Geçen gün ATV'de Başbakan Erdoğan'ı dinlerken üzüldüm.
Çünkü; birçok konuda gelişme gösteren Sayın Başbakan, konu Aleviler olunca 'Biz ve onlar!' pozisyonu alıyor.
Geçenlerde yazdım, bir kez daha yazıyorum: Başbakan Erdoğan sadece Sünnilerin değil Alevilerin de başbakanıdır.
Kendisi; söz Aleviler olunca; 'Marifet; iltifata tabidir.' diyor. Yani; 'Aleviler bana oy versin ki ben de onlar için bir şeyler yapayım.' demek istiyor.
Ben de ulu kitaptan alarak diyorum ki: 'Ey Müslümanlar! Bir kişiye olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin.'
Ne yazık ki Başbakan Erdoğan hala 1994'te, Belediye Başkanı iken yıkmaya kalkıştığı Karaca Ahmet Sultan Cem Evi'nin peşinde...
Ucube imiş de, kaçakmış da...
Çivi çakılması bile yasak olan güzelim Çamlıca tepesini kitabına uydurarak imara açıp oralara binlerce villa dikmek normal de gariban Alevilerin bir cem evi yapması büyük suç...
'İnsaf imanın yarısıdır.'
GÖSTERİN KURAN'DA YERİNİBaşbakan Erdoğan; inatla 'Cemevleri ibadethane olamaz, oralar kültür evidir. Müslümanların ibadethanesi camidir.' diyerek Alevileri camiye çağırıyor.
Ben de kendisine meydan okuyorum: Sayın Başbakanım! Bana; kutsal kitabımızın herhangi bir yerinde, 'Müslümanların ibadethanesi camidir!' anlamında bir ayet veya cümle gösterin; bütün yazdıklarımı yalayacağım. Gösteremez iseniz cemevlerinin önüne diktiğiniz seti çekecek misiniz?
Ama ben size Kuran'da; asıl ibadethanenin ev olduğunu çok kesin biçimde gösterebilirim. Açın, Nur Suresi'ne bakın.
35. ayet diyor ki: 'Allah, göklerin ve yerin nurudur.'
36. ayet devamla diyor ki: 'O nura; Allah'ın yükseltilmesine içlerinde kutlu ismin zikredilmesine izin verdiği evlerde kavuşulur.'
Görüyorsunuz ki Kuran; 'Allah'a camilerde kavuşulur.' demiyor. Ya ne diyor? 'İçinde Allah'ın adının anıldığı evlerde Allah'a kavuşulur.' diyor.
Sayın Başbakan'ım! Cem evleri, size anlatıldığı gibi değildir; Allah'ın adının zikredildiği ibadet yerleridir. Yani; şanlı Kuran, mucizevi biçimde ibadet yeri olarak cem evlerini işaret etmiştir ama caminin böyle anıldığı bir kesin yönlendirme yoktur.
Şimdi lütfen cevap verin: Diyanet mi doğru söyler yoksa kutsal Kuran mı?
HANİ CUMHURUN DEDİĞİ OLUYORDU?
Sayın Başbakanım; siz her fırsatta, 'Milli irade üstündeki vesayeti kaldırdık!' demiyor musunuz? İkide bir 'Cumhurun dediği olur!' diye doğru bir tespit yapmıyor musunuz? İlk Meclis'e Kemal Atatürk'ün gayretiyle yazılan, 'Hakimiyet, bila kaydü şart, milletindir.' vecizesine ikide bir değinmiyor musunuz? Siz; türban gündeme geldiğinde; 'Milli irade ne istiyorsa o olur.' diye haykırmadınız mı?
O zaman; milyonlarca Alevinin talebi söz konusu olunca neden hemen Diyanet İşleri'nden fetva alıyorsunuz?
Bu tavrınızla, askeri vesayetin yerine Diyanet vesayeti getirdiğinizin farkında mısınız?
DEMOKRATİK TALEPTİR
İyi biliyorsunuz ki Alevilerin sorunları oldu ama onlar bu ülke için hiçbir zaman sorun olmadılar.
Cem evlerinin ibadethane sayılması; ülkemize en küçük zarar vermez; tam aksine Alevi toplumunu rahatlatır; devletine daha çok bağlar.
Bu talebin karşısına Diyanet İşleri'nin fetvasını dikmeniz doğru değildir.
Bu isteği; milletin demokratik bir talebi olarak görün.
Meclis'teki iradenizi bu yönde kullanın. İşte o zaman ben; sizin yeni TSK vesayetinden de eski Diyanet vesayetinden de ülkeyi kurtardığınızı düşüneceğim ve sevineceğim.
Yorum Gönder