Ahlakta Yeni Moda! - Cüneyt Arcayürek

Cumhuriyet yazarı Cüneyt Arcayürek,in 18 Mart 2012 köşe yazısı:
Ahlakta Yeni Moda!


Muhalefetin kimi sorunları eleştirmesine, olaylara neden olan kimi sorunlara akılcı, yeni, değişik kimlik vermesine Başbakan RTE bugüne dek olumlu bir çift söz söylemedi.

Üstelik Başbakan, muhalefetin kimi yaptırımlara bir kez olsun başarılı diye nitelemediğinden şikâyet eder, durur.
Muhalefeti sürekli savaşılması gereken bir düşman cephe gibi görüyor.
“Tedavisi gayri kabil” bir hastalık!
RTE’ye göre; demokratik kurallarda geriye giden her eylemi, her kararı, her sözü demokratik!
Muhalefetin geriye gidişe karşı çıkan söz ve davranışları ideolojik!
Bu kafayla nereye varabiliriz?
***
Muhalefet; RTE’ye yapıcı muhalefet mi istiyorsun; al sana dedi.
4+4+4 yerine 1+8+4 diye özetlediği düzenlemeyi önerdi.
RTE hemen yanıtladı. Öneri ideolojik!
Eğitim dernekleri, görüşlerine başvurulan öğretmenlerin yüzde 77’si hükümetin dayattığı düzenlemenin reformist değil, ideolojik olduğunu…
…üstelik 12 yıl kesintisiz eğitimi Başbakan’ın iddia ettiği gibi, 28 Şubat’ın şapkadan tavşan çıkarır gibi birden uygulamaya koymadığını…
…geçmiş yıllarda Milli Eğitim şûralarında, Bakanlık’taki çalışmalarda 12 yıl kesintisiz eğitimin sürekli araştırılan önemli bir konu olduğunu…
…TV’lerde, oturumlarda açıklığa çıkaran uğraşıları…
...ne siyaset dünyasında ne de medyada ses getirdi, ne oldu?
Şu oldu: Bir baktık ki manşetlerde RTE’nin “Sorun ideolojik değil, pedagojik” diyen cümlesi baş tacı...
Muhalefetin karşı duruşu, eğitim kuruluşlarının eğitimin partisel ideolojiye kurban edildiğini içeren açıklamaları hopp çöp sepetine!
***
Türkiye’ye damgasını vuran her olay bugün gündeme geldiğinde geçmişi ve o günlerin sorumlularını karalamak günümüzün saygıdeğer marifeti!
Madımak olayları yakın tarihin yüz karası olaylarından biri.
Mahkemenin beş sanık hakkındaki davayı düşürme kararı tepkilere neden olunca; medyada olaylar sırasında görevde olanların sorumluluğu araştırılmaya başlandı.
Zamanın İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu; “Sivas’a gidecektim. Müsteşar engelledi” dedi. Dün (Mardin Valiliği’nden tanıdığım, devlete önemli hizmetleri geçen) müsteşar Fahri Öztürk; eski Bakan Gazioğlu’nu yalanladı:
Öztürk, “Dönemin hâlâ sağ Emniyet Müdürü Yılmaz Ergun ile ikimiz Bakan’a, Sivas’a gitmesini defalarca ısrarla söyledik. Ancak kendisi gitmedi” diyor.
Bir başka örnek: Dönemin il emniyet müdürü de valiye Madımak olaylarına müdahaleyi 20 kez önerdiğini, kabul ettiremediğini söylüyor.
Suçlamalar manşetlerde ama karşı görüşler, yalanlamalar kısa haberlerle arka sayfalarda.
***
Bu örnek olaylar daha kapsamlı kimi olaylarda yaşananları çağrıştırıyor.
Ahlakın yeni modası uyarınca, örneğin 28 Şubat’ı yık askerin üzerine.
28 Şubat’ta sorumluluğu yokmuş gibi bugün ortalıkta mağdur mazlum edasıyla gezinenleri sorgulama zorunluluğunu aklının ucundan geçirme!
Örneğin bugün Çankaya’da, ama 28 Şubat’ta Erbakan’ın yanında yer alan Bay Abdullah Gül’ün MGK kararını uygulamayı taahhüt eden kararın altında imzası yok mu?
28 Şubat mademki postmodern darbeydi; hükümetteki konumunu terk etmesi gerekmez miydi?
Demirel’in “Dün dündür bugün bugün” söylemi özdeyişe dönüştü.
Bu söz; dün Erbakan’la 28 Şubat’ı yaşayıp direnmeyenlere, direnme yerine susmayı, güç sahiplerinden uzak durmayı yeğleyenlere yakışıyor.
Yazarında, çizerinde, siyasetçisinde ve bürokratında bugün; dünü karalamak, dünün üzerinden rant sağlamak geçerli.
Kimilerinde siyasal, toplumsal ahlakın ahlaksızlığa dönüştüğü günler!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget