Ehl-i Beyt Gecesi’nde şölen ve çığlık! - Sabahattin Önkibar

Ehl-i Beyt Gecesi’nde şölen ve çığlık! - Mekan: İstanbul Bağlarbaşı Kültür Merkezi. İcmal Gençliğinin organize ettiği Ehl-i Beyt gecesindeyiz! Devasa

Ehl-i Beyt Gecesi’nde şölen ve çığlık! - Sabahattin Önkibar
Mekan: İstanbul Bağlarbaşı Kültür Merkezi.
İcmal Gençliğinin organize ettiği Ehl-i Beyt gecesindeyiz!
Devasa salon hınca hınç dolu!
Dahası fevkalade coşkulu!
Tertiplenen geceye yurt içi ve dışından geniş bir katılım var!

Atila İlhan haklı çıktı
Salona girmemle dikkatimi çeken ilk husus Sünni, Şia, Caferi ve Alevi Cenahın alim ve kanaat önderlerinin yan yana olmaları ve de birbirlerini muhabbetle kucaklamalarıydı!
O fotoğrafı görmemle işte “İslam’da ayrılıkçılık ateşini yakanlara atılan en büyük şamar” dedim!
Dahası işte dini bütünlük ve dolayısı ile işte milli kaynaşma dedim!
İcmal Dergisi sevdalısı çoğu Üniversiteli olan gençlerle konuşuyorum, fevkalade vakar sahibi ve birikimliler!
İslamcı ya da milliyetçi geçinen malum holiganlara benzemiyorlar!
İyi bir Müslüman, iyi bir milliyetçi ve iyi bir antiemperyalistler!
Salonda bulunan üniversiteli binlerce şuurlu genç kitleyi gözledikten sonra birden (-bana Sevgili Selim Kotil tarafından aktarılan-) Şair-Yazar Atila İlhan’ın şu sözlerini hatırladım: “Milli - Ulusalcı hareket ya da dalganın merkezi çok sürmez Prof. Dr. Haydar Baş Bey ile kadroları olacak zira önderinden tabanına hem müthiş inançlılar hem de donanımlı ve cesur!”

Sünni mahallesinde Ehl-i Beyt
Gençlerle sohbetimizin akabinde geceyi izlemek için oturduk derken salonda müthiş bir uğultu: “Üstat, üstat, üstat, üstat!”
Anladık ki Prof. Dr. Haydar Baş Hoca salona giriyor.
Ve bu görkemli giriş sonrasında önce hep bir ağızdan okunan istiklal marşı ile sonrasında Kur’an tilaveti!
Sahnede sadece Mustafa Kemal Atataük’ün posteri ile Türk Bayrağı var!
Ve akabinde kelimenin tam manasıyla bir iman ve aşk şöleni başlıyor!
Önce Ehl-i Beyt’in ne olduğu ve de ehemmiyeti konuşmacılar tarafından hadis-i şerifler ışığında ortaya konuyor!
Akabinde şiir faslı başlıyor!
Tam bu noktada bir itiraf:
Bu satırların yazarı gençliğinden beri hep inançlı bir mümin olmaya çalışmıştır lakin Ehl-i Beyt’in dinimizdeki ehemmiyetini ve vazgeçilmezliğini Prof. Dr. Haydar Baş Hoca ile Camiasını tanıyana kadar pek işitmemiştir!
Ehl-i Beyt ki Şanlı Peygamberimizin ailesi yani kızı Fatıma, damadı İmam Ali, torunları İman Hasan ile Hüseyin’dir. Dahası yine Şanlı Peygamberimizin veda hutbesinde “Size iki emanetim var biri Kur’an diğeri Ehl-i Beytim” demesine rağmen bu buyruğun ikinci bölümü yani Ehl-i Beytim kısmı benim gibi Sünni – Hanefi mahallesinde doğup büyüyenlerden saklanmıştır..

İmam Ali ve adalet
Daha açık ifade etmek gerekirse Ehl-i Beyt ile 12 İmam adeta Şia ya da Aleviliğin sembolleri gibi sunulmuştur ki bu hadise bizatihi Şanlı Peygamberimize ihanetin daniskası değil midir?
Tekrar salona dönelim ve anlatılanlardan bir demet sunalım:
Hazreti Ali şehit olduğunun hemen öncesinde yanındakilere “İşte bu adam birazdan beni öldürecek” der!
Yanındakiler hiddetle yakalayıp hapsedelim der lakin İmam Ali itiraz eder: “İnsanları yapmadıkları için hapsetmek bizim dinimizde yok!”
İmam Ali’nin ortaya koyduğu dinimizdeki bu müthiş ölçüyü bugünkü AKP iktidarının ceberutlukları ve de Osmanlı’nın kundaktaki bebeleri katletme canavarlığı ile değerlendirin ve hükmü siz verin!
Bu arada konuşmalar arasında bir ilahi ziyafeti bölümü vardı ki anlatmak kabil değil!
Finali ise Prof. Dr. Haydar Baş Bey yapıyor ve müthiş konuşması ile salonu yeniden dalgalandırıyor.
Peki sonuç mu?

Çığlık mesajları

Başta Prof. Dr. Haydar Baş Bey olmak üzere kürsüye çıkan konuşmacılar Eh-i Beyt konusuna ilaveten bugünün reel politiğine dair tespit ve analizler yaptılar ki zerre abartmıyorum bu tespitlerin bazıları adeta çığlık hüviyetliydi?
Peki, ne miydi çığlığı çağrıştıran o mesajlar?
* Vatikan’dan Evanjelistlere bütün Haçlının İslam’ı içerden çökertme harekatına giriştikleri ve Müslümanları Sünni - Şia, Caferi ve Alevi diye bölmeye çalıştıkları!
* Haçlının bu operasyonunda acentelik verdiği cübbeli-sarıklı zangoçları kullandığı!
* Dini bütünlüğümüzün tehlikede olduğu!
 * Tehlikede olan dini bütünlüğümüzün milli bütünlüğümüzü de ipotek altına aldığı!
* Dinlerarası diyalog teşebbüsünün kıyamet alameti ve de deccal fitnesi olduğu!
* İslam dünyasının Suriye, İran ve Afganistan bağlamında iman noktasında imtihanda olduğu!
* İslam coğrafyasına tarihin en büyük haçlı taarruzunun başlatıldığı!
Ve hüküm:
Ehli-Bey gecesinde bir kere daha şahit oldum ki ayrılıkların koro halinde körüklendiği ülkemiz de hem dini hem de milli bütünlüğün yegane tutkalı Prof. Haydar bey ile arkadaşlarıdır!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget