Marx Bugün Yaşasaydı - Işık Kansu

Cumhuriyet yazarı Işık Kansu,nun 12 Mart 2012 köşe yazısı :
Marx Bugün Yaşasaydı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, arkadaşımız Türey Köse’nin sorularını yanıtlarken, Marx’ın Kapital’i yazdığı zamanla bugünün farklı olduğunu ileri sürdü ve dedi ki:
“Marx 21. yüzyılda farklı bir kitap yazacaktı. Sosyal demokrat partilerin bir dönem en güçlü tabanı sendikalardı. Bugün artık sendikalar ciddi ölçüde taban kaybetti. Üretim ilişkileri değişti. Bunu görüp olayı hâlâ işçi-işveren ekseninde götürürseniz bu doğru değil.”
Prof. Dr. Sinan Sönmez’e sorduk, “Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi, Marx bugün yaşasaydı farklı bir kitap yazar mıydı?” diye. Şu yanıtı verdi:
“Karl Marx, sosyal bilim felsefesinin yapıtaşını oluşturan bir filozoftur. Doktora tezini de felsefe disiplininde yazmış olan Marx, evrenin anlaşılmasını ve değiştirilmesini olanaklı kılan diyalektik ve tarihsel materyalizm öğretisi ve yöntemini Engels ile birlikte oluşturmuştur. Felsefe ile bilimi bütünleştirmiştir. Kastedilen kapitalizmin en tutarlı, ciddi, kapsamlı, gerçekçi ve vazgeçilemez eleştirisi olan Kapital başlıklı ve birçok ciltte toplanan eseri ise, söyleyeceğim şudur: Kapitalizm, dolayısıyla sömürü ortadan kalktı da bizlerin mi haberi olmadı?”
Bir haberci olarak sömürünün ortadan kalktığından haberimiz yoktu, yine cahilliğimize versin, değerli Sinan Hocamıza, “Marx’ın kuramı bugün de geçerli midir?” diye bir soru daha sorduk. Sağ olsun, onu da yanıtladı:
“Diyalektik materyalizmi anlayıp özümsediğinizde, kapitalizmin sürekli bir değişiklik içinde olduğunu da görebilirsiniz; durağanlık değil çelişkiler içinde devingenlik kazanan bir yapı söz konusudur. Günümüzde kapitalizm, özü itibarıyla katı bir sömürüye dayalıdır, sermaye giderek yığışmakta ve yoğunlaşmaktadır, finans kapital dünya çapında egemen olmuştur ve halen aşılamayan küresel bir kriz yaşanmaktadır; gelecek belirsizliklerle doludur. Bu olgular Marx’ın ortaya koyduğu kuramı çürütmüyor, tersine doğruluyor. Anımsayalım; Marx kapitalizmin özelliklerini ortaya koyarken sınıf mücadelesi temelinde uzun vadeli tarihsel dönüşümün kuramını ve tabii ki pratiğini ortaya koymuştur. Ancak Engels’in deyişiyle tarih, sıçramalar ve gerilemelerin damgasını vurduğu zikzaklarla akışını sürdürür. Marx’ın kuramının eleştirinin ötesinde, artık geçerli olmadığını iddia edenler öncelikle diyalektik materyalizmi bilmeyenler veya Marx’ın öğretisinden kulaktan dolma aktarmalarla haberdar olanlardır.”

Çocuk haklarına aykırı öneri
Para toplama kampanyaları ile tanıdığımız Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın kurucusu İbrahim Betil, “İlkokulda başörtüsü serbest olsun. Yeter ki kız çocukları okusun!” diyor.
Kız çocuklarının eğitimini destekleme maskesi altında, onlara ayrımcı bakmanın daniskasıdır bu.
Görüşüne başvurduğumuz çocuk ruh sağlığı uzmanı Prof. Dr. Bahar Gökler, eğitim sistemine getirilecek düzenlemelerin, ancak çağdaş eğitim biliminin doğruları dayanak alınarak yapılabileceğinin altını özellikle çizdi:
“4+4+4 sistemini içeren önerinin, anaokullarının ortadan kalkması, kız çocuklarının okuma olanaklarının önünün kesilmesi ve çocukların bilişsel ve ruhsal gelişimleri, meslek seçimi doğrultusunda yeterince olgunlaşmadan, onların bir mesleğe zorunlu olarak yönlendirilmeleri gibi çok ciddi yanlışlar içeren, ülkemiz çocukları için çok önemli riskler taşıyan bir öneri olduğu vurgulanmalıdır. Eğitim eşitliği, kız, erkek gibi cinsiyet, ırk, din, dil ayrılığını gözetmeksizin tüm çocukların eğitilmesinin onların temel hakkı olduğunu belirten bir kavramdır ve Çocuk Hakları Evrensel Bildirgesi’nde yer almaktadır. Ülkemiz, bu bildirgeye katılan ve onay veren ülkelerden biri olarak ‘kız’ cinsiyetine özel ya da dinsel bir vurgu yapmaksızın, kız çocuklarının da bu eğitim hakkına eşit olarak sahip olduklarını dikkate almalı ve konu bu boyutlarıyla önemsenmelidir. Kız çocuklarının ancak başlarını bağlayarak okula gidebileceği gibi bir bakış açısı temelden çarpık, ayrımcı, kız çocuklarını ‘cinsel nesne’ olarak tanımlamaya dönük, örtük bir taciz eğilimini içeren bir bakış açısıdır. Çocuklar, ancak onların gelişimsel özelliklerini iyi bilen, onların haklarını onlar kadar ve onların adına savunan erişkinlerin bilimsel gerçekler doğrultusunda hazırladıkları, çağdaş bir eğitim programı içinde eğitim gördüklerinde serpilip gelişebilir ve uygar dünyanın birer üyesi olabilirler.”
TGS EYLEMDE
TGS Başkanı Ercan İpekçi, eylemde. Kim için? AA çalışanları için, sendikası için, habercilerin hakları için, tutuklu gazeteciler için. DİSK Başkanı Erol Ekici diyor ki:
“Yandaş ve güdümlü sendika konusunda dünyada çok ender ülkelerden biri olmaktan biz utanıyoruz. Hükümet utanmıyor ve utanmadan yandaş sendikaları palazlandırmak ve muhalifleri cezalandırmak için yeni yasal düzenlemeler yapıyor.”
Ya TGS’nin üyesi olduğu Türk-İş ne yapıyor? Güdümleniyor.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget