TT gençliği - Rıza Zelyut

Acaba bugünün gençleri bizim zamanımızda yaşasalardı, ne yaparlardı.
Telefon neredeydi ki? On günde on beş günde bir mektup yazardık  memlekete.
Yine de işlerimiz hiç aksamazdı.
Şimdikiler telefonla yatıp telefonla kalkıyorlar.
İki elin iki başparmağı  tıklayıp duruyor ekrana.
Gidiyor, geliyor; gidiyor, geliyor.
Dakikalar; saatler akıyor.
Yüzlerinde acayip bir zevkin parıltısı...
Dokundukça dokunuyorlar...
Sanki telefonla uğraşmıyorlar da orgazm oluyorlar.
Bu kadar eklemlenmişler o alete...
***
Görüyorum ki bu cep telefonları; gençlerin enerjisini sömürüp alıyor.
Zamanlarını çalıyor; yaratıcılıklarını önlüyor.
Türkiye'nin yeni kuşaklarının başına bela...
Sigara gibi... İçki gibi... Uyuşturucu gibi...
Bilgisayar, şimdi telefonla işbirliği halinde.
Telefon ve İnternet:
İkisi birden sanki altın vuruş...
Bunlara gecenin efendisi televizyonu da ekleyin...
Üç uyuşturucudan hangisini istersin delikanlım?
***
Bu telefon, televizyon, bilgisayar bağımlısı tiplere dikkat edin.
Benciller...
Dünya bunların çevresinde dönüyor.
Önemli olan kendi zevkleri...
Vatandan milletten çoktan vaz geçtik de hiç değilse insani değerler?...
-Ha ha ha hayyyy!
Büyüklere saygı, küçüklere sevgi mi?
-Bunların modası çoktan geçti.
Yaşlılara, kadınlara yer vermek mi?
-Bırak be moruk bu eski moda işleri... Ben keyfime bakarım. Erken gelen  koltuğa oturur.
TT gençliğinin geldiği nokta bugün burasıdır.
İşte bu yüzden tehlikelidir TT.
Size şaka gibi gelebilir ama çevrenize biraz dikkat edin; tehlikenin ne kadar büyük olduğunu göreceksiniz.
Analar! Çocuklarınızı beslemek yetmez. Onlara biraz çevreyi gösterin; dünyayı gösterin; bu alemde başka varlıkların da olduğunu kulaklarına fısıldayın.
Eğer TT'ye esir ederseniz çocuğunuzu, günün birinde hastane arayabilirsiniz...

Ah Fener vah Kocaman
Maça Fenerbahçe başladı. Elazığ hemen bastırdı.
Hooop top Fener kalecisine...
Sanki Fenerbahçe Kadıköy deplasmanında...
Peşinden al gülüm ver gülüm...
Fener takımı, Fenerbahçelileri kandırıyor ama Elazığ'ı kandıramıyor:
Bir gol, bir gol daha...
Benim Fenerbahçem Elazığ ile değil de sanki Barcelona ile oynuyor.
***
Fenerbahçe'nin has kalecesi Volkan Demirel var ya...
Kaleciliği her geçen gün unutuyor.
Kimse de ona bunu söyleyemiyor.
Çünkü Volkan Demirel Fenerbahçe başkanı havalarında...
Yediği iki golü hatırlayın.
İşte o  iki golu da  Elazığ  kalecisi Vanja İvesa kurtarırdı.
Kurtardıkları bunun en güzel kanıtıdır.
***
Sorun elbette ki teknik direktörümüzün tavrında.
Evet Sayın Kocaman; gerçek bir beyefendidir, has bir Fenerbahçelidir.
Fenerbahçe'ye karşı yapılan 2011 şikesinde takımı korumuştur.
Ama Sayın Kocaman Fenerbahçe'nin değil de bir Anadolu kulübünün takımını yönetiyormuş gibi...
***
Bir: Fenerbahçe; ligdeki hiçbir takımdan korkmamalı.
İki: Bastıran; gol arayan, mücadele eden bir takım olmalı.
Üç: Yenilirse yenilsin... Oynadı ama yenildi, deriz. Aykut Kocaman'a da saygı duyarız.
Dört: Olmuyor: Hem korkak futbol hem başarısızlık...
Beş: Bu futbolcular niye mücadele etmezler? Bu ne çıtkırıldım oyuncu topluluğu?
Altı: Haklıyım Aykut Bey... Galatasaray'ın yenildiği her hafta onu taklit etmek zorunda mısınız?
Yedi: İnşallah cesur ve mücadeleci bir takım yaratırsın da yedinciyi yazmama gerek kalmaz.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget