DEMOKRASİ denince mangalda kül bırakmayız, hepimiz keskin birer demokratız.
Acaba günlük yaşantımız, demokrasi geleneğine uygun mu?
Mesela Fransa’ya...
Yarı çıplak fotoğrafları kaçımız kabul eder, sineye çeker?
Ya yeni gelen cumhurbaşkanını sevgilisiyle kabul eder misiniz?
Kadın açıkça evlenmekten değil, başka ilişkilerden söz edebiliyor.
Kimse de kalkıp, “Bu ne?” diyemiyor.
Niye, “adam”ların geleneği bu, özel hayat kimseyi ilgilendirmez.
* * *
MITTERAND’IN gayrimeşru kızı, karısının bir sevgilisi yok muydu?
Bunlar konuşulmuyor, kimse cumhurbaşkanına, “Metresin var ve karın seni aldatıyor” diyebildi mi?
Diyemez!
* * *
ÇÜNKÜ, bu yaşam tarzını kabul etmişlerdir.
“Olur mu öyle şey!” diye ayağa fırlayacak olanları şimdiden tahmin edebiliyoruz.
* * *
BİZDE yok mu?
Var ama, gizli kapaklı, gençliğimizde bir dışişleri bakanının uzatmalı sevgilisinden söz ederlerdi, hatta “Hariciye’yi o idare eder” diye dedikodu yaparlardı.
Ya başbakanın sevgilisi?
İhtilal mahkemesinde bile, yürekli bir kadının “Onu çok sevmiştim reis bey!” çıkışı önemli bir olaydı.
Diyeceğimiz şu ki, onların aşkı hiç gündemden düşmez, bizde ise gündeme çıkarmak bile günahtır.
Lakin bazıları da adamı çok sevdikleri için bu aşkı mazur görüp “Helal olsun!” diye sırtını bile sıvazlarlardı.
Lakin genel olarak bu gibi ilişkiler pek hoşlarına gitmez.
İyi ama demokrasi?
Fransa demokrat değil mi?
Demek cumhurbaşkanlarının aşkları bile başka oluyor.
Bizde ise hele siyaset esnafının diline düşmüşse...
Onlarla anlaşmak çok zor...
* * *
İTTİHAT ve Terakki Partisi sosyal programı görüşüyormuş, “toplum vicdanı” lafı ortaya atılınca Hüseyin Cahit Yalçın sormuş:
“- Şimdi ben, başıma şapka geçirip sokağa çıkarsam ne olur?”
“- Toplum vicdanı buna engeldir.”
“- Peki, kızım bir yabancıyla evlense...”
Hep bir ağızdan karşı çıkmışlar:
“Toplum vicdanı engeldir!”
Hüseyin Cahit Yalçın ikiyüzlülüklerini yüzlerine vurur:
“Toplum vicdanı, toplum vicdanı diye diye...”
Şimdi bizimkiler de “demokrasi” diye diye...
Yorum Gönder