyini de alın ama bunu öyle bağıra çağıra; PKK bayrağı asarak değil sessiz yapın ki bize oy verenler anlayıp kızmasınlar.'
Yorum Gönder