Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısındaki değişiklikle birlikte yargıda çok şeyler değiştiğini yargı mensuplarından duyuyoruz. Bazı uygulamalar onları hayli yaralıyor olacak ki, görev süresinin dolmasına 3-5 yıl kalmış olanlar bile emekliliğini istemek durumunda kalıyorlar.
Hükümet yetkilileri, Danıştay’ın bir çok kararı için daha önce her fırsatta, "Danıştay siyasi karar veriyor, kararlar ideolojik" diyordu. Bakın şimdi bunları duymaz olduk. Hükümet için yargıda işler yolunda gözüküyor….
Değişiklikler aynı gün yapıldı
İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısının, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, önceki müsteşar Emre Taner, yardımcısı A.G ve iki MİT görevlisinin “şüpheli” sıfatıyla ifadelerini almak istediği zaman yaşananları hatırlıyoruz. Yasa “jet hızıyla” değişti, işlendiği öne sürülen suç terörle ilgili olsa bile Başbakanın izni yasal zorunluluk haline getirildi.
C.Savcısı Sadrettin Sarıkaya’dan soruşturma alındı. Yeni C.Savcısı da, aynı kişilerin “şüpheli” olarak ifadelerini alabilmek için Başbakanlığa başvurdu. Başbakan izin verir mi, vermez mi bilemeyiz. Ama, vermeyeceği yolunda genel bir kanaat var. Keşke soruşturma izni ya da konuşma izni verilse de Emre Taner gibi kıymetli bürokrat, Başbakanın en çok güvendiği isimlerden MİT Müsteşarı Hakan Fidan gerçek durumu anlatabilse. Böylece bir çok soru işareti ve gölgeler büyük ölçüde kalkmış olur.
Hükümetin, MİT Yasası’nın 26. maddesinde değişiklik yaptığı gün, Danıştay Başkanlar Kurulu da, Hüseyin Karakullukçu’nun başkanlığında önemli bir düzenleme yapıyordu. “Danıştay’da iş yükünün azaltılması amacıyla” yeni planlama yapılmış, 32 üyenin görev yeri değiştirilmişti.
Bakın şu tesadüfe: Danıştay üyelerinin görev yerleri 17 Şubat Cuma günü değiştirildi. Aynı gün TBMM’de “Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu”nda değişiklik kabul edildi, Cumhurbaşkanı kanunu onaylandı, 18 Şubat’ta bu değişiklik Resmi Gazetede yayımlandı.
Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, “Biz bu planlamayı yaptığımızda ortada MİT davası yoktu” diyor ama düzenlemenin yapıldığı günler, MİT soruşturması ve yasal düzenlemelerinin en çok tartışıldığı günler olduğunu kamuoyu çok iyi anımsıyor.
İzin verecek dairede değişiklikler
Başbakanın MİT Müsteşarı ile ilgili Savcılığın başvurusu üzerine MİT Müsteşarı ve önceki görevlileri hakkında soruşturma izni vermemesi halinde, C.Savcısı bu kararın kaldırılması için Danıştay’a başvurabilecek. Başvurunun yapılacağı daire ise Danıştay 1. Dairesi’dir.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, soruşturma izni verilmemesi halinde bunu kaldırmaya yetkili olan Danıştay 1. dairesinde 3 savcının görev yerinin değiştirildiğini açıkladı. Savcının değiştirilmesi çok önemli değil. Asıl önemli olan üyeler değişti mi değiştirilmedi mi ona bakmak gerekir.
Danıştay 1. dairesinin üye sayısı da azaltıldı. Alanında uzmanlaşmış olan üyelerden Ahmet Başpınar, Abdullah Dörtlemez ve Muzaffer Dilek başka dairelere atandı. Muzaffer Dilek, üç yıldır görev yaptığı daireden alınması üzerine görevinden ayrılmayı uygun buldu.
Daire Başkanı Osman Alpak, üyelerden Hicabi Ece, Fethi Aslan ve İbrahim Er yerlerini korurken, bu daireye yeni üye olarak Galip Tuncay Tutar verildi.
Üyelerden birisi Başbakanın teyze oğlu
İsimlerden birisi tanıdık çıktı. Eğer, Başbakan MİT yöneticileri hakkında soruşturma izni vermezse, C.Savcısı bunun kaldırılması için Danıştay’a başvurabilecek. Dosya da İbrahim Er’in da üyeleri arasında bulunduğu Danıştay 1. Dairesi’nde incelenecek.
“Tanıdık isimlerden” dediğimiz İbrahim Er, 1968 doğumlu. 65 yaşına kadar Danıştay üyeliği yapabilecek. İlkokul öğretmenliği, ilköğretim müfettişliği yaptı. AKP döneminde eğitim kademelerini atlayarak İlköğretim Genel Müdürlüğü’ne getirildi. Geçen yılın Mart ayında da Danıştay Üyesi yapıldı. Kendisi Başbakanın teyzesinin oğludur.
Hicabi Ece de, AKP döneminde yıldızı parlayan, karayollarında üst görevlerde bulunduktan sonra geçen yılın Mart ayında Danıştay'a seçilenlerden birisi. Yani, hükümete yakın bir isim.
YARSAV Başkanına sordum
Danıştay’daki değişikliklerin ne anlama geldiğini YARSAV Başkanı Murat Aslan’a sordum. Aslan şunları söyledi:
“Yerel hakim ve savcıların kürsü güvencesi kalmadı. Şimdi de yüksek yargıç güvencesi kaldırılıyor ve yargı yeniden dizayn ediliyor. Yasa değişikliğiyle üst yapı değiştirilmişti. Danıştay’da da yüksek yargıyı dizayn etmenin ince işçiliği tamamlanıyor. Uzun yıllar aynı dairede çalışan kişilerin birikim ve uzmanlığı göz ardı ediliyor, istek dışı başka dairelerde görevlendiriliyor. Kurum içi barış ve huzur atmosferi ortadan kaldırılıyor.”
Aslında YARSAV Başkanının söyleyecekleri çok. O da başka bir güne…
Yorum Gönder